Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Ben de tam tersi her zaman Poirot'ya hayran kalıp içinde onun olduğu kitapları daha çok sevmişimdir. Miss Marple'a hiçbir zaman ısınamadım
Miss Marple :)
daha kendi halinde, elinde örgüsü sırtında şalıyla o cinayetleri nasıl çözüyor bu ayrıntıları nereden görüyor hep düşündürmüştür bana :) Poirot da çok sevdiğim bir karakterdir fakat bana daha ukala geliyor açıkçası.
Miss Marple'ı beğenirim ama Poirot'a hayranım! Poirot kusursuz değil, kendini beğenmiş bir yapısı var hepimizde olduğu gibi biraz. Belki de bu yüzden daha çok sevmişimdir bilemiyorum.
Agatha Christie'nin ilk yarattığı karakter olan Hercule Poirot yumurta kafalı, şıklığa, düzen ve simetriye düşkün Belçikalı bir dedektiftir.
Agatha Christie'nin ikinci en tutulan karakteri Miss Jane Marple küçük bir kasaba olan St. Mary Mead'de yaşayan Victoria devrrinde doğmuş yaşlı bir İngiliz Lady'sidir. Görünüşte zayıf, naif, sıradan yaşlı bir kızkurusudur. Ama gerçekte Miss Marple zekası ve sahip olduğu insan doğası hakkındaki bilgisi ile işlenen cinayetleri İngiliz polislerini utandıracak kadar hızlı ve mantıklı bir şekilde çözümleyebilmektedir.
Bu karakterlerin hangisini daha çok seversiniz? Ben Miss Marple'ı çok daha ilginç bulmuşumdur her zaman.
Miss Marple'dan nefret etmiyorum ama Poirot bir numaram.
İlk okuduğum Christie'nin dedektifi Fitzwilliam diye tek kitaplık biriydi. Sonra Miss Marple'la tanıştım. Çok sevdim. Ardından Poirot'yu keşfettim. Ve Poirot'ya Marple'dan daha ilgi çekici vakalar verildiğini görünce Poirot'dan nefret ettim. Sonra ne olduğunu bile anlamadan, Üç Perdelik Cinayet romanından sonra Poirot'ya karşı olan nefretim birden söndü. Belki de kendine güveninden etkilenmişimdir, bilemiyorum. Sonra Cinayet Alfabesi'ni okudum ve Poirot benim bu dünyadaki pek çok insandan daha çok sevdiğim bir karakter oldu, bende saplantı halini aldı. Filmlerini ve dizisini bolca izledim, romanlarına dönüp dolaşıp tekrar baktım... Sanırım gerçekten de büyük aşklar nefretle başlıyormuş, ben de bunu öğrendim :)) Hatta öyle ki, Christie Poirot'yu öldürdü diye Christie'ye karşı bir antipatim olmuştu bir aralar. Ama çok şükür artık yok :))