Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
LA * sonsuzluk hecesi*
*Bu kadar katışığın karışığın arasında Adem eğri ile doğruyu birbirinden ayırabilsin diye, Yaratan aklı yarattı. Diri ve parlak bir varlıktı. Onu Adem'in başına koydu. Lakin bir manası da düğüm olan akıl, kendi kendisiyle sınırlıydı.Kavrayamadığını reddediyordu. Bunun üzerine Kalpleri Sağlam Tutucu, kalbi yarattı, Adem'in göğsünün sol yanına bıraktı. Kalp, aklın çıkmadığı yücelere çıkacaktı. Akıldan daha diri daha parlaktı. (syf:23)
*Cennete son kez baktı.....(syf:48) (şeytan)
*Kaybetmişim, dedi. O kadar kaybetmişim ki, kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların günündeyim artık. (syf:49)
*Elini göğsünün üzerine koydu.Sanki, dedi, bak tam şuramda, sol yanımda, kalbimin altında bir yer eksik kalıyor. Sonra bu kadarla kalmıyor, o eksiklik bütün ruhuma doluyor. Ne yapsam eksilmiyor ne yapmasam dolmuyor. (syf:59)
*Ama işte! Melek değil ki bu, insandı. Ona has ona mahsus değildi yalnızlık. Onun doğasına yalnızlık ihtisası yazılmamıştı.
*Havva...
Kimin sol yanını boş bıraktığını bilmiyordu. Kimi tamamlayacaktı? Kimi eksiltmişti? Merak etti. Gelmişti, öyleyse bu geliş sebepsiz değildi.(syf:66)
*Havva....
Parmağının ucunu Adem'in sol göğsünün altında, kalbinin üzerinde gezdirdi. Ben senin eğe kemiğinim. Bak tam şuranda benimle dolar bir boşluk. Ben olmasam sende bir yokluk ki ne yokluk. (syf:70)
*Üç şey seçtiler cennetten çıkarmak için:
Bir: Kelimeler
İki: Aşk
Üç: Annelik duygusu
Kelimeleri Adem yanına aldı, annelik duygusunu taşımak Havva'ya kaldı.
Ama AŞK çok ağırdı. Yarısını Adem sırtlandı, aşkın yarısı Havva'ya kaldı. (syf:152)
*Neydim ne oldum, derken, insan olanın ne oldum değil ne olacğım, demesinin anlamını kavradı. (syf:167)
*Rabbim...
Bana bütün haberlerin yerini tutacak bir haber gönder. Üzerime bir iyilik ve güzellik kondur. Avunmalığım olsun, hiç ummadığım bir sevinç nasp et. Latifsin lütfen. (syf:202)
* Öyleyse: Rabbi ondan razı, o Rabbinden razı.
Ve dahası dahası dahası...
*Her Aşk O'na çıkar sonunda, O'ndan başkasını sevmek imkansız gibidir. Seven neyi sevdiğini bilse de bu böyledir, bilmese de bu böyledir. (syf:15)
*Gel sana gül bahçesi nedir göstereyim, göster gül bahçelerini göreyim.
Sonsuzluk ne demekmiş gel bende bil. Ne demekmiş sonsuzluk sende bileyim. (syf:105)
Yusuf İle Züleyha
*Seni sevdiysem, seni her görmemde ikinci kez görmediğimden. Her görmemde seni yenidenmiş gibi değil, yeniden gördüğümden. Odama her girişinde ilk kez girdiğinden. Kendi kendine bile tekrarlanmadığından sen.(syf:124)
*Sadece, Rabbim sen en iyisini bilirsin, dedi. Sen en iyisini bilirsin ve böyle olduysa, böyle olması gerekiyor demektir. Sana teslimim.(syf:153)
*İki bulut arasından aydınlanınca gökyüzü neler gördüğümü anlattığımda beni anlayan kalbe Bismillah! Ey kalbin üzerinde titreyen hüzün! Acıya Bismillah! Ateşe Bismillah! Gözyaşına Bismillah! (syf:176)
*Dua ki her duayı melekler taşır huzura, şimdi Rabbim, aç göklerinin kapılarını, duamı al huzuruna ve bana servetimi geri ver. (syf:194)
Dur bakalım, gün doğmadan doğacak vardır elbet. Değil mi ki geceler gebedir... Nazan Bekiroğlu (Y.Z.)
"Tanrım değmeyende oyalama beni." (cam ırmağı taş gemi)
Beğendim ne kelime her cümlesi şiir olan bir yazar Nazan Bekiroğlu ve her cümlesi hayranlık uyandıracak kadar güzel
Ben buralara bıçak sırtlarında yürüye yürüye, sehiv secdelerinde bile yanıla yanıla, iki minare arasında gerili mahya kandillerinin şiddetli rüzgârda birer birer kopup düşeceğinden korka korka geldim. Gece indiğim uçurum kenarlarını gündüz gözüyle seyrettiğimde '' nasıl da çıkmış nasıl da inmişim'' diye, dehşetten ürpere ürpere.. ''Masumlar niye acı çeker ki?'' sorusunu her sorduğumda düştüğüm kuyulardan çıkarken her defasında daha da bir zorlandığımı - hissede hissede geldim..
Nazan Bekiroğlu
Gördüklerimin rüya olan hayatlar değil, hayat olan rüyalar olduğunu anlamışım. Rüyalarımı kaydetmek gibi onları yorumlamayı da bir tarafa bırakmışım. Rüya içinde gördüğüm bir rüyadan uyanmışım. İtidalse bunun adı şimdi ben mutedilmişim.
Anlamışım ki dünya âlem perdesinde ben de gelip geçici, ben de bir gölgeymişim. Asıldan nasibim var ama şimdilik suretmişim.
Öyleyse hepsine de amenna. Değil mi ki seçilmişim..
Nazan Bekiroğlu
"Onu gördüğüm o ile göremediğim o arasındaki uçurumları hesaba katmayarak sevdim."
Nazan Bekiroğlu, İsimle Ateş Arasında.
Aşk.. ,
Züleyha bir yürekte bin Yusuf doğurmaktı. Mısır kadınları önce yüreğime kahırlar yağdırdılar. Yusuf yüzlüyü görünce bin perişan aşksızlıklarına vaveyla ettiler. Benden Yusuf'a veda etmemi bekleyenlere bir çift sözüm var: Aşkımı vefa kuyusuna saldım salalı Yusuf'umu beklerdim de bilen olmazdı benden başka. Saldığım hasret ipleri boynuma idam düğümü de olsa ben vedayı aşkımdan geçirmem..
Nazan Bekiroğlu
"Ümidin kapıları hala aralık ey oğul. Gittiğin yere kadar gidip sonra geri dönebilirsin. Düştükten sonra kalkabilir, bittikten sonra nihayet aşabilirsin. Aşağıların en aşağısına düşüp düze öyle çıkabilirsin. La dedin, illa da diyebilirsin."
-Nazan Bekiroğlu, La Sonsuzluk Hecesi
isimle ateş arasında*
en derin noktasında okyanusun yüzüne bırakılan inci tanesinin dibe inmesi için geçmesi gereken zaman kadar hızlı,bir o kadar da sakin oldu onu sevişim.Gri gökten deniz üzerine dökülüşüne kimsenin hayret etmediği bir kar tanesi kadar kolay bir kaderle girdi benim hayatıma.
***
akşamın kısacık vaktinde,şahitlik eden parmağıma batıp da, zor şartlarda aldığım abdestimi bozan gülün dikenini sever gibi sevdim onu. Sonra, vaktin çıkmasına çok az kala yeniden bulduğum bir suyu sever gibi..
***
.. en fazlada odadaki varlığını.Boşlukta kapladığı hacmini.Orada öylece duruşunu.Oturuşunu.Kalkışını.Biçimini.Kokusunu.Odaya kattığı ve asla ismini koyamadığım o özel şeyi. Onun yanında sukunet buluşumu, su gibi duruluşumu...