Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
...Eğer herhangi bir devlet karşısına çıkan canlı hakkında bir bilgi kırıntısına sahip değilse deliye döner. Kendini tecavüze uğramış gibi hisseder. Otorite sadece bilinenler üzerine kurulduğu için, tanınmayanlar doğal düşmanlardır.
Dünyanın en eski mesleği fahişelikse, dünyanın en eski hayal kırıklığı da aşktı.
...Ben sadece fazlasıyla ciddiye almıştım, küçükken babamın bana birini üzdüğümde söylediği o sözü. "Kendini karşındakinin yerine koy" Ve ilk başlarda bunu o kadar çok yapmıştım ki, bir gün dönüş yolunu yani kendimi bulamadım ve beynimin bir parçası boşlukta uçuşan, hayata uzaktan bakan, sadece seyreden bir çift göze dönüştü. Bütün duyguları bilen ama hiçbirini hissetmeyen biri oldu Kayra. İşte her şey, vardığım nokta, üzerinde döndüğüm yatakta gerçek ismimi hatırlayamıyor oluşum bundan kaynaklanıyordu. Bende gerçeklik duygusu yoktu. Hepsi bu!
...Polyanna, benim yanımda eroinman bir orospu kadar umutsuz kalır!
İnsanın tek gerçek özgürlüğü yalnızlığıdır. Ve yalnızlığı küçük düşüren ise bağımlılıklardır. Aşklar, alkol, nikotin, ahlaki değerler, uyuşturucular... Hepsi de birer pranga olabilir her an insanın ayağına. Zevk veren prangalar. Ortak özellikleri, varlıklarının verdikleri zevkin uzun süre sonra hissedilmemesi, yokluklarının ise derhal kalpte bir ağrı yaratmasıdır. Bağımlı insan atlı karıncaya binmiş gibidir. Ne bir varış noktası, ne de bir ilerleme vardır hayatında. Herkes ilk başladığı yerde, midesi kaldırana kadar döner durur... İnsanın kendiyle mücadelesi bağımlılıklarını yok etmesiyle başlar. ... Asla bitmezler. Şekil değiştirirler. Terk edilmek istenenin yerine yeni bir tane konur, o kadar. Tek yol budur bir bağımlılıktan kurtulmak için. Bağımsız insan yoktur. Dolayısıyla kendimize en yakışanı seçeriz.
Kimsenin bilmediği kuralların işlediği bir felsefedir uykusuzluk. Her uykusuzun kendine ait teorilerle dolu bir evreni vardır. İçinde hiçbir misafir bulundurmayan bir evren. Yaşarken ölmeyi, ölerek yaşamayı sadece uykusuzlar bilir. Gözlerinin altında biriken her küçük torba gördükleri hayallerle doludur. O her torbada ayrı bir hayal saklıdır, uyanıkken görülen..
...Eğer dünya sandığı kadar küçük olsaydı, kaybolmamak için bu kadar uğraşır mıydı sokaklarında?
...Tırnaklarınla elde ettiğin yalnızlığının bozulması hayaliyle yaşamak en büyük ihanet. Ama sonra kendini düşünüyorsun. İhanet edilecek kadar var mısın? "Boşver!" deyip yorganı çekiyorsun kafana. Uyumuşsun. Artık ne Kayra var, ne Kinyas, ne de hayat...
Yanıtı olmayan bir soru olarak geldim dünyaya. Ve sorusu olmayan bir yanıt gibi de gidiyorum.
...Düşünmeye başladım. Temel olarak bir yaratıcıyı kabul ederek. "Benden" dedim. "Bir tane yollamış yeryüzüne. Çiftleşip çoğalmamam için. Sadece bir tane. Altı milyarda bir! Çoğaldığımız takdirde yapabileceklerimiz yaratıcının mantığına aykırı olacağından, cehennemi dünyaya taşıyacağımızdan, gece gündüze karışacağından yalnızca bir tane yollamış benden."