Nihayet şubat bitmeden bende kitabı okudum. Zweig gene duyguları insan psikolojisini çok iyi anlatmış ama daha önce okuduğum kitaplarına nazaran biraz sönük kaldığını da söylemeliyim.
aldığım kitaplardan biri de satranç elfesya. en son satrançı okumayı düşünüyorum. en iyi kitabı başta okuyunca diğer kitapları bir türlü beğenmiyorum. :) hakan gündayda yaşamıştım bunu. kinyas ve kayrayı okuduktan sonra diğer tüm kitaplarını da okumuş ama hep o tadı aramıştım, diğer kitaplara yazık ettim :) bu sefer özenle sona saklamayı düşünüyorum.
Satranç kitabını okumanızı öneririm o daha iyidir. Satranctan sonra bu bana biraz vasat gelmişti.
Öneren arkadaşa teşekkür ediyorum öncelikle nasıl olmuşta ben bu yazarı atlamışım şimdiye kadar. Yazarın iki kitabını daha aldım okumak için sabırsızlanıyorum. Amok koşocusu oldukça akıcı anlatımı olan bir kitaptı. Bir kadının çöküşü ve leporella öykülerindeki olayları ve kişilerin hayatlarını daha ayrıntılı öğrenmek istedim.
yazarın okuduğum ilk kitabı.. dili sade anlatımı sıkıcılıktan uzaktı.. beğendim.. hikayeleri beni tam içine almışken alele acele sonlanması beni hayal kırıklığına uğrattı.. diğer kitaplarınıda okuyacağım Amok Koşucu'suyla güzel bir başlangıç yapmış oldum
Hem kısa hem sürükleyici olduğu için bir oturuşta bitirilen bir kitap. Zweig'in anlatımını seviyorum, karakterlerinin ruh hallerini, psikolojilerini çok güzel tasvir ediyor. Ben sevdim bu kitabını da
Son olarak dünya güllük gülistanlık değil ama bunca karamsarlık(karanlık) niye Zweig Efendi?
… ,her şeyi içine atmak insanı boğuyor neredeyse, … - sayfa 79 – Amok Koşucusu-
Gururlu olması hoşuma gidiyordu, ama bu gururu boyunduruk altına almak da istiyordum, … - sayfa 146 – Ay Işığı Sokağı-
Amok Koşucusu’ndaki o bir kişiye bağlılık bana Zeki Demirkubuz’un ‘Masumiyet ve Kader’ filmlerini hatırlattı.Aynı zamanda gemide gelişen olay yazarın 'Satranç' kitabıyla da benzeşiyor.
İnsan bazen öyle bir raddeye geliyor ki içindekileri hiçbir şeyi umursaman bir ahmak ıslatan gibi boşaltıyor. Doktorun durumu da buydu.
Bezginlik’te anlatılan hikayenin son kısmı dışında kalanlar bu coğrafyada yaşayan birçok kişinin düşünceleri aslında. Herhangi bir yerde oturup rastgele anlatılanları dinlersek eğer Liebmann’ın yaptıklarını yapmak isteyen insanlarla karşılaşırız.(karşılaştım- çok fazla)