Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Sayın Vovathecat,
Roma bir günde inşa edilmedi. Bu söz ne demektir? Sabır gerekir. Gelişim bir günde olmuyor. Meşhur bir hikaye vardır. Hizmetçi her gün eve iki koa su götürür. Biri deliktir. Digeri ise sağlam. İki yılın sonunda delik olan kovanın olduğu yerde çiçekler açar. Bu hikayenin ana fikri bu olmamakla beraber okuduğumuz/izlediğimiz/dinlediğimiz her şey bu kova gibi yarısını alır yarısı boşa gider. Merak etmeyin, bu gün az yorum yapıyorum dediğiniz şeyler beş yıl sonra farklı olacaktır.
Ayrıca eleştirileri dinleyin ama çok da takılmayın. Bunlar sizin moralinizi bozmasın. Genel olarak insanlığın özeti şu fotoğraftır http://bestfunnyphotos.com/wp-content/uploads/funny_photos/funny-workers-management-digging-hole_funny_photo_a4896z.jpg
Siz keyfinizi bozmayın. Okumaya/çalışmaya/öğrenmeye devam.
Edebi bir eser ise söz konusu, yazarın hayatının yanında, eserin yazılmış olduğu dönem ve bu dönemin belirleyici fikir akımlarını da bilmek gerekiyor. Birçok edebi eserde yapılan atıfları anlayabilmek mitoloji, felsefe ve tarih bilgisi gerektirir ki burada 'tarih' kavramının altını çizmek lazım, edebiyat ve tarih hiçbir zaman birbirinden ayrılamayacak bir bütündür. Edebiyatın 'mekaniği' de çok önemli: 'alegori' mesela ... Alegorinin ne olduğunu bilmeden Dante'nin İlahi Komedyası'nın değerinin farkında olması beklenemez bir okurun, eseri okuyabilir ama 'farkındalık' olmadan. Kavramlar bir bütünlük oluşturmadan, anlamsız bir biçimde zihinde yığılıp kalır. Niçin yetersiz hissettiğinizi tam anlamadım ama kimse kimseyi yargılama hakkına sahip değil. Bu kadar naif bir yaşta ve içinde bulunduğumuz bu hızlı tüketim çağında doğru ve düzgün bir Türkçe ile kendinizi ifade etmeniz bile bir başarıdır bana göre...
Bana göre herkesin amacı farklıdır. Herkes bu amaçlar doğrultusunda kitap okur. O yüzden kimse kimseyi yargılayamaz. Ha sen edebi eser okudun, olaya şöyle bakman lazım, ha sen bunu okudun olaya buradan bakman lazım diye beni sorgulamaya hakkı yok. Zaten ülkemizde düzenli kitap okuyan o kadar az insan var ki, okuyanlara da bu tür yaklaşımlarda bulunup onlara kitap okumaktan da soğutmak doğru bir yaklaşım değil. Bu platformda sadece edebiyat üzerine kurulmuş bir platform değil. Herkes bunun bilinci de hareket ederse iyi olur diye düşünüyorum.
Bu sitede olduğumuza göre hepimiz okumayı seviyoruz, eğitim ve ilgi seviyelerimize göre okuduklarımızdan farklı miktarlarda ve şekillerde anlamlar çıkarıyoruz. Ama bazılarımız var ki kitabın sadece herkese görünen yüzünü değil derinlerdeki anlamlarını, göndermeleri de görüyor. Herkesin yapabileceği bir şey değil bu, yapanlar hem bu sitede hem de günlük hayatta kitaplar hakkında derin konuşmalar yapabilen, insanları etkileyen eleştiriler yapabilen insanlar. Aynı zamanda belki de hangi kitapların yarınlara kalacağını da belirleyen insanlar.
Karşılaştığım bazı kişiler ve edebiyat öğretmenlerim okuduğum roman ya da deneme olsun okuduklarımdan böyle anlamlar çıkarmamı bekliyor, aksi halde gerçek anlamda 'okumadığımı' düşünenler bile var. Eminim birkaç kişi de olsa dediğim durumu yaşayanlar vardır.
Asıl değinmek istediğim nokta şu: Gerçek anlamda 'okumak' dediğimiz şey nedir? Sadece okurken zevk vermesi okumak değil mi? Örneğin şiir okumayı sevdiğimizi belirtiyorsak sevdiğimiz şiirlerin yazılış sürecini, yazarın hayatını bilmek zorunda mıyız? (Bilmenin yararları yadsınamaz tabi) Yüzeysel de okusak, birkaç kere altını çize çize de okusak okuduğumuz çoğu kitaptan (hepsi de denebilir) en az bir iki bilgi ediniyoruz, bu bilgiler düşüncelerimize az çok yön veriyor. Kitap okumanın en önemli amaçlarından birisi bu, ve eğer sadece eğlence amaçlı okuyorsak bile yararını göruyoruz yani. Kısacası eğer belirli kitapların (mesela klasiklerin) tekrar tekrar okundukça derinleştiklerini düşünüyorsanız bile bir kere okuyup kendince fikir çıkaranları yadırgamayın. En başta dediğim gibi herkesin anlam çıkarma seviyesi farklı. Tabi düşüncelerinizi bizden esirgemeyin de, değerlendirmeler ve eleştiriler önemlidir edebiyatın gelişmesi açısından.
Bazı insanların tavırlarından dolayı yetersiz hissettiğim için paylaşmak istedim düşüncelerimi, buraya kadar gelip okuduysanız teşekkürler, herkese iyi okumalar!
Eğer edebiyatta bir hedefin yoksa fazla takmamanı öneririm,varsa onlar haklı. eğer maksat bir şey öğrenmekse zaten edebiyat okunmaz,bilgi kitapları okunur,sende biraz felsefe,psikoloji oku,birazda sen onalra sat bakalım ne olacak..Ayrıyaten illa bir şey katması gerekmez kitabın,bazı filmleri,şarkıları bize bir şey katsın diye izlemiyorsak,kitap içinde aynı şey geçerli,tabi bir şey katması daha efdaldir.
Yaşında tam dönemeçte şu anda sende çabuk kavrayan bir beyin var bunu kullanmak zorundasın,gazete oku,siyaseti takip et,felsefeye giriş oku.ne kadar bilgileri olabilirki onların..,hayat denilen zorlu bir yolun başında olduğuna göre elini taşın altına koymanı öneririm,hatta önermem,mecbursun,direnme, üni sınavın yakın ona göre davran bence..bazı psikolojik kitaplarda insanın hayat görüşünü olmusuzluk katabilir onada ayık ol,konuşulacak kitabın incelemerini oku onalrda benzer şeyler söyler,einsteinin bile görüşü kendi görüşüdür onu bağlar zaten bazı teorileri yanlış çıktı galiba..ve tavsiye alırken iyi tartmak lazım bazı tavsiyeler sana zarar veriri,bazılarıysa hayat..neyse niye yazdığımı bilmiyorum..
Her kitabın yazılış amacı farklıdır, ulaşması gereken veya beklenen kitle farklıdır, her insanın okuma amacı da farklıdır hatta her kitabın okunma amacı da farklıdır. Bazen bazı kitapları biraz kafamızı dinlendirmek için okuruz, bazı kitapları gerçekten bir şeyler öğrenme amacıyla veya umuduyla okuruz. Çabamız da bu amaç yönünde değişiklik gösterecektir. Evet edebi eserler söz konusu olduğunda biraz dönemin koşullarını bilmek, biraz yazarın hayatını bilmek, belki yapılan göndermeleri anlamak adına mitolojiden, felsefeden anlamak hatta bazen kitapta bahsi geçen diğer kitapları okumuş olmak avantajdır. Ama diğer arkadaşların da söylediği gibi bu bir birikimdir, okuduğumuz sürece devam edecek bir süreçtir. Okudukça öğreniriz, her şeyi bilip sonra okumaya başlamamız mümkün olmaz ne yazık ki, imkansızdır zira. Kitaptaki küçük bir dipnot belki bir başka tarihi kitaba, belki edebi belki felsefi bir kitaba yönlendirir ve böylece ilerleriz. Keyifli yönü de budur bana kalırsa, gerek duyarsak geri döner bazı kitapları yeni edindiğimiz bilgiler ışığında tekrar okur, tekrar değerlendiririz. Ama sonuçta okumak çok kişisel bir eylemdir. Amaçlarımızı da yöntemimizi de biz belirleriz, bu konuda bazı eleştrileri çok fazla kafaya takmamak daha faydalı gibi geliyor bana.