Dinler Tarihi meraklıları, araştırma severleri grubuma bekliyorum. http://ilahiyatcinin-dinlertarihi-gunlugu.blogspot.com/
İslam dini, mescid-ibadet ilişkisi açısından diğer dinlere göre farklılıklar göstermektedir. Çünkü İslam'da ibadet sadece mescide bağlı olmayıp evde, çarşıda-pazarda, iş yerlerinde, hatta yeryüzünün her hangi bir yerinde yapılabilmektedir. Hz. Peygamber bu hususta şöyle buyurmuştur: ''Evlerinizde namaz kılmak için bir yer tahsis edin; o yerleri temiz ve düzenli tutun ve evlerinizi kabristana çevirmeyin.''
''Bana, benden önceki peygamberlere verilmeyen beş şey verildi:: Ben, düşmana bir aylık mesafeden korku salmakla yardım olundum; bana yeryüzü temiz ve mescid kılındı; her peygamber hususi olarak kavmine gönderildiği halde ben bütün insanlara gönderildim ve bana kıyamet gününde şefaat etme izni verildi.''
''Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve iş yerinde kıldığı namazdan yirmi beş veya yirmi yedi derece daha sevaptır.Eğer sizden biri güzelce abdest alır ve namazdan başka bir şey düşünmeksizin mescide gelirse,mescide gelirken atmış olduğu her adımdan dolayı Allah onun derecesini bir kat daha artırır ve bir hatasını da bağışlar. Mescidde kaldığı sürece de namaz kılmış kabul edilir ve melekler de kendisine dua eder.'' Hz. Peygamber mescide gidip cemaatle namaz kılma imkanı olmayanların, namazlarını evde kılabileceklerine işaret etmek istemiş, bunun yanında cemaate katılma imkanı olduğu halde katılmayanların, namazlarını evlerinde kılmalarını da tasvip etmemiştir.
Bir gün gözleri görmeyen birisi, Hz. Peygambere gelmiş, mescide gelip gitme konusunda kendisine yardım edebilecek kimsesi olmadığından namazlarını evde kılması için ruhsat istemiştir. Hz. Peygamber önce izin vermiş, fakat adam dönüp giderken, ezanı işitip işitmediğini sorduğunda âmâ ''evet'' deyince, ''öyleyse icabet et'' buyurmuştur. Öte yandan nafile namazların evde kılınması uygun görüldüğü gibi, yasaklanmamakla birlikte, hanımların da fitne endişesinden dolayı namazlarını evlerinde kılmaları tavsiye edilmiştir.
Yahudi ve Hristiyanlara yeryüzü temiz sayılmadığından, onlar ibadetlerini mabed ve evlerinde yapıyorlardı. Fakat hadis-i şerifle birlikte Müslümanlar için böyle bir şeyin söz konusu olmadığı belirtilmiştir.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: ''Biz, üç şeyle diğer insanlardan üstün tutulduk:saflarımız meleklerin safları gibi tutuldu, yeryüzünün tamamı bize mescid kılındı, su bulamadığımız zaman toprak bizim için temiz sayıldı.'' Yeryüzünün ümmet-i Muhammed'e temiz ve mescid kılınmış olmasıyla aynı zamanda, Yahudi ve Hristiyanlar tarafından zaman içinde oluşturulan resmi mabed anlayışı da ortadan kaldırılmıştır.
Esasen cemaatle namaz kılmanın bir esprisi de, cemaatle kılınan namaz vasıtasıyla günde beş defa bir araya gelen Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği sağlamak, karşılıklı yardım ve dayanışmayı gerçekleştirmek, cemaat arasında kardeşliği pekiştirmek, ve böylece inananlar arasında kollektif şuur veya İslami kimlik oluşturmaktır. Hz. Peygamber ''Şüphesiz mü'min, diğer mü'min kardeşi için, bir kısmı diğer kısmını destekleyen bina gibidir.'' buyurmuş bunu yaparken de parmaklarını birbirine geçirmiştir.
Diğer bir hadiste de Peygamber efendimiz şöyle buyurmuş : ''Münafıklara en zor gelen namazlar, yatsı ve sabah namazlarıdır.Eğer ashabım sabah ve yatsı namazlarının ne kadar sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek bile olsa, mutlaka ona iştirak ederlerdi.''