Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
-Nen var zeze?
-Hiç.Şarkı söylüyordum.
-Sarkı mı söylüyordun?
-Evet.
-Öyleyse ben sağır olmalıyım.
İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
"Zeze: Ağlamak kötü bir şey mi?
Totoca: Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun?
Zeze: Bilmiyorum bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes..."
"Portuga!"
"Hımm..."
"Hep senin yanında olmak isterdim, biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü dünyanın en iyi insanısın. Senin yanındayken beni kimse azarlamıyor ve günışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğunu hissediyorum."
Babası için diyor Zeze:
"Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek, günden güne, yavaş yavaş öldüreceğim."
"Birkaç gün sonra her şey bitti. Yaşamaya hükümlüydüm. Yaşamaya! Bir sabah, Gloria güler yüzle içeri girdi. Yatakta oturmuş, büyük bir hüzünle hayatı seyrediyordum. "
"Daha çok anlat," dedim.
"Hoşuna gidiyor mu?"
"Çok. Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum."
"Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?"
"Gider gibi yaparız."
"sen ne güzelsin çocuk" diye ağladığımdan ötesini bilmem.
"İnsan yüreğinin bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerektiğini bilmelisin"
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.