Her ay grup üyeleri olarak bir kitap seçiyoruz, topluca kitap okuyup,tartışıyor , sizi de aramıza bekliyoruz..
Bencede çok başarılı. Yalnız kitaptaki olumsuz ve bir okadarda itici şey, ingilizlerin çok asil, bir okadar zeki , son derece kibar olduklarının özellikle vurgulanması. "...mesela bir ingiliz beyfendiyle yumruk yumruğa dövüşmessiniz. O sözleriyle döver ve iltifat mı etti yoksa hakarett mi etti anlaymazsınız..."
Bu kitabı büyük bir hevesle okudum. Beklediğim gibi bir kitap çıktı. Başlangıçta olayları anlamakta güçlük çektiğimi söyleyebilirim. Kitabı okurken durmadan soy ağacına bakmak durumunda kalıyorsunuz. '' O kimdi ya, bu kimdi?'' gibi söylemlerde bulunabilirsiniz.
Kitap bölümlere ayrılmış, her bölümde farklı karakteri ele alıyor Şafak. Anlaşılması kolay cümleler kuruyor, saf ve berrak bir üslubu var.
Kitabın sevmediğim bir yanı ön kapağındaki Elif Şafak fotoğrafı. Çok anlamsız buldum açıkçası. Ön kapağı daha güzel olabilirdi. Mesela Aşk romanın ön kapağı harikulade. İskender karakterini çabucak benimsedim. Kitabın en sevdiğim yanlarından birisi de karakterlerin isim hikayeleriydi. Her birinin adı farklı hikayelerden yola çıkarak konmuş, çok hoşuma gitti.
Cemileyi çok sevdiğimi söylemek isterim, bana çok samimi geldi yaşam tarzı. Okurken kendimden çok şey buldum bu romanda. Özellikle İskender'in Zişanla konuşmaları çok etkileyiciydi.
Zişan karakteri beni çok etkiledi. Romanın en sağlam karakterlerinden biri oydu diyebilirim. Onun dışında romanın sonu beni çok ama çok üzdü. Şok etkisi yarattı diyebilirim. Biraz daha uzayabilirdi sonu. Çabucak bitirmiş sanki sonunu Şafak, bana öyle geldi.
Her şey bir yana kitap bitince bir süre boşluğa düştüm, toparlanamadım. İnsan bu kitabı bitirince kendini kötü hissediyor bir nebze. ''Ne hayatlar var ya'' diyebileceğiniz bir kitap. Okunması gereken bir kitap! :)
Bir Elif Şafak hayranı olarak, İskender'i çok severek okuduğumu söylemek isterim. Romanlarda en sevdiğim şey birbiri ile ilgisi yok gibi görünen kişiliklerin ya da mekanların bir şekilde aslında çok büyük bağlarla bağlanabildiği, hikayenin bir yerlerinde kesişen hayatlar ve olaylar...Zaten tüm romancıların başarılı olabilmeleri için gözleme çok ihtiyaçları olduğu ortada olsa da bunu Türkiye'den farklı kültürleri yaşamış ve özümsemiş Elif Şafak'ın Avrupalı Otantik karışımında bulmak bana göre ayrıca çok keyif verici.
elif şafak'ı 'aşk'tan once tanıyıp sevmiş bır okur olarak-ki bence aşk kitabından sonra okuyucu kıtlesıde edebı dılıde degısıme ugramıstır..yınede cıktıgı ılk aylarda kosarak aldım ve okudum iskender'i..tatsız tutsuzdu dıger kıtaplarına gore..benım sevdıgım elif şafak degildi.mahrem,pinhan,baba ve piç,bit palas,araf'ın yazarıdır benım sevdıgım..bu iskender'dek degil maalesef..