Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
"Buradasınız, tıpkı benim gibi, hatta benden de fazla; benim olduğum yerde siz de varsınız, üstelik benden daha fazla varsınız."
-Milena'ya Mektuplar
Eger kendi dogamiz geregi uzaklastirilmasaydik, hicbir zaman ustesinden gelemeyecegimiz sorular vardir. -Aforizmalar-
Sonsuzluğun içinde nasıl böylesine hızlı vekolayca ilerlediğine hayret eden birisi vardı ; gerçekte hızla bayır aşağı yuvarlanıyordu . Aforizmalar
“Merak ediyorum seni Milena. Kalem tuttuğun elini, saçlarını ve ruhunun sürekli ağladığını yansıtan gözlerini. Soğuk bir ürperti geliyor Milena, üşüyorum senin adını her andığımda. Küfürbaz Kafka burada olsaydı herhalde küfrederdi bana. Ama ne yapayım Milena sana olan aşkım dinmiyor, incitiyor beni.”
-Milena’ya Mektuplar
Ne iyilik, ne de kötülük var dilenci kadın konusunda; ya çok dalgındım ya da birini düsünüyordum o sırada belki, yoksa
bu türlü davranısımın, silik anılarımla ilintisi yok pek. "Dilencilere çok para vermeyin, acınırsınız sonra!" diye bir söz
anımsıyorum örneğin. Bir gün anam bir lira vermisti, çocuktum daha, büyük Ringle küçük Ring'in ortasında oturan yaslı
bir dilenci kadına vermekti bu parayı bütün isteğim. Gelgele-lim para çok görünmüstü gözüme, bir dilenciye bu kadar çok
para verilmez diye düsünmüs, sıkılmıstım. Ama parayı vermek de istiyordum; bozdurdum lirayı, önce bir onluk attık
kadının önüne. Sonra bütün o alanı kosarak geçtim, soldan geldim bu sefer, yeni, baska biri gibi, gene bir onluk attım
kadına, gene dolandım, gene kostum, gene bir onluk attım... Tam on kez alanı kosarak dolanmıstım. (Pek on kez
olamamıstı anlasılan, çünkü kadın bıkmıs, kalkıp gitmisti.) Sonunda yorgun, bitik dönmüstüm eve, baslamıstım ağlamaya,
anam acımıstı da bir lira daha vermisti bana.
Görüyorsun ya, talihim yok dilencilerle, ama varımı yoğumu Avusturya parasına çevirip, Opera Alanındaki dilenciye
vermeye hazırım, yeter ki, sen yanımda olasın, ben de yakınlığını duyabileyim senin.
Franz ( Milena'ya Mektuplar )
" Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları. " | Arka Kapak | Milena'ya Mektuplar
" Şimdi bana teşekkür et bakalım. Bu son satırlarda çılgınca bir şey (çılgınca-kıskançlık kokan bir şey) yazma isteğimi başarıyla bastırdım. " | 173 | Milena'ya Mektuplar
Bu yorum silinmiş
Ölüm arzusu, bilgeliğe kavuşulduğunun ilk belirtisidir. İçinde bulunulan yaşam katlanılmazdır, başka bir yaşam ise, ulaşılmaz. Ölmek isteğinin eklentisi utanç biter artık; nefret edilen eski hücreden alınıp, ilk iş olarak nefret edeceği yeni hücresine geçmeyi arzular, bunun için yalvarır. Eski inançların tortuları da bu düşüncede etkilidir; yeni hücreye nakledilirken efendi ortaya çıkacak, mahkûma göz ucuyla bir bakacak ve karar verecektir: ''Bu adamı yeni hücreye götürmenize gerek yok, artık benim yanıma geliyor o.”
Ama hiç tanımadığı birisi var ki , sürekli onun için, sadece onun için kaygı duyuyor. birisinin kendine yönelik kaygıları ve özellikle bu kaygıların sürekli olması , onun yalnız anlarında , adeta ona işkence eden bir baş ağrısı yapıyor.
Kafka - Aforizmalar