Yeraltı edebiyatı, dili zincirlerinden kurtarmak için 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan ben özgürüm diye bağıran edebiyat.
Aşkta Hava Yağmurlu
Bunun ne demek olduğunu bilmiyorum
ama bir kadından çok hoşlanmaya
başladığım zaman,
kendime güvenim sarsılıyor.
Bu beni gerginleştiriyor.
Doğru şeyleri söyleyemiyorum
ya da muhtemelen
söylediklerimi
gözden geçirmeye
tartmaya
hesaplamaya başlıyorum.
“Sence yağmur mu yağacak?” diyorsam
ve o “bilmiyorum” diyorsa
hemen “benden gerçekten hoşlanıyor mu?” diye
düşünmeye başlıyorum.
Başka bir tabirle
biraz ürkütücü oluyorum.
Bir keresinde bir arkadaşım
“biriyle arkadaş olmak
birine âşık olmaktan
yirmi kat daha iyidir” demişti.
Sanırım bunda haklı
üstelik
bir yerlerde yağmur yağıyor ve
çiçekleri büyütüyor
ve salyangozları mutlu etmeye devam ediyor.
Önemsenen tek şey bu
Ama…
Bir kadın benden çok hoşlanıyorsa
ve gerçekten gerilmeye başlıyorsa
ve bana aniden tuhaf sorular sormaya başlıyorsa
ve yanlış cevapları verdiğimde yüzü asılıyorsa
ve şu gibi şeyler söylüyorsa:
“sence yağmur mu yağacak?”
Ve ben “en ufak bir fikrim yok!” diyorsam
ve o “ah,” diyorsa
ve hafiften üzgün görünüyorsa
Kaliforniya’nın açık mavi gökyüzünde,
şöyle düşünüyorum: “tanrıya şükür, sensin bebeğim,
bu sefer benim yerime sensin.”
Richard Brautigan