Akurgu Kitap Kulübü

Yazarın hayatının da romanla paralellik gösteriyor oluşu sanırım insanları oldukça etkilemiş. İntihar temasını Japon yazarların daha başarılı işlediğini düşünüyorum. Açıkçası kitabın ilk 10 sayfasını okuduğumda "eğlenmelik" bir kitap olduğu hükmüne peşinen vardım. Derinliklerden uzak ilk gençlik dizileri tadında ilerledi. Gariptir ki kitabın ortasından sonuna doğru yazar sanki yazma işini ağır depresif bir arkadaşına devretmiş gibi bir hisse kapıldım. Yazarın, duygu geçişi için okuru yeteri kadar hazırlamadığını düşünüyorum. Satır aralarında feminist ifadeler olsa da zayıf kalmış. Yüzeysel, mesafeli, nedeni anlaşılmayan depresif Esther karakterini sevemedim.
Kitabı akıcı ancak dili ve derinliğini zayıf buldum.
Amerikan Edebiyatında bildiğiniz güçlü yazar tavsiyeniz olursa memnun olurum. Yoksa bu türe bir daha şans vermeyeceğim :)

Öncelikle yeniden belirtmeliyim ki filmi de izleyince kitapla birlikte yazarın hayatından kesitler iç içe geçti ki zaten kitap da yazarın hayatından kesitleri anlatıyor.

Kitap akıcıydı sıkılmadan, sıkmadan okuttu kendini benim açımdan.

Bir kadının yaşadığı psikolojik çöküş aşama aşama anlatılmış, bu çöküşe toplumunda nasıl çanak tuttuğu göz ardı edilmeden.

Şu kısımlar çok güzel bir tespit olmuş örneğin;

***Bir erkeğin evlenmeden önce bir kadına verdiği tüm güllere, öpücüklere ve akşam yemeklerine karşın, gizliden gizliye istediği tek şey, evlilik işlemleri biter bitmez kadının mutfak paspası gibi ayaklarının altına serilmesiydi.***

***Evlenip çocuk doğurduktan sonra insanın beyni yıkanmış gibi oluyor ve ondan sonra özel bir totaliter devletin kölesi gibi duyuları körelerek yaşayıp gidiyordu.***

Ancak bana öyle geliyor ki bu psikolojik sorunlar sonradan oluşmamış zaten var olan sorunlar zamanla içinden çıkılmaz bir hal alıp kadını iki çocuğu varken kendi elleriyle kendi canına kast etmeye kadar götürmüş.

Şimdi tabi bu kitabı değerlendirirken içinde yaşanılan zamanla birlikte düşünmek gerekir, kadının toplumdaki rolü günümüzdeki kadar ayırt edilebilir, elle gösterilebilir değilken, bir kadının başarı hırsı, bu bağlamda yaşanan ruhsal sıkıntılar hiç de yabana atılabilir olaylar/durumlar değildir.

azra genel olarak diğer arkadaşları beklememize gerek yok bence,isteyen istediğini istediği kadar yazsın bence,sonuçta kitaba başlamadan tanıtım ve yorumları okuyanlarda var,yinede siz bilirsiniz

kitabı yeni bitirdim çok akıcı bir eserdi.kesinlikle sıkılmadan okunuyor.konusu hakkında yorumlarımı sonraya saklıyorum okumamış arkadaşlar olduğu için .ama şöyle düşünüyorum yazarın çalkantılı psikolojisi bence kitaba oldukça yansımış.2 ayrı Esther vardı kitapta.
yazarında dediği gibi nevrotik bir Esther.

bence sylvia Plath in kitabı kaleme alırken planlı bir taslak oluşturmamış ..sanki baştan farklı bir hikaye anlatacaktı ama sonradan hayatının karmaşası eserine yansıdı ve konu tamamen değişti.yada sadece okuru ters köşe yapmak için böyle bir yol izlemiş.2. kısım sana gül bahçesi vaddetmedim izleri taşıyor.

***Kendimi koşu yolu olmayan bir dünya da yaşayan bir yarış atı gibi hissediyordum.

çok beğendim bu benzetmeyi de...

Yine ilk bölümlerde anlatılan ve o kültürdeki eğitim sistemi hakkında ipuçları veren bölümler çok ilgimi çekti;

1. Kahramanımızın bir önceki yıl fizik dersinden tam not aldığı için bir sonraki yıl kimya dersi sınavlarından muaf tutulabilmesi ,öğrencilere atanan danışmanlar olması çok güzel bir uygulama, maalesef ülkemizdeki eğitim keşmekeşi arasında hayal uygulamalar gibi olsa da umarım bizde de benzer sistemler getirilebilir.

2. Beden eğitimi dersinde çıplak olarak fotoğraf çektirilmek zorunda kalıp bu resimlerin fiziksel gelişimin izlenmesi için dosyalanması şeklinde olan uygulama anlatımı ise çok itici geldi açıkçası bana...

Merhabalar,

Kitabı okumaya başladım daha 100. sayfaya gelmeden aldığım notlar birikti, kitabın içeriğini ele vermeyecek olduğundan hazır tazeyken bu aldığım notları paylaşmak istedim.

***Vaftize, kutsal sulara filan inancım yoktur, ama sanırım dindar insanlar için kutsal su ne anlam taşıyorsa, benim için de sıcak bir banyo aynı anlamı taşıyor.***

Bu cümlede sıcak suya yüklenen anlam aynen benim içinde geçerli okurken kendimi buldum denir ya öyle bir durum, tasvir ise çok hoşuma gitti. Haaa birde şu cümle bar hisselerime tercüman olan :))

***Ne var ki ben erkeklere herhangi bir bicimde hizmet etme fikrinden nefret ediyordum.***

katılırım tabi seve seve herkes okusun spoi vermim şimdi;)

Ben Azra'nın tavsiyesiyle yazarın hayatını anlatan filmi izledim. Pazarteside kitaba başlarım inşallah...

tartışmalara katıl?