Dilinin yalın olması kitabı sevmemde etkili oldu ancak hikayeler arasında bölündüm açıkçası. Karakter fazlalığı ve olayların sırasının karışık ilerlemesi beni biraz sıktı maalesef.
kitabı daha bitiremedim daha, ama çok karışık ve bol karakterli geldi ,bağlantılar zorlayıcı, anlayamıyorsun nereden ne çıkacak diye
Sade bir dille yazılmış hikayesi güzel olan bir kitap. Fakat karakter çok fazla ve olaylar arasında bir düzen yok.
Bu yüzden karakterleri ve olayları birbirine karıştırmak kaçınılmaz oluyor.
Benim K.Hosseını 'nin okuduğum ilk kitabı,daha önceki iki kitabı kitaplığımda okunmayı bekliyor.Bu kitapta ana karakterlerin dışında konuya uzak olanlara fazlaca yer verilmiş,birçok duygu ve karakter işlenmiş,geçişler hızlı olduğu için okuyucunun bütünleşmesi zorlaşıyor malesef.Olayları,mekanları güzel anlatmış,psikolojik anlatımı güzeldi.Ben beğendim genel olarak ve 2 günde bitirdim(; Kitapagaci grubumuza teşekkürler bizleri bu kitapla ve yazarla tanıştırdığı için(;
ben sevdim, kolay okunan, meraklandıran, sürükleyici bir kitaptı. 2 günde de bitti zaten.
kitabı ilk okumaya başladığımda klasik bir abi - kızkardeş arama, bulma, kavuşma hikayesi okuyacağımı düşünmüştüm ama yanılmışım
khaled hosseini hikayeyi çok daha farklı bir açıdan, direkt iki kardeşin gözünden değil de, bir şekilde bu iki kardeşin yada akrabalarının hayatından geçen insanlar tarafından, 3. şahıslar aracılığıyla ve dolaylı yollardan anlatmayı tercih etmiş ki bence çokda güzel olmuş.
hem hikayeyi arabesk bir anlatımdan kurtarmış, hem de sadece iki kardeşin yaşamına değil; bir çok farklı yaşama tanıklık etmemize olanak sağlamış
ha 4 4 lük bir kitap mıydı? bence değildi, şöyle ki; tüm bu öyküler arasında bir iki tanesi gereksiz ve sonu havada kalmış gibi geldi bana ama yine de, Khaled Hosseini okuduğum bu 3. kitabından sonra, benim için artık ne yazarsa yazsın gözüm kapalı gidip alacağım bir yazar haline gelmiştir
Khaled Hosseini "Ve dağlar yankılandı" romanında; iki küçük kardeşin birbirinden koparılış hikayesiyle başlayıp 8 ayrı hikaye anlatıyor. Kitap boyunca iyi ve kötü kavramlarını çelişkili bir şekilde sunarak, bu kavramları yeniden tanımlamamızı istiyor. Afganistan'da yaşanan olayları değişik coğrafyalara yayarak bunun insan ilişkileri üzerine etkilerini anlatıp tekrar Şadbağ'a dönüp olayların geneline bir çözüm getirmeye çalışıyor.
Bana göre anlatım tekniği biraz garip olmuş, şöyle ki;
Christopher Nolan'ın yönetmenliğini yapıp Guy Pearce'ın muhteşem oyunculuğuyla süslediği Memento filmini seyredenler hatırlar. Filmin senaryosu sondan başa doğru ilerler ve küçük küçük bölümlerle seyirciye bir önceki sahneyi hatırlatarak genel bütünden kopmamasını sağlar. anlaşılması zor ama belirli bir düzeni olan bir kurgusu vardır. (Bu arada benim en sevdiğim filmlerden birisidir)
Bizim romana gelecek olursak zamanda yolculuk biraz abartılmış durumda; Mesela diyaloglar şöyle geçiyor.
X : Abi sen Nepal'de çalışmıştın değil mi?
Y. Evet...
X: Ya o parayı ne yaptın ?
Y: Antalya'da bir yat aldım...
.....
Y: Madagaskar'da tekerlekli sandalyesinin üzerinde yorgun ve yaşlı bir insan olarak; gövdesi tamamen harap olmuş yatına bakarak aklından şunlar geçiyordu "Aptal ata binmiş bey oldum sanır, şalgam aşa girmiş yağ oldum sanır"
(Yani Nepal neresi, antalya neresi, ne zaman yaşlandın ve bu arada yatına ne oldu da hurdaya çıktı !?) gibi
Sanatçı bir eseri meydana getirirken izlediği birçok yöntem ve üslup vardır. Eğer seçtiği konu daha önce defalarca başkaları tarafından işlenmiş bir konu ise (mesela birbirini seven iki kardeşin ayrılış hikayesi gibi) bunu okuyanın daha önce hiç fark etmediği bir açıdan dile getirmelidir. Yoksa diğerlerine benzer olur,bir özelliği olmaz. Beni bu hikayede etkileyen bir husus olmadı.
Kitabı okumaya başladığımda hikaye anlatımındaki akıcı üslubuyla heyecanlı bir şekilde elimden bırakamadım. Taki 132. sayfaya gelinceye kadar. Nebi'nin hikayesinin sonu sayfa 132'de öyle bağlanmıştı ki, Kitap bitti sandım. Ama daha geride 276 sayfa daha vardı. Bir an şöyle bir koltuğa uzanıp düşündüm "ne olabilir " diye, fakat hemen cevabı buldum. Khaled Abi kapitalist kampanyalardan etkilenip bize bir süpriz hazırlamıştı. "2 AL ! 1 ÖDE !" : şimdi buda nedir dediğinizi duyar gibiyim. Yani "ve dağlar yankılandı" iki ayrı kitaptan oluşuyordu. Birincisi 1-132 diğeri 133-408 sayfaları arasında olan iki kitap vardı !!!!????? Şaka bir yana kurgu inanılmaz kötüydü...
Bunlara ek olarak kitapta anlamı bilmediğim Türkçe kelimeler vardı,
uygu (sayfa 167)
kuşkuyum (sayfa 169)
yeldir yepelek (sayfa 282)
bu kelimelerin anlamlarını bilen arkadaşlardan ricam, lütfen bu bilginizi Türk Dil Kurumu ile paylaşın !!!
Çünkü kitap 1. baskısı 100.000 adet basılmış durumda...
Son olarak; Mevlana Celaleddin Rumi'den alıntı bir sözle başlayan bir kitabın hikayelerinden birisinin de Konya'da geçmesi gerektiğini düşünüyorum....
İlk kez Khaled Hosseini okudum, diğer kitapları için müthiş övgüler duymuştum, o yorumlara göre kitap beni biraz şaşırttı, daha iyisini bekliyordum. İçinde çok kişi, çok hikaye barındıran bir kitap. Tam bir olaya odaklandım derken hikaye değişiyor. Sadece Abdullah ve Peri'nin hikayesini okuyacağımı sanmıştım, yanılmışım. Bir çok kişi ile bağlantı kurması güzeldi, her hikaye kendi içinde sürükleyiciydi ama birbiri ile bağlantıları kopuk geldi bana. yine de okuması keyifliydi.
Daha bitirememiş olsamda çok kişi var.Hikayeler içiçe gibi ama bir düzende yok sanki:/ Bilmiyorum ben mi kendimi veremedim.Umudum şu son 50 sayfada kitabın beni şaşırtması.Dil akıcı tabiki.Keşke kişi sayısını biraz daha az tutup,hikayeleri bağlantıları daha sağlam hale getirseymiş yazar.
Diğer arkadaşlara katılmamak elde değil..
Hosseini bu kez çok katmanlı,çok karakterli ve oldukça uzun zaman aralıgına dayandırdığı hikayeyi kotarammaış gibi geldi bana:(
Aynı anda pek çok karakteri tanıtmak,bunları uzun sürelere yaymak hem yazar hem de okuyucu için yorucu olabiliyor.Bu kitabı okurken kelimenin tam manasıyla yoruldum.Her yeni bölüm başlangıcında bu kez kimleri tanıyacağız,zamanda ileri mi geri mi gideceğiz ,dünyanın hangi ülkesinden devam edeceğiz diyerek gerildim :) Her hikaye ve hikayelerin odak noktası karakterler başlı başına ayrı bir roman konusu olabilecek kadar derinlikliyken neden hepsi tek bir kitaba sığdırılmış anlayamadım.
Peri-Abdullah-Nebi-Melankolik şair üvey anne-içekapanık üvey baba-Masume-Pervane-Sabır arasında kalabilirdi öyküler.Yunanistan-ABD cografyasında olup bitenler - kahramanların zorunlu yaşlılık halleri zorlama gibi geldi.
Afganistanın siyasi panoraması , orada olup bitenler, dönemin gerçekleri sanırım yazarın diğer 2 kitabında fazlasıyla yer buldugundan bu kez gözardı edilmişti.Bu ise bana göre yazarın ilk kez kitabını okuyanlar için tam bir haksızlıktı!!
IG de yazdığım gibi ; çok satan ve başlangıçta inanılmaz başarılar yakalayan yazarların lanetidir bu;çıta ve beklentiler her daim yüksektir.Hosseini hızlı koşup çabuk yorulanlardan olmaz umarım....