Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
'' Onun mavi, çizgili, beyaz, incecik, kısa kollu gömlekleri... Uzun parmakları... Yeşil taşlı yüzüğü... Ellerinnin üstünde, kollarında, boynunda belirgin damarlar... Islandığı zaman geriye yatan, yanlardan açılmış, kuruyunca dağılan, güneşte beyazları iyice parlayan saçları... Yüzerken denizin mavilerini, yeşillerini alan, akşama doğru koyulaşan gözleri... Gülerken gözlerinin altında, kenarlarda beliren kırışıklar... Sigarasından bir nefes alırken... Bir an dalmış, çocuklar gibi somurturken... Beni öpmek için yüzü yaklaşırken... ''
''İşte biz sanki iki çocuk bir dili yeniden öğreniyorduk. Bana öyle gelirdi ki, büyüklerden kaçıp gizlenmiş iki çocuk gibi birbirimizi soyar, yalnız giysileri çıkarmakla kalmaz, tenlerimizi de soyar, bedenlerimizin içinde gizli bir yolculuğa çıkıp orada kimselerin bilmediği ama hep söyleyip durdukları, belki de hayatın özü, ruhu dedikleri şeyi arar, o maceranın heyecanı içinde böylesine kendimizden geçerdik.''
''Ama ya başkalarının sizin yaptıklarınız yüzünden acı çekmesi, sizin mutluluğunuzun bir başkasının mutsuzluğunu yaratması?
O, çöplerle oynanan oyundaki gibi, istediğiniz çöpü almaya çalışırken başkalarını yerinden oynatıyorsunuz ve yanıyorsunuz...''
''Sanki sizi tanımlayacak öteki parçanız bir oyun gibi sizden uzağa, bilmediğiniz bir yere fırlatılıyor. Üstelik ne kadar zamanınız olduğunu bilmiyorsunuz ve onu nerede, nasıl arayacağınızdan da haberiniz yok...''
''Ben o gün anladım ki, iki insanın bedenleri birbirine değdiği zaman ya hemen tutuşan ve sonra sönen saman alevi gibi geçici bir zevk verir ya da ikinizin arasında hiç anlayamayacağınız sonsuz bir bağ kurulur. Sanki bir başkasına, bir yabancıya içinize girmesi, kimsenin gözle görüp elle tutamadığı cisimleşmemiş benliğinize dokunması, orada pervasızca gezip dolaşması için elinizde olmadan izin vermiş olursunuz. Sanki ne sizin ne de bir başkasının asla bilmediği incecik bir aralıktan geçip o gizli bahçeye girersiniz.''
''Ve eğer kadınların kalbine giden bir yol varsa, inanın bana, sözcüklerden geçer.
Hatta o yol sözcüklerle döşelidir
Başka hiçbirşey doğru bir sözdizimi kadar bir kadının başını döndüremez.''
''İsterdim ki o hayatın içinde, ikimizin arasında gizli kalan hiçbirşey olmasın. Birbirimize, kızacağımız, duymaktan korkacağımız, kişinin belki kendisine bile asla itiraf edemeyeceği şeyleri bile anlatalım. O kadar çıplak kalalım, bütün o yıllarca kurmaya çalıştığımız benliğimizi öylesine unutalım ki artık ayrı insanlar olmaktan çıkalım. Karşımızda sürekli açılan kapılardan hiç korkmadan, sonunun ne olacağını düşünmeden geçip o gizli dehlizlere girelim.''
''Herşeyi yeni gören, yeni birşeylerle karşılaşmanın heyecanını yaşayan, ilk kez bir toprak parçasına, daha önce kimsenin görmediği bir adaya, sonsuz buz kıtasına ayak basan insanlardan biri olmayı ne çok isterdim.''
''Uzakta bir yerde savaşı onların kazandığını düşünmüştüm. Savaşları kimsenin kazanmadığını unutmuştum.''
"Birini sevmek için nedenlerin yoksa onu gerçekten seviyorsun demektir".