Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Hala iddiada adam ya şimdi de yasal boşluktan kendine yer arıyor. Yok öle bir yer sana, elma ile armudu aynı yerde değerlendiremezsin.
Tanımlar zaten sabit değişken sensin burada. Adam şimdi kanun yapanlara da derse başladı tamam bundan sonra Sanat eserleri kanunu kaldırıyor bütün davaları hırsızlık eylemi altında görmeye başlıyorlar yeterki her şey senin kafanın içinde ki gibi olsun. Burada çıkıp arkadaşlar hırsızlıkla itham ettiğim herkesten özür dilerim demen gerekir. Biz hukuku hukukçulardan öğrenecek değiliz demen değil.
@Gezgin
"Aynı madde 68 de son cümlede olduğu gibi."
Okuyorum:
Madde 68:
"Bu husus, izinsiz çoğaltma yoluna giden kişinin yasal sorumluluğunu ortadan kaldırmaz."
Okuduğunuzu da anlamıyorsunuz sanırım. Adamın yaptığı eylemin adı izinsiz çoğaltma; adama ithaf edilen suç ise fikir hırsızlığı. Yani biz burada bu insanlara "Çoğaltıcı" ya da "Kopyalayacı" mı diyeceğiz? Yoksa hırsız mı? (hadi fikir hırsızlığı diyelim. Ne farkı varsa.)
Vay vay vay! Senin verdiğin örnek taşınabilir ve fiziksel mallar için geçerli bir yasadır. Sayfalar dolusu kelamını ettiğim şey ise emek ve fikir hırsızlığıdır. Yasal boşlukların olması bunu DEĞİŞTİRMEZ. Sen bir televizyon çalınca hırsız oluyorsun da, emek ve fikir çalınca hırsızlık payesi almamış mı oluyorsun yani? Sendikaların ve yayıncı kuruluşların çabalarıyla bir takım yerlere gelinse de yasal bazı boşluklar bu tür tanımlama sıkıntılarına olanak sağlıyor. Uygulamada ki aksaklıklar(Türk hukuk sisteminin genel sorunlarından biridir ugulamadaki aksaklıklar) yapılan eylemin tanımını değiştirir mi?
Alın okuyun:
http://www.telifhaklari.gov.tr/ana/sayfa.asp?id=320
http://www.telifhaklari.gov.tr/ana/sayfa.asp?id=321
Çoğaltma ve kopyalama olarak geçiyor incele:
Madde 22- (Değişik: 21.2.2001-4630/13) Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.
Eserlerin aslında ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kayıt edilmesi, her türlü ses ve müzik kayıtları ile mimarlık eserlerine ait plan, proje krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır. Aynı kural, kabartma ve delikli kalıplar hakkında da geçerlidir.
Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsar.
Madde 68- (Değişik: 21.2.2001-4630/25) Eser, eser sahibinin izni olmadan çevrilmiş, sözleşme dışı veya sözleşmede belirtilen sayıdan fazla basılmış, diğer biçimde işlenmiş veya radyo-televizyon gibi araçlarla yayınlanmış veya temsil edilmiş ise; izni alınmamış eser sahibi, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibarıyla uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebilir. Bu bedelin tespitinde öncelikle ilgili meslek birliklerinin görüşü esas alınır.
Bir eserden izinsiz çoğaltma yolu ile yarar sağlanıyorsa ve çoğaltılan kopyaları satışa çıkarılmamışsa, eser sahibi;çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya maliyet fiyatını aşmamak üzere çoğaltılmış kopyaların ve çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri gereçlerin uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir. Bu husus, izinsiz çoğaltma yoluna giden kişinin yasal sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Aynı madde 68 de son cümlede olduğu gibi. Suçun niteliğinin ne olduğu da senin buradan insanlara hırsız demenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Korsan kitap almayacak kadar ahlaklı fakat umuma açık bir yerde insanlara iftira/hakaret sayılabilecek bir cümle sarfedecek kadar çiğsin ilginç.
Zilyedinin rızası
olmadan başkasına ait taşınır bir malı,
kendisine veya başkasına bir yarar
sağlamak maksadıyla bulunduğu
yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
Bu da hırsızlıkla ilgili madde bak bakalım senin paylaştığınla aynı şeymi.
Valla helal olsun ne diyim bilmiyorum. Yarın birgün emeğiniz çalındığında, haksız yere satıldığında ve size zerre yarar sağlamadığında bakalım bunu da "kopyalamışlar canım bir şey olmaz, adam hırsızlık yapmamış" deyip sineye çekebilecek misiniz? Ayrıca dünyanın hiçbir yerinde kopyalamak diye bir suç tanımı yoktur. Bunlar kamu hukuku kapsamında yargılanır. Türkiye'de bu konuda yasal boşlukların olması bu gerçeği değiştirmiyor ne yazık ki.
Alttaki yazı Yaybir tarafından savcılıkla beraber hazırlanmıştır:
Korsan Biçimleri:
Fiziki alandaki fikri emek hırsızlığı, genelde umuma arz edilmiş eserin tıpkı basımı yapılarak çoğaltılması ve satışa sunulması şeklinde görülmektedir. Bir diğer hırsızlık biçimi de; eserin içeriğinin aynen kullanılmasına rağmen, kapak ve yayıncı/yapımcı adı değiştirilerek farklı basılması ve satışa sunulmasıdır.
Teknolojik gelişmeye paralel olarak, fikri emek hırsızlığı dijital alanda da sıkça görülmeye başlanmıştır. “İnternet korsanlığı” olarak tanımlanan bu alanda; eserler, hak sahiplerinden yazılı izin alınmadan internet aracılığıyla kişilere yayılmakta, yasal olmayan bir şekilde bilgisayarlara indirilmeleri sağlanmaktadır.
Bir diğer korsan biçimi de, hak sahibinden izin alınmadan, lisans bedeli ödenmeden yapılan fotokopi yolu ile çoğaltmalardır.
Cezalar:
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre yasal olarak üretilmiş ve bandrollü de olsa her tür kitabın yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde satışı yasaktır.
Bu yerlerde yasal ve bandrollü kitap satanlara 3 milyar TL. idarî para cezası verilecektir. Aynı yerlerde bandrolsüz ve korsan kitap satanlara 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya 5 milyar TL.’ndan 50 milyar TL.’na kadar ağır para cezası veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisi birden verilir. Ayrıca, yasal hak sahibinin tazminat davası açma hakkı vardır.
Herhangi bir biçimde yetkilileri yanıltarak bandrol alan, bandrolleri amacı dışında kullanan kişiler hakkında, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis veya 20 milyar TL.’ndan 200 milyar TL.’na kadar ağır para cezası veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisi birden verilir.
Sahte bandrol imal eden, kullanan, sahte bandrolden ticarî menfaat sağlayan kişiler hakkında, 3 yıldan 6 yıla kadar hapis veya 50 milyar TL.’ndan 250 milyar TL.’na kadar ağır para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisi birden verilir.
Korsan yayın satanları ihbar etmek için belediye zabıtası, polis ve jandarmaya ve Meslek Birliğimize başvurulabilir.
Sayılan suçları kasten işleyenler hakkında suçüstü hükümleri uygulanır ve şahsî dava takibi gerekmeksizin kamu davası açılır.
Sahaflarda bazen 3 liraya bile orjinal kitap aldığım oluyor, bazen elimdeki kitapla kitapçıdan herhangi bir kitap takas ediyorum.
Ama çok merak ettiğim ve fiyatı da 20 tlden fazla olan bir kitap arıyorsam ben de korsan alıyorum. Ama kütüphanemde 10 taneyi geçmez korsan kitaplar.
Yani bir kitabın maliyeti ne olabilir ki?
Bu ülkede kitap fiyatları 10 lirayı geçmesin, o zaman kimse korsan almaz...
Bak hala sana göre bana göre diye bir kalıba sokmaya uğraşıyorsun girmez nitelikleri farklı. Örneğin yakın tarihte Savaş Ay Cem yılmaza senaryomu çaldı iddiasıyla dava açtı ve kaybetti. Bu olayı hatırlarsan bu olay bir hırsızlık örneğidir çünkü iddiaya göre CY SA'ın senaryosunu benim diyerek bir film haline getirmiş. Ha davanın sonraki süreçlerinde SA habire kıvırmış en sonunda da kaybetmişti. Bu korsan basım yapan adamlar ise kimsenin çebinden bir şey almaz hazır bir eseri alır birebir kopyalar. Hatta konunun başlarında geçtiği gibi artık her iki basımı da aynı yayın evinin yapıp iki şekilde de para kazanmaya çalıştığını anlamaktayız. Eylemlerde, suçlarda, cezaları da farklı sana göre bana göre farklı düşünmemiz eylemin niteliğini değiştirmez. Yazdığın diğer şeylere cevap vermedim çünkü konu gereksiz dağılır.
@Gezgin
Mesela sen demişsin ki: "Korsan yayın basan adam bile hırsızlık yapmıyor izinsiz kopyalıyor" Yani bu adamlar, izinsiz şekilde bir malı, ürünü ya da fikri aldığında onu çalmış olmuyor mu? İzinsiz ve yasadışı olarak alınan her türlü şey hırsızlığa girmez mi? Size okulda ne öğretiyorlar ya da ne öğrettiler bilmiyorum ama çok farklı değer yargılarına sahip olduğumuz bir gerçek. Sizlere göre hırsızlık sadece banka soymak mıdır? Fikir, düşünce ve mal hırsızlığının bir önemi yok mudur? Benim de arabam yok ya da dev ekran bir tv'im yok veya bir evim yok. Bunlar da çok pahalı. O zaman gidip de çalıntı mal bir araba ya da çalıntı teknolojik ürünler de gönül rahatlığı ile alınabilir değil mi? Bunları da çalan ve daha sonra kopyalayan insanlar var. O zaman rahat rahat gidip bu ürünleri de alalım. Senin ihtiyacın kitaptır, bir başkasının ki giyim, bir diğerinin ki de elektronik ürünlerdir. E herkes gitsin kopya ve çalıntı mal alsın, bu hırsızlığa ortak olsun ve bundan da gocunmasın. Sonra da -bence- sahte bir şekilde, "aslında korsan ürün almak kötüdür" diye kendi vicdanını rahatlatmaya çalışsın. Ha eğer sen(burada korsan ürün kullanan ya da kullanmayıp, bunun sorun olmadığını düşünenler için konuşuyorum) bunların temelinde yatan sorunlara dair(gelir eşitsizliği, gelir dağılımındaki adaletsizlik, vicdan hürriyeti, sanat eserlerine ulaşımdaki zorluklar, devlet politikaları ve vegilendirme gibi) herhangi bir tür sistematik geliştirememişsen ve olayı sadece kitapların pahalılığı eksenine indirgemişsen kusura bakma da bu benim anlayabileceğim bir düşünce tarzı değil.
Tabi ki kitap fiyatlarının farklılık göstermesi, yayınevlerinin koyduğu kar marjı, ürün kalitesi ve yapılan masraflar doğrultusunda değişiklik gösterecektir. Bazısı aynı ürünü daha kaliteli basacak, bazısı kalitesiz. Buna göre de fiyat farkı oluşacaktır. Eğer kalitesiz ve özensiz bir baskıya yüksek bir meblağ talep edilmişse bunu sizlerle birlikte ben de eleştireceğim ve eleştiriyorum da ama asla buna, korsan bir ürün alarak karşı koyduğum zannına da kapılmayacağım.
@Kenpachi
Bir insan elinden geldiği ölçütler(yaşam şekli, bütcesi vs) doğrultusunda kendi ahlaki değerlerini oluşturmalı diye düşünüyorum. O saydığınız maddeler benim çok uzun süredir kendimce dikkatli olmaya çalıştığım konulardır. Hepsine uyabiliyor muyum bilmiyorum. Mükemmel değilim tabi ki ama kendi bilgi birikimim doğrultusunda en iyisini yapmaya çalışıyorum.
Bunu biraz daha açayım isterseniz. Kitaptan başlarsak; 1 ayda en fazla 3-7 adet arası kitap alıyorum(Tabi ki değişiklik gösteriyor bu) Daha önceden de okumam gerekenler olduğu için eskisi kadar abartmıyorum artık. Sahaflardan ucuza kitap bulursam ya da çok istediğim bir kitabı görmüşsem ekstra bütçe oluşturup alıyorum. Eğer param yetmiyorsa ben de almıyorum o kitabı. İyi bir sinema izleyicisiyim. Bu yüzden dvd ve az da olsa blu-ray alıyorum. Yurtdışındaki siteleri takip ediyorum çoğu zaman. Amazon, Sendit ve Barnes&Noble genelde alışveriş yaptığım siteler oluyor. Türkiye'de de çok ucuza filmler bulabiliyorum. Bunun dışında Mubi'ye üyeyim. Küçük bir ücret dahilinde(aylık 5 tl idi en son) her gün bir filmi bedava izleyebiliyorum. Eğer almayı çok istediğim özel filmler varsa bütçem doğrultusunda acımadan veriyorum. Eğer param yetmiyorsa almıyorum o zaman. Müzik en çok zorlandığım alan oluyor çoğu zaman. Yine yurtdışı sitelerinden çok uygun fiyatlara alıyorum cd'leri. Türkiye'de malum yabancı yayınlar bir hayli pahalı. Onun dışında bazı spotçulardan da tedarik ediyorum. Kullanılmış ve ikinci el ürünü uygun fiyata görürsem yine alıyorum. Eğer ayıracağım bir para yoksa ben de almıyorum. Youtube'u kullanıyorum. Oranın ne kadar yasal olduğu konusunda bir fikrim yok. Birçok sanatçının Offical yayın yapmasının yanında illegal oluşumlar çok daha fazla. Xbox 360 kullanıcısıyım. Oyunlar hem genel olarak hem de Türkiye'deki vergiler sebebiyle aşırı pahalı oluyor. Ben yine Zavvi gibi oyun sitelerinden alıyorum. Zaten bir ayda oynamak istediğim en fazla bir oyun oluyor. Ya daha çıkmadan ön ödeme sayesinde daha ucuza alıyorum ya da Türkiye'de spotçulardan alıyorum. Çoğu zaman takas yoluna gittiğim de oluyor. İkinci el olarak da ucuza oyun bulabiliyorum. Eğer çok almak istediğim bir oyun varsa ve param da yoksa o zaman almıyorum. Paramın olmasını bekliyorum ve daha sonra alıyorum.
Varlıklı biri değilim ama bütçem doğrultusunda hareket ediyorum. Çoğu zaman gelir adaletsizliğini eleştiriyorum ve bunun için yapılan eylemlere katılıyorum, bu işle ilgili kurumlara destek oluyorum. Fakat asla bir hırsızlık ürününe destek olmuyorum, çünkü her ne olursa olsun yapılan emeğe saygı duyuyorum. Tutarsız biri değilim. Sevmediğim, düşüncesine katılmadığım yazarların kitaplarını korsan olarak dahi almıyorum. O insana dahi saygı gösteriyorum ama bunun mücadelesini başka yollardan vermeyi de bırakmıyorum.
Atladığım yerler varsa onlara da cevap vermek isterim.
Pehh olay nerelere gelmiş, korsan kullanmadığını iddda edip etikten bashederek tartışmayı körükleyen, hırsızlık diyen arkadaş hangi ülkede yaşıyor, hayatı nasılda toz pembe görüyor anlamak mümkün değil :S Korsan kitaptan başlayan mevzuu nerelerde bu dahada uzar gider söyleyecek o kadar çok şey varki bunun üzerine herkes söyleminde haklı işin kötüsüde bu zaten... Korsan kulanmıyorum diyen yalan söyler korsanın kitapla olmadığını, burda en az bir mesaj yazmış yada bu siteye üyeolmuş herkes tarafından biliniyor açaıklamak da yersiz zaten,
''leddd''
- Telefonunda ki Mp3 ler? yok diyelim
- Bilgisayarında ki Mp ler? Yok diyelim Yada parça başı 2-3 $ verdin indirdin Audio aldın Mp3 e çevirdin öyle attın telefonuna
- Hiç Netten film izlemedin sadece sinemaya gittin yada bekledin DVD si çıkınca aldın oda olmadı Amazona verdin ordan orjinalini getirttin filmin
- Korsan kitap hiç almadın, kurulan tezgahların önünden geçmedin geçtin duyarlı vatandaş oldun aradın zabıtayı burda böyle bir durum var dedin
- Pc in deki oyun uygulama programlar herşeyin %100 orjinal windowsun, officen, para basıyorsun Autocad in, Solidin, 3D Max, Photoshop, herkese ücretsiz verilen mailbox bile kesmedi seni spwmlerden sıkıldın parasını verdin reklamsızını kullanıyorsun, yada şirket mailin var ordan
-yerli yabancı dizi belgesel hepsini kablolu Tvlerden, ücretli kanallardan izledin hiç, tamamını ilgili kanallardan yabancı dizileride amerikan gösteriminden gece saat 4-5 lerde izledin. Olmaya ki yayıncı kuruluşun parasını ödeyip aldığı diziyi internetten reklamsız yada istediğin zamanda izleyip kuruluşun reklam haklarını yemiş olmayasın diye...
Bunun gibi açık sayılabilecek daha 10 larca şey yazabiliriz ama gerek varmı?
Şimdi zaten bunları cidden yapmadıysan sen zaten bu ülkede hiç yaşamadın yada çok üst düzey geliri olan bir ailede yetiştin, o zaman da ihtiyaç duymadın deriz yada diyelim ama şunu da unutma asgari ücretin 800 Tl olduğu bu ülkede 10-15-20 artık kitabın fiyatı neyse Müzik albümünün 12TL sinema biletinin 15 lira benzinin 5 küsür Aylık Dsmart 20 Digitürk 15-20 tl ki bu decoderlerden birine sahip olmadan TV diye birşeyin mümkün olmadığı Tüm kanalları bu iki yayıncının arasında bölüşüp fakirin eğlencesi Tv yi bile ellerinden aldığı bu ülkede Korsan alana hırsız demek, senin haddin değil asıl hırsız bu insanların sırtından kazandıklarını o insanlara geri döndürmeyenler olduğu kanısındayım, yada unutalım biz o insanları onlar kitaplarını kütüphanelerden okumak istedikleri kitapları beklemek için sıraya yazılsınlar müzüiklerini tvlerden radyolardan dinlesinler halk konserlerine gitsinler izlemek istedikleri filmi 1 yıl sonra tv den 2-3 bölüm halinde izlesinler......
Sanatçının emeği? Bu ülkede korsan tezgahından DVD alan oyuncular yazarlar var ara ara tv gazete manşetlerinede yansıyor kendi meslektaşının emeğini sömüren kendi meslektaşı?
Bu arada şükür belirli bir gelir düzeyinin üzerindeyim, korsanı kitap hariç kullanıyorum hatta kitaptada kullanıyorum yanlızca orhan pamuk kitaplarında (1 kuruşum o herifte zayii olmasın diye), sinemayada gidiyorum, nettende izliyorum, orjinal albümde alıyorum mp3 te indiriyorum ve bu yaptıklarımdan sonuna kadar keyif alıyorum.. İlk mesajımda ; bırakın okusunlarda orjinalmiş korsanmış farketmez demiştim, Bilgi çağındayız ve bilgiye aç bir toplumuz kanımca, onun için insanların nitelikli bilgiye ulaşmasında korsanın mübah olduğu kanısındayım...