Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Fakirlik,içimizde etrafımızda ahenk bulunmak şartıyla -ve şüphesiz muayyen bir derecesinde- zannedildiği kadar korkunç ve tahammülsüz bir şey değildir. Onun da kendine göre imtiyazları vardır. Benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti.
Bu kelimeyi bugün sadece siyasi manasında kullanıyoruz. Ne yazık! Onu politikaya mahsus bir şey addedenler korkarım ki,hiç bir zaman manasını anlamayacaklardır. Politikadaki hürriyet,bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık duran kapısıdır. Meğer ki dünyanın en kıt nimeti olsun;ve tek bir insan onunla karnını doyurmak istedi mi etrafındakiler mutlak suretle aç kalsınlar. Ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen ve zıtlarının altında kaybolan nesne görmedim. Kısa ömrümde yedi sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. Evet,bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde,yedi sekiz defa geldi;ve o geldi diye biz sevincimizden,davul zurna,sokaklara fırladık.
Nereden gelir? Nasıl birdenbire gider? Veren mi tekrar elimizden alır? Yoksa biz mi birdenbire bıkar,”Buyurunuz efendim,bendeniz artık hevesimi aldım. Sizin olsun,belki bir işinize yarar!”diye hediye mi ederiz? Yoksa masallarda, duvar diplerinde birdenbire parlayan fakat yanına yaklaşıp avuçlayınca gene birdenbire kömür veya toprak yığını haline giren o büyülü hazinelere mi benzer? Bir türlü anlayamadım.
Nihayet şu kanaata vardım ki,ona hiç kimsenin ihtiyacı yoktur. Hürriyet aşkı,-haydi Halit Ayarcı’nın sevdiği kelime ile söyleyim ,nasıl olsa beni artık ayıplamaz,kendine ait bir lugatı kullandığım için benimle alay edemez!-bir nevi snobizmden başka bir şey değildir. Hakikaten muhtaç olsaydık,hakikaten sevseydik, o sık gelişlerinden birinde adamakıllı yakalar,bir daha gözümüzün önünden, dizimizin dibinden ayırmazdık. Ne gezer? Daha geldiğinin ertesi günü ortada yoktur. Ve işin garibi biz de yokluğuna pek çabuk alışıyoruz. Kıraat kitaplarında birkaç manzume,resmi nutuklarda adının anılması kafi geliyor.
Hayır,benim çocukluğumun hürriyeti,hiç de bu cinsten bir hürriyet değildir. Evvela,burası zanımca en mühimidir,onu bana hiç kimse vermedi. Bu sızdırılmış altın külçesini birdenbire kendi içimde buldum. Tıpkı ağaçta kuş sesi,suda aydınlık gibi. Ve bir defa için buldum. Bulduğum günden beri de küçücük hayatım,fakir evimiz,etrafımızdaki insanlar,her şey değişti. Vakıa sonraları ben de onu kaybettim. Fakat ne olursa olsun bana temin ettiği şeyler hayatımın en büyük hazinesi oldular. Ne dünkü sefaletim,ne bugünkü refahım,hiçbir şey onun mucizesiyle doldurduğu seneleri benden bir daha alamadılar. O bana hiçbir şeye sahip olmadan,hiçbir şeye aldırmadan yaşamayı öğretti.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
İnsanların saadet anlayışları da gariptir. Kitaplara bakarsanız,kendilerini dinlerseniz, insanoğlunun esas vasfı akıldır. Onun sayesinde diğer insanlardan ayrılır. Beylik sözüyle,hayata hükmeder. Fakat kendi hayatlarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur!
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlar verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde… Fakat daima ödersiniz. Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Halbuki ben bir masalı olan adamdım.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Hayat benim icin iki eli cebinde uydurulan bir masaldı.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Hadiseler kendiliğinden unutulmaz. Onları unutturan tesirlerini hafifleten, varsa kabahatlerini affettiren daima öbür hadiselerdir.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü