Kitaplardan En Sevdiğimiz Alıntılar

‘’Kurumsal şirketleri hiç sevmiyordum, insanların giyiminden tutun,nefes almasına kadar karışan bir sistem.Bana insanlığa yapılmış en büyük düşmanlık gibi görünüyordu.’’


‘’Birçok düşmanımız var, fakat şu an en büyük düşmanımız kabaladır. Kabala çalışanları, dünya üzerinde paranın gücünü elde ettiler ve bu güçle tek bir devlet, tek bir din ve tek tip insan sistemini kısa bir süre sonra gerçekleştirecekler. Tek bir devlet olacak, bunu yüz sene önce planlıyorlardı, fakat bir adamımız onların doğu yakasındaki tüm planlarını bozunca bu sistemi sağlayamadılar. Peşinden savaşlar geldi, bir sürü insan öldü. Birincisi, bu sisteme dur demeliyiz. Yüz sene içinde ancak toparlanabilirler ve şu an onların gücü karşısında hiçbir şeyiz. Onların hükmettiklerinin yüzde birine bile hükmetmiyoruz. Parasal gücümüz, onların gücünün milyonda biri kadar. Kapitalizmi ve komünizmi çıkarttılar, bu fikirlerden dolayı bir sürü savaş oldu ve bir sürü insan öldü. Sonuç neydi? Sadece onlar zengin oldular. Şimdi, emellerini gerçekleştirmek için hiçbir engelleri kalmadığını düşünüyorlar. Fakat Börü Budun yeniden toplandı. İnanıyoruz ki, yüce Türk Milleti yüz sene önce olduğu gibi, yine bu insan avcılarının emellerini bozacaktır. Bizler ise buna sadece vesile olacağız. Sen, dünyanın en soylu kişilerinden birisin ; soyun Alp Er Tonga’dan geliyor. Tanrı, Türk milletini dünya adaleti için yaratmıştır. Börü Budun bu adaleti her zaman sağlamakla görevlidir. Atalarının ömrü Börü Budun’a hizmet etmekle geçmiştir ve eminim ki sen de atalarından eksik kalmayacaksın.’’


‘’Ey Orhun! Andımıza şahit ol! Senden kuvvet aldığım ruhu satmayacağım! Senden aldığım kuvveti iyilik için kullanacağım! Börü Budun’u var eden Orhun! Ruhumuzdan sana sunduk kabul et. Ruhundan ruh aldık. Birbirimizi koruyacağız! Birbirimize yalan söylemeyeceğiz! Birbirimizi senin ruhunla seveceğiz… Börü Budun var olsun! Ben var oldukça Börü Budun var olacak! And olsun. And olsun. And olsun! ….. Ey Orhun! Andımı tutmazsam kendi ruhunu canımla beraber çek. Andımı tutmazsam gök girsin, kızıl çıksın! ’’


‘’ Para, pisliktir. Her ne kadar insan anlamasa da para pisliktir. Kendim olmalıydım, paranın gücünü önemsememeliydim. İnsan olduğumu unutmamalıydım. Çünkü bu para, binlerce insanın hayatını karartan, kağıttan başka kıymeti olmayan, akıl kemiren bir nesnedir. Lidyalıların insanlığa yaptığı en büyük ibneliktir. ‘’

‘’ Çünkü siz savaşmayı istiyorsunuz. Savaşmayı isteyenlerin
kazanacağına inanırım ‘’


‘’ Kralınız olarak emrediyorum, her bir askerin bu savaşta en az dört düşman öldürmeden ölmesi yasaklanmıştır. Bugün ölmeniz yasaktır! Yaşamak için savaş!
Yarın daha iyi konuşabilmek için savaş!
Irkımızın devamı için savaş!
Şambala’yı yenmek için savaş!
Bugün halen yaşayan sevdiklerin için savaş!
Unutma bugün ölmek yasak! Ölmemek için savaş! ‘’


‘’Dostum, ben değişmedim, yaptıklarımı düşünmedim değil, çok düşündüm, beni kitaplarım yönlendiriyor. Kazanmanın yollarını, okuduğum kitaplardan alıyorum. Daha önce bir karıncayı öldüremeyen ben, şimdi şurada ki orduların komutanıyım, o zaman tektim, hiçbir şeye gücüm yetmiyordu okumaktan başka. Şimdi okuduklarımı yorumluyorum, elimde ne var ise kullanacağım korku vermek de savaşın bir hamlesidir. Ben o esirleri öldürdüm diye zannediyor musun Şambala’nın toprakları geri vereceğini? Zannediyor musun karşımıza yine çıkmayacağını? Fakat şuna emin olabilirsin, artık bu toprakların bir kralı olduğunu ve bu kralın gerektiğinde acımayacağını bilecekler ve ben kesinlikle bunu bilmelerini istiyorum. ‘’


‘’ Birazdan çok büyük bir savaşa gireceğiz, düşman ordusunun bizden 10 kat büyük olduğu söyleniyor. Sayıların bizim için hiçbir önemi yok, biz Agartalıyız. Kazanmak bizim kaderimiz! Bu savaştan, kazanarak çıkacağız. Şehre geri dönmek isteyen var ise gidebilir. Kalanlar, Agarta’nın kaderini belirleyecektir. Yüzlerce, binlerce yıl sonra bugün anlatılacak. Burada savaşanlar anlatılacak, tutulan kılıçlar, atılan oklar anlatılacak.
Ey savaşanlar, Agartalılar ; Kralınız olarak, on düşman askeri öldürmeden ölmeyi yasakladım. Onların atlarından, onların slonlarından korkmuyoruz. Kılıcımıza güveniyoruz. Güvencimizle, bugün ölümsüzlere ölümü tattıracağız. Savaş! ’’


‘’Dünyamız her zamanki halinden daha da çalkantılı bir hal aldı. Her yerde kin ve nefret var, siyasi fikirler kendi içlerinde bile farklı farklı akımlara bölündüler. Dinler gün geçtikçe çoğalıyor ve dünyaya daha fazla zarar veriyorlar. Her din kendi içinde çeşit çeşit mezheplere bölünmüş durumda ve birbirlerine kin gütmektedir. Bazı eski düşmanlarımız, şimdi dünyaya çeşitli nükleer tehditler savurmaktadır, emperyalist kuvvetler yüzünden dünyada açlıktan ölen insanlar var. Bazı eski düşmanlarımız, komünizm ile yönetilmektedir. Bu katı yönetimler, insanlara insan olduğu değeri hatırlatmaktan çok, onları makineleştirmiş, hatta ruhsuz birer robot haline çevirmiştir. Dünya için Üçüncü Dünya Savaşı vakti yaklaşmıştır. Birçok coğrafyada, çeşitli savaşlar sürmekte ve her an insanlar tarafından çıkarılan farklı kıvılcımlar ile büyük bir savaş kapımızda olabilir. Türk devletleri, emperyalist devletler tarafından iç içe ele geçirilmiş, kanunsuzluk artmış, düşmanımız bile saymayacağımız adamlar Türk devletlerinin başına bela edilmiştir. Türk milleti, tüm Türk coğrafyasında kaybetmeye mahkum bırakılmış, soydaşlarının unutması sağlanmış, milli benliklerinden uzaklaştırılmıştır. Soydaşlarımız halen Türkistan’da, Çin emperyalizmi altında hukuksuzca ezilmektedir. Kırım, Rusya’ya bağlanmış, ırkdaşlarımız Güney Azerbaycan’da Fars emperyalizmi, Kerkük ve Telaferde birkaç soysuzun boyunduruğu altına girmiştir. Avrupa’da yaşayan soydaşlarımızın milli benliklerine erişmeleri, Avrupa Birliği tarafından türlü oyunlarla engellenmektedir. Büyük Turan tarihinde hiç olmadığı kadar zulümle karşı karşıyadır.. Turan’ın çektiği çile ve sorunlarla beraber, dünyamız küreselleşme sorunu ile baş başadır. ‘’