Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
"Ama o müzedeki en iyi şey, her şeyin yerli yerinde kalmasıydı. Hiç kimse kıpırdamazdı yerinden. Oraya yüz bin kez gidebilirdiniz, o Eskimo hâlâ daha yeni iki balık tutmuş olur, kuşlar hâlâ güneye uçar, geyikler o narin bacakları üstünde o pınardan su içer ve göğüsleri görünen o Kızılderili kadın battaniyesini dokurdu. Kimse değişmezdi. Değişen tek şey siz olurdunuz. Çok büyümüş olmanız filan değil demek istediğim. Tam olarak o değil yani. Yalnızca değişmiş olurdunuz. Bu kez sırtınızda bir palto olurdu. Ya da, son gelişinizde sıradaki eşiniz kızıl çıkarırdı ve yeni bir eşiniz olurdu. Veya, Bayan Aigletinger'ın yerine başka biri getirirdi sizi. Veya, o gün banyoda annenizle babanız felaket bir kavgaya tutuşmuş olurdu. Veya, üstünde gökkuşağı renkleri oluşan bir su birikintisi görmüş olurdunuz. Diyeceğim, değişik bîr şey olurdu sizde; demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Anlatabilsem de, anlatmayı isteyeceğimden pek emin değilim."
Çavdar Tarlasında Çocuklar (Sf.118)
"Konusmuyoruz ki biz,nutuk atiyoruz.Sohbet etmiyoruz,aciklamalarda bulunuyoruz."
''Herhalde hala pencereden filan bakıyordum ama yemin ederim, tam olarak hatırlamıyorum. Hatırlayamayışımın nedeni; felaket üzgündüm. Bir şeylere üzülüyorsam, tuvalete gitmem gerekse bile gitmem. Üzülmekten gidemem. Üzülmeyi bırakıp gidemem."
“Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da canım her istediğinde onu arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.”
"...Geri kalaninsa hani pek de abartmadan,kitaplardan olustugu soylenebilirdi.Sonradan ele alinmak uzere oraya buraya birakilmis kitaplar,ebediyyen terk edilmis kitaplar,ne yapilacagina karar verilememis kitaplar.Ama kitaplar,kitaplar...
“Olgunluğa erişmemiş kafanın özelliği, bir dava uğruna seve seve can vermektir; olgun kafanın özelliği ise, bu dava uğruna seve seve yaşamaktır.”
“… Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater’ı ve Ackley’i bile, sözgelimi. Sanırım, o lanet Maurice’i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.”
“Çok iyi yaptığınız bir işte kendinizi sürekli denetim altında tutmazsanız, bir süre sonra gösterişe kaçarsınız.
Gösterişe kaçınca da, eskisi kadar iyi yapamazsınız o işi.”