Kitaplardan En Sevdiğimiz Alıntılar

Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...

Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)


Tür: Genel | Açılış, 27 Mayıs 2012
<< tüm tartışmalar

Huzur-Ahmet Hamdi Tanpınar

Tartışma Cevapları
« geri ileri »

1 ile 5 arası cevap gösteriliyor, toplam 5 cevap.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

..Fakat asıl Macide'nin eve gelişi ile Mümtaz iyileşmiş yüzünü güneşe çevirmişti.Onun eline geçene kadar Mümtaz,her şeye küskün,etrafa kapalı,gökten yalnız felaket bekleyen bir mahluktu ve bunda da haklıydı.

9 yıl, 1 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

..Birdenbire babasını olduğu gibi karşısında gördü ve bu hayal ona bir daha onu
görmeyeceğini, sonuna kadar onun varlığından uzak kalacağını, bir insanı bir daha
görmemenin, sesini bir daha işitmemenin, bir daha hayatına girmemenin keskin ve yenilmez
acısıyla ona hatırlattı.

9 yıl, 1 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Hayır, Allah'tan bir şey istemeyecekti artık. Onu kaderiyle veya ömrünün arızalariyla
karşılaştırmayacaktı. Çünkü istediği şey olmazsa kaybı iki misli olacaktı.

9 yıl, 1 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Bir an bu mücevheri Nuran'ın boynunda görmeğe çalıştı. Fakat muvaffak olamadı; saadet
hülyası kurmayı unutmuştu. Şüphesiz ki, Mümtaz için bu mücevhere sahip olma imkanı
yoktu. Fakat genç kadınla tekrar aynı havanın içinde buluşmaları, tekrar sevişmeleri ona
büsbütün imkansız görünüyordu. Bu imkansızlık, önündeki süsün insan dışı parıltısıyle
zihnindeki kadının güzelliğini onun için ayrı şey yapıyordu.
Sanki genç kadın hayatından uzaklaşmakla bütün zaaflarından, paylaştıkları her şeyden
yıkanmış, hayatın erişilmez tabakalarında bu elmasın parıltılı katılığını kazanmıştı. Bir kelime
ile ayrılık onu Mümtaz'ın aleminin dışında, efsanevi bir mevcudiyet yapmıştı

9 yıl, 1 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Sabih karısına her zamanki tatlı bakışla bir göz işaret etti. Onun bütün gün niçin herşeye
hiddet edeceğini biliyordu. -Bir köşeye otururum, lafa karışmam. Ev sahipleri tahammül
etsinler!- Zamanla karısına, bütün aksak taraflarını öğrendiği eski bir otomobil gibi alışmıştı.
O istediği yerde durur, bazen hiç fren kabul etmez, vitesleri kendi kendine değiştirir, bazen
doludizgin yürürdü. Sabih'in vazifesi bu eski makinenin bir kaza çıkarmasını önlemekti.
Aslında iyi kadındı ve ona alışmıştı. Hayatı onun yanında rahattı. Vakıa bu rahatı Sabih
oldukça mühim fedakarlıklarla elde etmişti. Onu kendisine temin edebilmek için hemen
hemen şahsiyetinin yarısından vazgeçmişti. -Yarım şahsiyetle de bilmem iş görülür mü?-

9 yıl, 1 ay     
« geri ileri »
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar