Yeraltı edebiyatı, dili zincirlerinden kurtarmak için 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan ben özgürüm diye bağıran edebiyat.
O gece, geç saatte evine döndüğünde, biraz olsun kendine gelebilmek için yüzünü yıkamak istedi. Güç bela banyoya girip ışığı açtığında ortalık fır dönüyordu. Musluğu açtı, cılız suyu avucunda toplayıp biriki kez yüzüne çarptı. Birdenbire hızlandı su, musluğu çevirip gelen suyu azaltmaya çalıştıysa da, tersine, suyun akışını iyiden iyiye hızlandırdığını anladı. Her iki yana da son yive kadar çevirdi musluğu, sonuç değişmedi ama: Musluk, sarsılarak, çatlayacakmışcasına su saçmayı sürdürdü. Kim inanırdı ki, son tufanın o lavabodan başlayacağına?
-Enis Batur