Eylül ayı her bakımdan hareketli bir ay olması sebebiyle malesef Görünmez Kentler bu koşturmada haksızlığa uğradı :) Tasvir edilen kentlerin havasına giremedim. 50 sayfalık önsöz zaten kitaba önyargılı başlamama sebep oldu. Marco Polo ve Kubilay Han arasında yaratılmaya çalışılan mistik atmosfere de kapılamadım. Kısacası benim için yanlış zamanda seçilmiş bir kitaptır Görünmez kentler.
Yukarıdaki yorumlarınıza da şiddetle katılıyorum. Şehirleri anlatan romanları aslında hep sevmişimdir. Orhan Pamuk'un İstanbul tasvirleri beni hep eskiye, çocukluğuma götürür, tanıdık birşeyler mutlaka yakalarım. Bunun yerli yazar olmasıyla ilgisi yok. Aynı keyfi Yukio Mişima Dalgaların Sesi'nde de alabilirsiniz.
Calvino ile yakalayamadım. Belki başka bir kitabıyla mümkün olur..
Ben de bitirdim ve çok beğendim. Kurgusu ve dili bir harika. İtalo calvino favori yazarım olabilir. Bir iki kitabını daha okumak istiyorum. İtalo calviniyu öneren arkadaşlara teşekkürler.
Aslında şu anda yaşadığımız kentler içinde başka boyutlarda farklı görünmez kentler mevcut. Biz bakıyoruz diye şehrin o yuzu yok olmuyor. Asagida yukarıda dışarıda başka hayatlar başka bakış acıları devam ediyor. Bunu ilk Antalya'da yaşarken hissetmiştim. Uç farklı Antalya var diyordum. Kalenin içi, çevresi ve uzak kısımları. Hepsinde birbirinden farklı hayatlar yaşanıyor. Uç ayrı kent.
Kitap belki insan hikayeleri anlatmıyor bize, ama hikayelerde yaşayan kentin kendisi aslında. Kentleri insanlar mı kisilestirir yoksa kentler insanları mi şekillendirir? Cevap vermesi zor bir soru. Çünkü kentler ve insanlar sanırım birbirinden pek de farklı değil. Kentler de doğuyor, büyüyor ve oluyor.
Kubilay Han soruyor Marco Polo'ya neden Venedik anlamıyorsun diye o da cevap veriyor aslında hep venediki anlattım size. Ne kadar uzaklara gitsek de sanırım içimizde hep aynı kenti taşıyoruz. Nereye gidersek gidelim o kentin gozuyle bakıyoruz çevreye. Ve nerede olursak olalım aynı sokakta yaslanacagiz. Ve o eski şiir yankılanıyor aklımda:
Şehir
'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim', dedin
'bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.'
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
( Çeviren: Cevat Çapan )
Konstantinos Kavafis
kitabı yeni bitirdim ve çok beğendim.Beni şaşırtan bir kitap oldu.Sanırım başlarda tarihi bir kitap olacak düşüncesiyle elime almak istemedim. . ama hiç ilgisi yokmuş . yazarın kentlere kadın isimleri vermesi bana Amerikanın kasırga isimlerini anımsattı.
Venedikli olan biri niye dünyayı keşfe çıkar diye sordum kendime. Sonra yazarda benim gibi düşünmüş olmalı ki kitapta kubilayhan Marco polo ya bana Venedik i anlat dediğinde Polo ben zaten sana hep Venedik i anlatıyorum demesi çok güzeldi.
yalnız özsöz çok uzundu.200 sayfalık kitabın 50 sayfası özsöz.sanki yazar anlatamamış derdini ben anlatayım der gibi hiç sevmiyorum uzun ve teknik özsözleri. bu kadar teknik oluncada aklımda kalmıyor.
Ben de bitirdim kitabı.. Zor değil de biraz soyut bir kitap ve kendini vererek okumadığın zaman fark ediyorsun ki sadece okumuş geçmişsin.. Kimi yerlerde dikkat eksikliğinden bunu yaşadım.. Aslında bu tarz kitapları seviyorum ama sanırım biraz yanlış bir zamana denk geldi. Aslında yeni kentler görmüştüm kitabı okumaya başlamadan önce, daha bir somutlaştırabilmeliydim ama dediğim gibi ileride farklı bir zamanda farklı bir ruh haliyle okumam daha iyi olacak sanırım
Kitap bitti. Marco Polo ve Kubilay Han'ın konuşmaları güzeldi ama açıkçası ben çok sevemedim kitabı, neredeyse hiç bir şehrin içine giremedim, ve aralarında bağlantı kuramadım, kitap muhtemelen aslında güzel bir kitap fakat olay örgüsü olmadığı için pek bana hitap etmedi. Becerebildiğim kadarıyla yorumlamak istedim hepinize güzel okumalar.
Görünmez Kentler hakkında yorumlarınızı buraya bekliyoruz. İyi okumalar.