Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
''- Ben yüce arı soydan gelmisim. Kağan benim basıma binbası olarak Sen-king’i dikti. Ötüken’de bu Sen-king ile Đ-çing Katun yüzünden Türkle Çimli farksız oldu. Kara Kağan bunlara göz yumuyor. Kağanı öldürürsem isler düzene girer mi, girmez mi? sana bunu sormağa geldim!
Kamın bakısları değismisti. Atese islenen, yanan kürek kemiğine bakıyor, ağır ağır söylüyordu.
- Büyük günler geliyor... Kıtlık olunca ay paralanacak... Kara Kağan’ı öldürmeyeceksin... Onu tasa öldürecek... Bir ulu sehirde toplanmıs kırk er görüyorum... Aralarında sen de varsın... Yağmur yağıyor... Irmağın kıyısında dövüsüyorsunuz... Budun kurtuluyor... Bin üç yüz yıllık ölümden sonra dirileceksiniz... Acunun batımına dek adınız gönüllerde kalacak...''
''Kür Şad, ölmüş Çinli yığınları üzerinde tek başına Çin kağanlığına karşı vuruşuyordu. Yalın kılıçtı. Börkü düşmüş, kaftanı parça parça olmuştu. Göğsü açıktı. Göğsünden, alnından, yanaklarından, boynundan kan sızıyor, fakat o yine vuruşuyor, dövüşüyor, çarpışıyordu.
O simdi yarı tanrı gibi bir seydi. Ölümü de başka türlü olmalıydı. Kırk kahraman birer birer düştükten sonra o hâlâ ayakta idi. Uzun saçları omuzlarında uçuyor, gözleri kıvılcımlar saçıyor, kolu yıldırım hızıyla kalkıp iniyor, her inişte bir Çinliyi deviriyordu.
En sonra ölüm kızı onun eline bir sağrak sundu. Kür Şad bu acı sağrağı gözünü kırpmadan içti. Atının
yelesine kapandı. Basını dayadı. Sağ elinde kılıç hâlâ sımsıkı duruyor, sol eli sarkıyordu.
Kür Şad ölmüş, fakat attan düşmemisti.
Ölmüş, fakat yenilmemişti…''
''Ötüken'de işi ne?
Çinli Çin'e tıkılsın!
Çinliye ders vermeye
Akımlara çıkılsın!
Gök Türkleri akında
Tanrımız kutlu kılsın!...''