Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
"Peki ama neden bu kadar çok baba istiyorsun? Seninki,senin mutlu olmandan başka şey istemeyen iyi bir adam Şüş..'
'Belki.Ama beni büyük insan sayan bir baba isterdim.Bana armağan verdiğinde,bunu hak etmediğimi söylemeyen biri.Bir Kızılderili kadının oğlu olduğumu unutan biri.Bir..'
Ellerini bıraktım,başımı masanın üzerine koydum ve kollarımla gizledim.Hıçkırmaya koyuldum.Bir yandan da konuşmayı sürdürüyordum:
'Odama gelip bana iyi geceler dileyen bir babam olsun isterdim.Elini başıma koyan bir baba.Odama giren,üstüm açılmışsa uyandırmamaya bakarak üstümü örten.Bana iyi geceler dileyerek yanağımdan öpen."
" Neden hayatta her şeyin geçip gitmesi gerekiyordu? Yalnızca Zeze, doğmak yola çıkmak olduğundan."
"...
Kayıtsız ilerleyişini izlerken titredim.Hayatımın yarısını birlikte götürüyordu.Yarısını mı,hayır,tüm hayatımı.Tüm yüreğimi,tüm acılarımı.
...
Bu kez gözlerim yaşlara boğulmuştu.Umutsuzluğuma ve bırakılmışlığıma ağlıyordum.Çok küçük ve çok narin oluşuma ve hiçbir şey yapamayışıma.
Ve ay,alçak sesle
Sevecenlik dolu,söylüyor
Bir gün döneceğini...
Hayale kapıldığım yoktu.Dolores geri dönmeyecekti.Yüreğim bu gerçeği bana söylüyordu.Geminin yerinde yıldızlarla dolu karanlık geceden,kapkara ve sessiz denizden başka bir şey kalmamıştı şimdi.Köpek yıldızı gökyüzüne egemendi.Süheyl de.Ya ay? Ay yoktu.Yalnızca pişmanlıklar.Ay olsaydı,bunu söylemezdi bana.Sevgiden söz etmek neden? Sevgi,pek az tanıdığım bir şey."
"Kör olasıca pis ihtiyar! Yukarıya çıkmak ve bunca güzel şeye bakmakta ne kötülük var? Bu bunaklar zavallı bir çan kulesinden korkuyorlarsa,çok yükseklerde olan gökyüzüne nasıl varacaklar?"
"Pencereden bak,Zezé.Hava ne güzel,gökyüzü masmavi,bulutlar birer küçük koyunu andırıyor.Tam göğsündeki küçük kuşu özgürlüğe kavuşturduğun günkü gibi.'
'Özellikle de güneş,Zezé.Tanrı'nın güneşi.Tanrı'nın en güzel çiçeği.Isıtan ve tohumları yeşerten güneş.'
...
'Her şeyi olgunlaştıran güneş.Mısıra rengini veren ve nehrin sularını saydam kılan güneş.Güzel değil mi Zezé?
'Güzel.Güneşsiz günleri sevmiyorum.Gelmesiyle gitmesi bir oldu mu seviyorum yağmuru.Uzun sürdü mü,her yanım küflenmiş gibi geliyor.'
'Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse,sen de bir ötekini düşün.'
Nutkum tutulmuştu:
'Hangi öteki güneş,Adam?Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek.'
'Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum.Yüreğimizde doğan güneşten.Umutlarımızın güneşinden.Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten.'
'Adam,sen şairsin de,öyle değil mi?'
'Hayır.Sadece güneşimin önemini senden önce sezdim.'
'Ya benimki?'
'Seninki Zezé,hüzünlü bir güneş.Yağmur yerine gözyaşlarıyla çevrili bir güneş.Olanca yeteneğini ve gücünü keşfetmemiş bir güneş.Senin tüm anlarını henüz güzelleştirmemiş bir güneş.Küçük,bir parça da mızmız bir güneş.'
'Ne yapmam gerekiyor?'
'Pek az şey.İstemek yeterli.Ruhunun pencerelerini açmalı ve fırsat tanımalısın nesnelerin müziğinin içeri girmesine.Sevecenlik anlarının şiirinin içeri girmesine.'
'Benim çaldığım gibi bir müzik mi?'
'Tam o değil.Sen dışsal bir müzik yapıyorsun.Bu,hiçbir şeye ulaştırmayan bir müzik.Başkaları için soğuk bir müzik yapacağına,müzik içinde yüzmen gerek senin.'
...
'Önemli olan Zezé,hayatın güzel olduğunu ve yüreğimizde ısıttığımız bütün bu güzellikleri arttırmak için,onların Tanrı tarafından bize verildiğini keşfetmen.'
'Ağlamakla güneşimin ışınlarını ıslattığımı mı söylemek istiyorsun?'
'Tabii.Güneşin soğumasına fırsat vermemek için geldim.Yalan mı?"
"Küçüğüm,hayat böyledir.İnsanlar hep çekip giderler.Yürek unuttuğundan ve pişmanlıklar öldüğünden değil.Birtakım şeyler,sevecenliğimizde kalmayı sürdürür hep.Ama insanlar gerektiği anda gitmek zorundalar."
"Acı korkunç bir şeydi!Neden bir anda gelmiyordu,neden büyük bir acı,geldiği gibi hemen geçmiyordu?"
"Neye yarar Adam? Beni işitiyor musun? Konuş,Adam.Öğret bana yeniden güneşi uyandırmayı.Devam etmek,ilerlemek,gelip geçmek zorunluluğunu kabul etmeyi.İlerlemek ve güneşi uyandırmak,güç değil mi Adam?
Yalvarırım,bunu senden son kez istiyorum,yanıt ver;büyük insanlar güneşi nasıl uyandırabilirler? Yalnızca bu kez.
...
İyi ya Adam,büyükler güneşi uyandırmayı bilmezler.Öyleyse Tanrı'nın iyiliği,yarın olur da,güneşi uyandırıverir.
Tüm dingin sonsuzluk için yaptığı gibi.
Önemi yok,kendim için şarkı söylemeyi sürdüreceğim,çünkü,ne mutlu bana ki hala pişmanlık sözcüğünün ne anlama geldiğini biliyorum."