Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
beni etkisinde bırakan, kendimden bir şey bulduğum ve tamamen katıldığım, hissettiğim, düşündüğüm bir kısmı okuduğumda.
Biraz önce kitaplığımı düzeltirken Tolstoy'un Diriliş'i geçti elime. Şöyle bir karıştırdım sayfalarını. Normalde vazgeçemediğim bir alışkanlığım olmasına rağmen çizmemişim hiçbir cümlenin altını. Son sayfasında ''Mutluluğu, gerçeği arayın, gerisi verilecektir size.'' sözü dikkatimi çekti. Altını çizmeyip de ne yapacaksın bu lafın? Olmuş mu hiç öyle? Aldım kalemi kalın kalın çizdim altını. Şimdi daha mutluyum.
"Kitabın sende izi kaldıysa senin de kitapda izin kalmalı."
Bazen yazara cevap yazdığım da olur. Kitabı gören kişisel defterim sanır. Amaç hor kullanmak, kitabın okuduğunu belli etmek değil iz bırakmak sadece.
yalnızca çizerim. işte bunun altı çizilir, denilebilecek ne sebep varsa...
Cümlelerin altını çizmek, sayfaların kenarlarına notlar almak, hatta o sayfayı okurken hissettiklerini kitaba yazmak nasıl da güzeldir; asla karalamak ya da kitabı incitmek olarak algılamam bunları. Aksine kitaba yaşanmışlık katar. Kitaplar dokunmaya kıyamayacağımız kelebekler değiller bence; onlar nefes alır, ne kadar çok şey eklersek onlara o kadar çoğalırlar.
Kriterlerime gelince; okuduktan sonra yutkunmuş, ardından bir derin nefes alıp tekrar okumuş ve 'vay arkadaş' demişsem; kendimi tutamam çizerim.
o anki ruh halime hitabetidir sanırım. cümlelerin altını çizmeye kıyamazdım eskiden. ama şimdi dönüp aynı kitabı açtığımda öyle mutlu oluyorum ki o kısımları okuyunca. tekrar tekrar gülümsüyorum ..
eskiden önemli gördüğüm yerlerin altını kesinlikle çizer hatta yanına kendimce notlar alırdım çok faydasını da gördüm aslında ama artık önemli gördüğüm yere küçük bir işaret koyuyorum daha sonra müsait bir zamanda işaretlediğim yerleri microsoft office içindeki onenote
programı (kullanımı basit ve pratik bir program tavsiye ederim) ile her kitap için sayfa numarası ile arşivliyorum. önceleri çok zahmetli gelmişti ama şimdi yaklaşık 30 kitap olmuş arasıra açıp okudukça iyi ki yapmışım diyorum
okurken beni etkileyen,düşündüren hatta güldüren kısımların altını çizmeyi seviyorum
Hande ALTAYLI'nın Aşka şeytan karısır adlı kitabından altını çizdiğim bir bölüm:
Sen ölürdün ve o çok önemsediğin, içinde varolabilmek için ömrünü harcadığın koskoca dünya, ardından bir çizgi film sesiyle haykırır:
'Güle güle, sen bir hiçtin!'
Benim çizme olayım kitaba göre değişiyor. Genelde yeni bişi öğrendiğimde yada yeni bir müzik veya yeni kitaptan bahsettiğinde sonrasında dinlemek veya okumak için çiziyorum. Süper oluyo..........
@YoğurtÇorbası, Aslında benim altını çizme nedenim kağıda dökmenin zor olması değil.
Buradan yola çıkarak şöyle bir tartışma da başlatılabilir: "Kitap koklamak, düzgünce rafa dizmek, düzenli toz almak vs çoğumuzun yaptığı şeyler. Fakat bu gibi davranışlar zamanla okunan şeyden alınan değerin önüne geçebiliyor. Demek istediğim zamanla o kitabı okumuş olmak, o kitaba sahip olmak, kitaptan alınan şeylerin önüne geçebiliyor. Kütüphanenin karşısına geçip yıllar önce okuduğumuz, şu an çok az şeyini hatırladığımız kitaplara bakıp "Amma da güzel kütüphanem var." psikolojisine girmemek gerekiyor. Sonuçta kitabın amacı duygu, düşünce aktarımıdır. Bunlar olmadıktan sonra altı çizili, kapağı yırtık veya cillop gibi. O kadar da önemli değil."
Bu konu daha önceden aklımdaydı, size bir cevap olarak verilmemiştir. Aklıma geldiği için belirttim.