Bloggerlar

Kaliteli bir yorum. Az okuyup maalesef papağan gibi çok konuşan milletiz.

Son zamanlarda bloglar arası bir çekiliş modası başladı. Bundan bir kaç sene önce blogger demek yazan insan demekti. Bu blogların okuyucusu da o yazıları okuyan insanlardı yani o bloga izleyici olma sebepleri sadece okumaktı.Şimdi çekiliş,hediye v.s başlığı altında izleyici toplanmaya çalışılıyor. Burada tabi ki bu işi karşılıksız yapan insanları ayırmak lazım ama "bloguma izleyici ol kazan","yorum bırak kazan" v.s tarzı yaklaşımları ne yazık ki doğru ve etik bulmuyorum.Yapılanın kömür'le oy toplamaktan farkı yok bence. Eğer yazılarının insanları çekmeyeceğini düşünüyorsan, blog yazmanın anlamı da yok bana göre. Tamamen tüketime ve üretimsizliğe dayanan bir toplum olmamızın internet alemine yansımasımı sizce? Ya da siz ne düşünüyorsunuz?

Blog demek özgünlük demek, özgünlük demek okuyucu kitlesi demekti aslında. Ancak deyim yerindeyse twitter çıktı mertlik bozuldu. Çok sağlam bloglar, kendi alanlarında çok güzel yazı dizileri hazırlayan bloglar artık twitter üzerine kaydı ve yorumlarını da twitter üzerinden paylaşıyor. Aslında bunun sebebi tabii ki okuyucu. Yazar, yine yazılar yazmasını ve paylaşmasını bilse de, okuyucu artık uzun şeyler okumaktan ve görmekten sıkılmış durumda. Bu da tembelliğin belirtisi tabii. Uzun uzun okuyacağına, twitter'ı açıyor ve ona 140 karakterlik yorum yetiyor. Okumayı sevmiyor çünkü artık.

Durum böyle olunca bloglar da kan kaybetti. İzleyici, takipçi olsa da katılımcı çok az. İnsanlar twitter üzerinden anlık muhabbet etmeyi yeğliyor. Belki de MSN'in de tahtını yok etmesi, twitter'ı böyle bir pozisyona getirdi, bilemiyorum. Ancak bu durumdan ben de müzdaribim. Yazmak istiyorum ama doğru düzgün okuyucu kitleyicisi olmayınca insanın içinden de yazmak gelmiyor.

Bakalım böyle ne kadar gidecek. Facebook birkaç sene kendini götürdü, hala da epey kullanıcısı var ama şu anki Twitter, eski Facebook gibi. Herkesin twitter hesabı var garip bir şekilde. İnsanlar ne zaman sıkılcak göreceğiz... Belki de birilerinin sıkılması değil de, birilerinin ceplerini "yettiği" kadar doldurması gerekiyor. Onlar bu işten sıkılınca başka bir platforma yöneltecekler insanları.. Bekleyip görelim.

Bu arada konu dışı gibi oldu biraz, kusura bakmayın ama ben çekiliş yapmanın etik dışı olduğunu da düşünmüyorum. Bazı şeyler gerekiyor. Bir nevi reklamdır bu. Ve bence eğer okunması gereken bir blogu sırf başka kanallar yüzünden tanımıyorsak ve bu çekiliş sayesinde haberdar olduysak çok da şahane bir şey demektir. Hem çekilişle verilen kitap da önemli bir detay. Okuma seviyesi bu kadar düşük bir ülkede iyi bir iş yapılıyor bence. O verilen 1 kitap en az 10-15 kişinin elinden geçecek belki de.

blog kişisel bir şey, kimsenin nasıl şartlar koyduğuna karışamıyoruz maalesef. ben de çekiliş yapan bir insanım ancak paylaşıma ve beni illa ki izleyin mantığına karşıyım. ayrıca bu tür bloglarında izleyicisi farklı oluyor. sadece çekiliş haberi duyurmak için blog açan insanlar var. yani alan razı satan razı,hoşlanmıyorsak bir tıkla okumayı kesebiliyoruz. Özgürlüğümüzü kullanalım :)

Burada Tankut çok doğru bir noktaya değinmiş.Ben de aslında karşılıksız hediye veren insanlara karşı değilim.Sonuçta kitap çok güzel bir hediye ama burada çirkin duran "twitter'da duyur,facebook'ta reklamımı yap" v.s tarzı yazılar.Belki fazla sertim ama bu aciziyetin içerisindeysen zaten blog yazma insanlara verebileceğin bir şey yok demektir. İkinci olarak bir şeyin adına hediye deniyorsa, buna karşılık bir şey istenmesi bana çok çirkin geliyor.

Reklam amacıyla çekiliş yapılması bir noktaya kadar bana da çok mantıksız gelmiyor; yeni okuyucular kazanma şansını arttırmak isteyen insanlar bu şekilde blog'larının duyulmasını sağlayabiliyorlar. Ancak iş ne zaman ki "Blog'unda duyur, facebook ve twitter'da paylaş, üç ters takla at bir de amuda kalk!" şeklini almaya başladı, orada gerçekten bir etik problemi doğdu diye düşünüyorum.

Kitap hediye etmenin güzelliği, kitapları paylaşmak ya da dediğim gibi blog'unu duyurmak güzel şeyler ancak artık işler biraz çığrından çıktı sahiden. Burada topu okuyucuya atmak bana çok da haklı bir argüman gibi gelmedi, haftada bir gün en fazla bir saat ayırarak takip ettiğim tüm blog'ları (sadece aktif olanları ele alırsam sayıları altmışı buluyor) okuma fırsatı buluyorum. Çoğundan da büyük zevk alıyor ve çok şey öğreniyorum. İnsanlar okumuyor diye "kalitesizleşmek" çok mantıklı gelmiyor; madem ki twitter'daki iletişimi blog'lara yeğ tutuyorlar, blog'larını kapatmak oldukça cazip bir alternatif olmalı.

Bu işin etik sınırlarına dayanmasının şöyle bir yan etkisi mevcut; blog dünyası yayın evlerinin, edebiyat dergilerinin ve edebiyatla ilgili hemen her yayın/yayım alanının giderek ilgisini çeken bir kol. Onlar da -tıpkı televizyondaki rating meselesi gibi- yanlış da olsa takipçi sayısını baz alarak değerlendirme yapıyorlar diye düşünüyorum. Bu durumda son altı aydır hiçbir şey yazmayan, sadece çekiliş ilanı paylaşan/çekiliş yapan blog'lar bir şekilde hedeflerine ulaşmış oluyorlar... "-Takipçi sayıları var mı? -Var." Dolayısıyla emek harcayan, güzel işler ortaya koyan pek çok az takipçili blog arada kaynıyor ve bir noktadan sonra motivasyon eksikliğinden akitf blog hayatları sonlanıyor...

Tabi bir de şunu söylemem lazım, bu düşüncelerime rağmen bir çok kitap çekilişine iştirak ediyorum zira okumak istediğim kitapları ücretsiz edinme cazibesinden uzak tutamıyorum kendimi. Bu vesileyle tanıdığım şahane blog'lar da oldu, sadece çekiliş sonlanana kadar takip ettiğim, çekiliş bittiğinde ise takibi bıraktığım blog'lar da... İşbu durumda insanlara kitap kazanmaları için "çeşitli şartlar" koşmak pek de mantıklı bir yaklaşım değil kanaatindeyim. Benim fikrim bu yönde...