Kitaplardan En Sevdiğimiz Alıntılar

Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...

Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)


Tür: Genel | Açılış, 27 Mayıs 2012
<< tüm tartışmalar

Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar

Tartışma Cevapları
« geri 1 2

1 ile 10 arası cevap gösteriliyor, toplam 13 cevap.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Macide' de tebessüm şahsiyetin yarısıdır.
Macide etrafındaki herşeye kendi içindeki saadet duygusunu geçiren insanlardandı. Sanki her rüzgara kendini parça parça dağıtıyordu.

11 yıl, 1 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Ümitsizlik, ölümün şuuru, yahut bizdeki terbiyesi... Onun hayatımızdaki bir yığın kıskacı... Dört tarafımızı saran mengene dişleri, ne bileyim. Her hareket, cinsi ne olursa olsun, onun neticesidir. Hatta şu devrimizde olduğu yerde kabuklaşmadan korku var ya... Sevilen şeylerin birbiri peşinden inkarı.

Babam gibi olacağım korkusu. Nihayet, ne yapsam bir türlü ölümden kurtulamıyacağım. Hiç olmazsa beni bir uçta, bir kutup yolculuğunda bulsun. Yahut toplu bir halde enternasyonal söylerken, yahut, kaz ayağı adım atarken...

11 yıl, 1 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Vücutlarımız, birbirimize en kolay verebileceğimiz şeydir; asıl mesele, hayatımızı verebilmektir. Baştan aşağı bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip, oradan tek bir ruh olarak çıkmaktır!

11 yıl, 1 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

İnsan hayatı buydu. Yaşamak, başkaları

tarafından muhasara altına alınmak, yavaş yavaş boğulmaktı. Yaşamak...

11 yıl, 1 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Çünkü hadiselerle beraber biz de değişiriz; ve biz değişince mazimizi de yeni baştan kurarız.

11 yıl, 1 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Asıl mühim olan şey insandır. Gerisinden bana ne?.. Belki bir insan hayatı zamanın fırınında ateşe attığımız bir kağıt kadar çabuk yanıyor. Belki hayat, hakikaten bazı filozofların dediği gibi, gülünç bir oyundur. Tam bir ümitsizlik içinde bir yığın karar kılıklı tereddüt ve küçük, ümitsiz savunmalardır, hatta hulyadır. Ama, gerçekten yaşamış bir insanın ömrü yine mühim bir şeydir. Çünkü ne kadar gülünç olursa olsun, biz yine hayatı tam inkar edemiyoruz. Onda kafamızın vehimleri olsa bile, iyi, kötü diye kıymetler arıyoruz. Aşka, ihtirasa yer veriyoruz. Sanatkarcasına yaşamanın, küçük hesap ve israflarda kaybolmanın farklarını buluyoruz.

11 yıl, 1 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

-Sen inanmıyor musun?

- Hayır, yavrucuğum inanmıyorum: Bu saadetten mahrumum. İnansaydım mesele değişirdi.

Bilseydim ki vardır, insanlarla hiçbir davam kalmazdı. Yalnız onunla kavga ederdim. Her an bir yerde yakalar, bana hesap vermeğe mecbur ederdim. Ve zannederdim ki bana hesap vermeğe mecbur olurdu.

Gel, derdim gel, yarattığın mahluklardan birisinin derisine bir an gir. Benim her gün yaptığımı yap. Bir tanesinin hayatım yirmi dört saat yaşa! Pek bedbahtına gitmene lüzum yok. Sen ki yaratıcısın, bilmemen, anlamaman kabil olmaz. Onun için herhangi birinin derisine gir. Ve kendi yalanını bir an bizimle beraber yaşa; bizim gibi yaşa. Yirmi dört saat bu bataklıkta küçük susuzlukların kurbağası ol!

11 yıl, 1 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Her şey değişebilir hatta kendi irademizle değiştiririz. Değişmeyecek olan hayata şekil veren ona bizim damgamızı basan şeylerdir.

11 yıl, 1 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

-Ne olur, ne olmaz? diyordu. Mümtaz kapıya doğru yürüdü. Doktor çağıracaktı.

Doktor çağırmak adetti. Hastalar iyileşsin, iyileşmesin doktor çağırılmalıydı. Ne hayat, ne de ölüm adını verdiğimiz kardeşi, doktorsuz olurdu. Hele ölüm... Yaşadığımız dünyada başında doktor olmadan ölmek adeta ayıptı. Bu ancak muharebe meydanlarında, insanlar toptan, binlerce, on binlerce öldükleri zaman olabilirdi. Çünkü ölüm aslında pahalı bir şeydi. Fakat bazen ucuzlar, herkesin olurdu.

O zaman ne doktora, ne eczacıya, ne ilaca, ne de herhangi bir şefkate ihtiyaç olmadan insanlar birbirlerine sokularak, birbirlerini kucaklıyarak, birbirlerinin içine geçerek, birbirleriyle en hususi taraflarını paylaşarak ölürlerdi. Fakat evinde, yatağında, kendine mahsus ölümle ölmek, bu muayyen kaideleri olan bir şeydi. Hafız, papaz, doktor, Kur'an sesi, eczacı havanı, gözyaşı, takdis edilmiş su, çan sesi... Ancak bunlarla ölüm tamamlanabilirdi. Bu insan kafasının tabiatın nizamına eklediği bir şeydi.

11 yıl, 1 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

İnsanlık fena bir ihtimali bir kere kendisine ufuk bilmesin; bir kere uçurumu görmesin. Bir daha ondan geriye dönemez. Onu giyinir.

11 yıl, 1 ay     
« geri 1 2
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar