Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
"Demek yapamayacaklarını artık yapıyorlar, öyle mi? Peki yapmak istemediklerini yapmalarını nasıl sağlayacaksın? Onlara yapamayacakları değil, yapmak istemeyeceklerini yaptırt."
"Ooo! Cellat Efendi! Hoşgeldin aramıza, dünyayı bize zindan etmeye mi geldin? Dünya nasıl olsa zindan! Gel! Sen de otur yanımıza! Çek kaygusuzdan..."
*Kaygusuz: Osmanlı döneminde esrara verilen ad.
"İsrafil sevinçten uçuyordu. Çünkü hayatında ilk kez, başka birinin yapamadığı, ama sadece kendisinin yapabildiği bir işi olmuştu. Artık saygıdeğer bir şahıs, adıyla sanıyla, Amat'ın borucusu Eşek İsrafil'di o!"
Güzel bir kitap a benziyor bulabilirsem kütüphaneme katacağım. :)
"Diyelim ki, oturduğumuz tabureler arasında 6 karış mesafe var. Farzedelim ki, bu mekanda biz dahil her şey yüz kat küçüldü. İşte o zaman aramızdaki mesafe artar. 6 karışlık mesafe 600 karış olur çıkar ve biz de aptallar gibi, birbirimizden uzaklaştığımızı ve mekanın büyüdüğünü düşünürüz. Oysa bizler küçülmüşüzdür!"
Öyle bir kadın olsun ki, iri ela gözleri bir ceylanınki kadar masum ve bir o kadar da ürkek olsun; ölüm onları kapatsa bile kendisine aşık bir zavallıya sevgiyle baksın. Saçları, gökyüzünden denize dökülen ay ışığı gibi esrarengiz, gece kadar da siyah olsun. Kiraz gibi dolgun ve biçimli dudaklarında öyle bir tebessüm olsun ki, zavallı aşığının kalbi ısınsın. Aydınlık yüzündeki o hilal gibi kaşları, karanlık bir gecedeki çifte hilal kadar mucizevi görünsün. Sanki ak mermerden yapılmış gibi, bir kuğununki kadar uzun ve zarif bir boynu, bir meleğinki gibi nurlu yüzü, hokka gibi bir burnu, yanağında ise görenin yüreğini dağlayan masum bir gamzesi olsun. Hepsinden önemlisi, sevgiyle baksın! Baksın ki, zavallı aşığının gönlünde kalan yegane koru, ebediyete kadar sıcak tutsun. (AMAT-İhsan Oktay Anar)