Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben kurşunkalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi, boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna...
Apartmanların arka cephelerine baktıkça, yapıların neden iki ayrı cephesi olduğunu; neden duvara dayanan kanepelerin arkasına kötü kumaş kaplamak gibi bu 'modern' apartmanların da arka cephelerinin yüzsüz bir insan gibi anlamsız olduklarını ve üstlerine her zaman neden sarı badana vurulduğunu düşünürdü. 'Bitişik düzen' denen anlaşılmaz sistem, öteki iki cepheyi sadece 'yan cephe' adı verilen ve görünmeyen bir varlıktan, bir deyimden ibaret bırakmıştı.
"Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim" dedi:
"Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."
Oğuz Atay, Tutunamayanlar
Not:Yani o kadar iyiydi
Insan çok sevdigi halde neden her defasında terkedilir? Ve beklenenler neden hep vaz geçildikten sonra gelir
"Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim" dedi:
"Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."
Oğuz Atay, Tutunamayanlar
"Çünkü benim durumumu en iyi sen anlarsın. yalnızlığı ve korkuyu en iyi sen bilirsin. yorgunluklar vardılar fakat ümitsizlik yoktular. sen bir yerde bulunuyordun, yumuşak bir yerdeydin. sert köşelere çarpmaktan yorulan aklımın durgun ve sürekli bir aşk içerisinde yalnız seninle dinlenebileceğini biliyordum. bizi başkaları anlamaz sevgi, başkalarının aklı başkadır. bu yüzden ikimizi hep garip bakışlarla süzmüşlerdir. şimdi beni de garip bakışlarla süzenler var. ben onlara aldırmıyorum. insanların beni beğenip beğenmemeleri umrumda bile değil artık. ben kendimi tanımakla ilgiliyim."
“ Bir yerden sevmeye devam edebilir miydim ? Çünkü sevmek , yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. Ya hiç sevmemişsem bugüne kadar ? Bir kitaba yeniden başlamak gibi , sevmeye yeniden başlamak pek kolay sayılmazdı herhalde. “
( Korkuyu Beklerken )
Yaman bir milletiz. Rusları ve Rusları sevmeyenleri aynı derinlikte anlarız; ama belli etmeyiz. Bizim gösterişe ihtiyacımız yoktur. Yaptıkları eserleri karşılarına koyup, bununla boş bir gurura kapılmak Evropalıların işidir. Durmadan, varlıklarını duymak için, olur olmaz yerde, good morning, bon soir derler birbirlerine. Bizde de birtakım insanlar bunu tutturmuş. Bu günlerde de 'iyi günler' diye bir söz çıkmış. Herkes birbirine iyi günler deyip duruyor. 'Bon jour'un tercümesiymiş.'
...Fakat Allah kahretsin,insan anlatmak istiyor Albayım.Öyle budalaca bir özleme kapılıyor.bir yandan da hiç konuşmak istemiyor tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.Fakat benimde sevmeye hakkım yok mu Albayım? yok.peki albayım.bende susarım o zaman.gecekondumda oturur anlaşılmayı beklerim.Fakat Albayım adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar sorarım size nasıl kim bilecek benim insanlardan kaçtıgımı ?ben ölmek istiyorum sayın albayım ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum.tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan,bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.kelimer... kelimeler albayım bazı anlamlara gelmiyor