Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
"Hani insan bazen gökte yabancı bir cisim görür de gözlerine inanamaz ya, yanındakine, "benim gördüğümü sen de görüyor musun?" diye sorar. Ben de seninleyken gözlerime inanamıyordum. Kulaklarıma inanamıyordum. Vücudumdaki hiçbir hücreye inanamıyordum."
Murat Menteş / Korkma Ben Varım.
Benim payıma paylaşılamayan şeyler düştü galiba? Beni mahveden hatalarım hangileriydi, emin olamıyorum. Gerçek bela, devrim niteliğindeki bahtsızlık, büyük noksan neydi hayatımdaki? Bunlar ve benzeri belirsizlikler insanı sersemletiyor. Yanlış anlamaların mikrodalga fırınında ısıtılmış ve çabucak bayatlayan umut kırıntılarıyla besleniyorum. Zehirlenmeye bile yetmeyecek porsiyonlarla. Çölde seraplar gören bir şempanze gibiyim. Tımarhanede esir edilmiş felçli bir dilsiz kadar gerginim.
Pekala... Ciddiye alınmak için mızıkçılığa başvurma taktiğini kenara bırakayım.
Sonuçları nedenlerin önüne almayayım. Methiyeden şantaja geçmeyeyim. Vahşetim törene dönüşmesin.
Papatyaları harf olarak kullanayım.
Çağın gerisinde kalmayayım.
İlk romanı 1007 yılında Murasaki Shikibu adlı Japon soylusu bir kadın yazmış: kitabın adı Genji'nin Hikayesi.
Romancılar bin senedir çalışıyor; bin yıla kalmaz seni anlatabilecek seviyeye ulaşabilirler.
İnsanı cazibe hareket ettirir, mucize de durdurur.
Sözlerim sana karmaşık mı geliyor? Birinin beni anlaması için yanımda elli yıl geçirmesi gerek Şebnem.
Keşke, içimizdeki bitki örtüsünü çürümeye terk etmek zorunda olmasak.
Kendimizi emanet edebileceğimiz kişiyi bulana kadar canımız çıkmasa.
Benzer şeyler arasında fark gözetme lüksüne sahip değiliz.
O kadar zekisin ki Şebnem, benim kurnazlığım senin dehanın yanında sağır bir devede kulak.
Belki dileklerim gerçekleşmese de iyi bir insan olurum?
Sanırım cehenneme gerçekten uğrayacağım, fakat cennete yakın bir bölgesine.
Şişko bir şeytanın, çelimsiz bir meleği göğsümün kafesinde patakladığını hissediyorum...
Dişlerini, çillerini tek tek öpüyorum.
Müntekim
Syf.296-297
Vicdan azabı dolu kabuslar ile adı konulmamış hasretler arasında ki yolculuğum tam gaz sürüyor.Şiddetlenen rüzgarda yaralarım hızla kabuk bağlıyor.
Şebnem, çok saçmaladım bağışla,insanın kalbi darmadağın olunca kafası da karışıyor.Mümkünse söylediklerimi unuturken beni aklından çıkarma.
"Saçmalamayı bırak. Bir şapkayı beğenince onu kafana çiviyle çakıyor musun?"
"Yani?"
"Evlenme."