Kitap Tavsiyesi ve Fikir Alışverişi

Öncelikle size bahsetmek istediğim bu konu kitaplar hakkında değil. Fakat yaşadığımız dünyanın içinde bulunduğumuz zaman diliminde bir hikayeyi anlatmanın kitap yazmak dışında bir çok farklı çeşidi olduğunu hepimiz biliyoruz. Eğer bir insanın bir hikayesi varsa, şiir yazarak bunu anlatabilir. Bir hikaye yazabilir. Bir şarkı besteleyebilir ya da hikayesinin senaryosunu yazar ve filmini çekebilir.

Ya da bir bunu bir oyuna dönüştürebilir. Bir konsol oyunu; bilgisayar ya da Playstation, Xbox... Size son zamanlarda oynadığım (bu kelimeye aşina olmayan kişiler olabilir, ''oyun oynamak ne ya kaç yaşındayım ben'' diye düşünmeden okurlarsa çok minnettar olurum ^.^ ) bir oyundan bahsetmek istedim. Çünkü Murakami'nin kitaplarını okumakla aynı zevki veren bir deneyimdi.

Öncelikle bilgisayar oyunu denilince aklınıza çok fazla şey gelebilir. Hepsini bir kenara bırakın ve Life is Strange'e bir şans verin demek istiyorum. Oyun bir kasabada kopan fırtınada uyanan kızın çevresindekileri anlama çabası ile başlıyor. Bir süre dolandıktan sonra deniz fenerine çarpan bir tekne yüzünden yıkılan taş blokların altında kalıyorsunuz. Ekran kararıyor.. Ve sınıfta ''fotoğrafçılık'' dersinde uyanıyorsunuz. Evet bir rüya olduğunu düşünüyorsunuz ve ders bittikten sonra koridorda gezmeye başlıyorsunuz. Çevrenizdeki herşeyi inceleme ve insanlarla konuşma fırsatı veriyor oyun size, hemde hikayeyi verdiğiniz cevaplarla değiştirme şansınız oluyor.

Daha sonra koridorun sonundan tuvalete giriyorsunuz, malum kızımız fotoğrafa pek meraklı olduğu için camdan giren kelebeğin resmini çekmek için arka kısımına gidiyor tuvaletin. O sırada içeri giren iki genç arasında tartışma oluyor ve biri silahı ile diğerini tehdit ederken silah ateş alıyor. Bu olay karşısında kız ne yapacağını bilmeden elini kaldırıyor ve... Sınıfta gözünü açıyor.

Evet oynadığınız karakter yani Max, zamanı geri alabiliyor. Verdiğiniz cevapları ya da hatalarınızı zamanı geri alarak düzeltme şansınız var. Ama yine de kartlarınızı doğru oynamanız gerekiyor. Çünkü oyun ortasında birine verdiğiniz cevap oyun sonunda dönüp size pahalıya patlayabiliyor ya da aksine birinin kalbinin yumuşamasına neden olabiliyor.

Oyun içinde size sunulan imkanlarla kendinizi o evrende hissediyorsunuz. Sms'ler geliyor, çekmeniz gereken fotoğrafların peşine düşüyorsunuz, kayıp bir kızın gizemini çözmeye çalışıyorsunuz, günlük doldurup albümlerinizi tamamlıyorsunuz.

Oyunun müzikleri ayrıca sizi kendinizden geçirmek için bire bir. Bazen manzarayı seyredip kuşun peşinden koşturup kendinizi müziğe kaptırıyorsunuz.

Sonuç olarak Life is Strange bir oyun. Fakat oynarken sanki bir film izliyori kitap okuyor ya da bire bir siz o hikayeyi yaşayıp yönlendiriyor hissine kapılıyorsunuz. Bilgisayar oyunlarında farklı tatlar arayan, oyun dediğin neymiş ki pehh diyenlere yeni bir bakış açısı olması dileğiyle..

Merak edenler için -> https://www.youtube.com/watch?v=AURVxvIZrmU
https://www.youtube.com/watch?v=mpRhaXfvG_0

Müzikleri de pek güzel ->https://www.youtube.com/watch?v=YwJqUbd1vzs
https://www.youtube.com/watch?v=NK63zrCCORQ