Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Önemli olan bu dünyada ne kadar yaşadığımız değil, yaşarken neyi ne kadar sevdiğimizdir.
Savaşın, filmlerde izlediğim gibi korkunç, bir o kadar güzel ve yüce olduğuna inandım. Nasıl böyle çirkin bir inanç yerleşti içime acaba. Tanrı aşkına bugün benim doğru olarak inandığım şeyleri bana kim öğretti? Aslında insan böyle bir varlık mı?
Yaralı biriyle alay etmek, yalnızca insanların sahip olduğu bir yetenek.
Ancak o kuşu serbest bırakamam. Artık o kuşun uçabileceği bir gökyüzü yok. Gökyüzüne bile uzun süredir insan egemen olduğu için.
Gerçekten de bu dünyadan sessiz sedasız kaybolmak istiyorsan, bu dünyayı yaşanmaya değer bir yermiş gibi kabul etmen ve inadına yaşamak için güçlü bir tutkuya sahip olman gerekir. Fakat benim içimde zerre kadar tutku yok. Bu yüzden ölemiyorum da. Bu haksızlık.
Ona, "Dünyadaki tüm hayvanlarla konuşabilir misin?" diye sordum.
"He he hepsiyle ka ka kar karşıla karşılaşmadım ama he he herhalde ko ko kon konuşabilirim."
"Hangi hayvanın dilini anlamak en zoru," diye sordum. "Tembel hayvan? Karıncayiyen? Ornitorenk? İguana? Armadillo? Fil kaplumbağası...?"
Yucong gözümün içine bakarak kekelemeden tek nefeste, "İnsan," dedi.
Zenci mi? Beyaz mı? Sarı mı? Bu şekilde sormadım. Belki de insanların rengi, cinsiyeti, yaşı, milleti ne olursa olsun anlaması zordur diye.