Kitap Tavsiyesi ve Fikir Alışverişi

Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.

* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.


Tür: Genel | Açılış, 28 Temmuz 2011
<< tüm tartışmalar

TÜRKİYE’NİN YÜZDE 41’İ “HİÇ KİTAP OKUMUYOR”

Tartışma Cevapları

11 ile 20 arası cevap gösteriliyor, toplam 21 cevap.
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Ben de kitap sayısına takılmıyorum zaten. Ayrıca, tartışmaya farklı açılardan bakmanın bir sakıncası olmadığı kanısındayım. Sizi duyan da tamamen farklı bir konuda fikrimizi belirttiğimizi sanır. Ayrıca, "anlıyoz", "anlıyonuz" yazdığı için birisine yüklenmek de pek yakışıklı bir hareket değil diye düşünüyorum...

Çok basit bir şey söylüyorum: %41, kitap okumaktan elde ettiğimiz kazanımları göz önüne aldığımızda düşük bir oran. Sayılara takılmayalım derken kastettiğim sayı buydu, okuduğunuz kitap sayısı değil. Durum, sandığınızdan daha vahim çünkü nitelikli okumakta pek başarılı değiliz. Eğer başarılı olsaydık büyük oranla sorgulayan bir toplum olurduk çünkü verilere göre %59 kitap okuyor. Ama ne yazık ki her okuma, aynı kazanımları getirmiyor okura. Elbette boş işlerle uğraşmaktansa kitap okumak daha iyi bir aktivite ama hiç kitap okumayanları acımasızca ayrıştırıp, sanki her kitap okuyan nitelikli okuma yapıyormuşcasına savunmak da yanlış diye düşünüyorum.

8 yıl     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

Vah Halimize,

Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan hükümet programında yer alan bu ifadeler hiç hoş değil.

"2017’de 80 milyona yaklaşacağı tahmini yapılan Türkiye nüfusunun yüzde 41’i “hiç kitap okumuyor.”

“Ara sıra kitap okuyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 44.

En ilginç veri ise, “hiç kitap okumuyorum” diyenlerin yüzde 8’ini üniversite ya da lisansüstü eğitim kurumları mezunlarının oluşturması.

8 yıl, 1 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

sorun ortada, sizce nasıl bir yol izlenmeli bu durumu tersine çevirmek için?

8 yıl     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Geçen sene bir öğrenci gurubuyla su şekilde bir çalışma yapmıştık: Öncelikle bir liste hazırladık. 10 kitaplık bir liste. Herkes aynı kitabı okumayacak ancak herkes nobelli bir yazar, 500 sayfalık bir kitap, bir bilimkurgu, bir fantastik kurgu, bir ucleme, populer bilim kitabi okuyacak. Sonuçta belli bir surede listesindeki kitapları bitirenlere bitiremeyenler birşeyler ismarlayacakti. Amacım bir yerde oturup kitaplar hakkında konuşmakti. Ancak öğrenci gurubunun başka okullara gitmek için ayrılmasindan dolayı calismayi sonuclandiramadik. Arada soruyordum öğrencilere hangi kitapları okudunuz diye ve arada yine kitaplar hakkında konuşuyorduk.

8 yıl     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

Okullarda tek bir kitabı örneğin 'yüzyıllık yalnızlık' kitabını her öğrenciye okutmak yerine öğretmenler öğrencilerin ilgi alanlarına göre kitaplar seçerse daha sağlıklı olur diye düşünüyorum.Bende çok kitap okuyan biri değildim.Kendi zevkime göre kitap önerildi ve aldım.Kitapları elimden bırakamadım.Öğretmenlerin tutumuna çok dikkat edilmeli bence çünkü çocuklar ailelerinden çok öğretmenleriyle zaman geçiriyorlar.Hiç unutmadığım bir anım ; ilkokulda öğretmen teneffüste kitap okuduğum için bana bağırmıştı.O süreden sonra uzun süre kitap okuyamamıştım.O günden sonra öğretmenleri büyük bir etken olarak görüyorum.Çünkü çoğu zaman geçirdiğimiz kişiler onlar istemesekte onlara göre şekilleniyoruz.

8 yıl     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Herkes özgürce fikrini beyan edebilir zaten herkes de buna saygı duymalıdır değil mi? Ben asau arkadaşımızın fikrine saygı duyuyorum ama bunu ifade ediş şeklini hoş bulmadım. Nitekim "Burada 10 kitap var, sen hepsini okudun, ben ise sadece birini okudum. Şimdi sen okuyan, ben ise okumayan mı oldum? Sen nicelik olarak 10 kitap okudun, ben ise nitelik olarak bir kitap okudum. Hangimiz daha çok okumuş oldu?!" bu ifadeden ben okunan kitap sayısına değinildiğini görüyorum ve bu fikri savunan kişinin en azından Türkçemizi düzgün kullanması gerektiğine dikkat çektim amacım asla yermek değildir. Bu şekilde anlaşıldıysam eğer benim kabahatim, kendimi iyi ifade edemedim demektir üzgünüm.
Ayrıca kitap okumayanları eleştirip okuyanları savunan bir ifade de hiç kullanmadım. Sadece bu alışkanlığı nasıl kazandırabiliriz, küçükken çocukları nasıl özendirebiliriz bunlara değindim. Ebeveynlerin çocuklarını kitaptan soğutmalarına değindim, ama aileler çocuklarına test çözdürtmesin ellerine kitap versin demedim. Söylemediğim şeyler için zan altında bırakılmayı sevmem, kusura bakmayın amacım tartışmak değil.

8 yıl     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Türkiye'de kitabın ve okumanın durumunu gösteren istatistiklere bakıldı­ğında bu önemin hakkıyla kavranılmadığı görülmektedir. Mil­li Eğitim Bakanlığı'nın gençler arasında yaptığı araştırmaya göre; Türkiye'de, bir ayda kitap okuma oranları şöyledir: % 61 hiç kitap okumamıştır, % 13.4 bir kitap okumuştur. Kültür Bakanlığı tarafından yapılan istatistiklere göre; bir yılda basılan kitapların çeşidi, ülkelere göre şöyledir:

ABD: 85.121

Japonya: 42.217

Almanya: 64.761

Türkiye: 6.151

***

Gazete okuyanların nüfusa oranları ise şöyledir:

Japonya % 62

Almanya % 48

Türkiye % 5

*#*

Türkiye'deki kahvehane ve kütüphane sayılarının kıyas­laması ise şu acı gerçeği ortaya koymaktadır:

Kütüphane sayısı 1412

Kahvehane sayısı 570.000

Buna göre: 49.500 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir.

Gallup firmasının yaptığı bir araştırmaya göre bazı ülke­lerdeki kitap okuyanların nüfusa oranları şöyledir:

Japonya % 14

ABD % 12

Almanya % 11

İngiltere % 11

Türkiye % 0,01


Konunun önemine binaen, nitelik ve nicelik kıyaslamasına, yukarıda verilen sayısal değerlere, dikkatli bir şekilde bakılarak
karar verilmelidir diye düşünüyorum.

8 yıl     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

Askerde insan olarak çok sevdiğim bir arkadaşım olmuştu. Bir gün çarşı iznimizde gezerken kitapçılara uğramıştık. Kitapçıya, X kişisini öven kitaplar aradığını söylemişti. Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum? X kişisi hakkında karşıt görüşleri duymaya tahammülü yoktu. Bu doğru bir okuma şekli mi sizce? Ya gerçekler arkadaşımın sandığından daha farklıysa? Tek tip, tek düşünceyi okuyarak doğruya ulaşamazsınız. Bu yüzden kitap okumamak bir yana, okumanın da doğru yapılması gerektiğini vurgulamak istemiştim. Yani durum gerçekten vahim.

Çözüm olarak bir şey sunmak çok zor. Benim görüşüm, ailede düşünceler çocuklara dayatılıyorsa, çocuklar sorgulayacak fırsat bulamıyorsa ve bu şekilde yetiştiriliyorsa, kitap okumanın kazandıracağı değerlerden de mahrum kalacaktır.

İbrahim Müteferrika ile başlayan matbaa çalışmaları, Avrupa'dan 250 yıl sonra bize gelmiş olmasının yanında, yıllar içinde çok az kitap basımı gerçekleştirmiş. Dini kitapların çoğaltılması, işlerinin bozulmaması adına yine el yazısıyla kitapları çoğaltan kişilere bırakılmıştı. Eh, dini kitapları saymazsak, Osmanlı'da pek fazla kitap okunduğu da söylenemez. O günlerden bugünlere geldiğimizde, kitaba bakış açımızın pek fazla değişmediğini söylersek yanılmış olmayız. Bu, ciddi bir toplumsal sorun. Bireysel olarak çözüme önemli bir katkı sağlayamayız. Ama yine de, eğer çocuklarınız varsa, onlara hiçbir düşünceyi dayatmadan, özgürce düşünebilecekleri ve okuyup araştırabilecekleri bir ortam sağlarsanız, ileride bol bol okuyan bir genci topluma kazandırmış olursunuz diye düşünüyorum.

8 yıl     
13 kişiden 13 kişi beğenmiş.

Kitap okuma alışkanlığının eğitimle alakası çok yok bence. Eşim Edebiyat öğretmeni ama evimizde sadece benim kitaplığım var, 400 kitaptan belki 8-10 tanesi eşimindir. Eşimi de sürekli eleştiririm bu konuda sen nasıl Edebiyat öğretmenisin diye. Evimize gelen misafirler de kitaplığımın eşime ait olduğunu sanır :) Ben Diyetisyenim ama neden bu kadar okuyorum ve okumayı seviyorum diye düşününce aklıma gelen ilk şey rahmetli babam...
Babam İlkokul öğretmeniydi ve öğrencileri için sınıf kitaplığına set halinde kitaplar alırdı. Tabi o kitaplar okuldan önce evimize gelirdi, yepyeni bir sürü kitap hepsini tek tek okumak isterdim. Hepsini okumadan da kitapları okula götürmesine izin vermezdim babamın. Okulumuza Gezici Kütüphane aracı gelirdi her ay, babam oraya üye yapmıştı beni böylelikte ayda 1 kitap kesin okurdum. Çok güzel bir uygulamaydı çocuklar için, hala var mı bilmiyorum. Uzun lafın kısası bizim ailede babam örnekti bana, kendi kitap okur beni de teşvik ederdi. Onun sayesinde kitap okumaya küçük yaşlarda başlayıp, kitapları bu kadar çok sevdim.
Ülkemizde de kitap okuma oranlarının artması için yeni nesile kitap sevgisini aşılamalıyız bence. Her çocuğun ilk öğretmeni anne ve babasıdır, kitap okumayı çocuklara sevdirmek ve onlarla beraber okuyup örnek olmak anne babalara düşüyor. Çocuklarının kitap okumasını vakit kaybı görüp, daha çok ders çalışıp test çözmesi için baskı yapan aileler var ne yazık ki.. Böyle bir durumda da hiç kitap okumayan %8 lik üniversite ya da lisansüstü mezunlarına şaşmamak gerek.

8 yıl, 1 ay     
9 kişiden 9 kişi beğenmiş.

Kitap okumak nedir arkadaş.?
El Cevap;

Kitap okumak insanoğlunun kişisel gelişimini elde eden mühim etkenlerden biridir.
İnsanın fikir yapısını, hayal dünyasını geliştirir; sözcük dağarcığını arttırır, insana informasyon ve birikim kazandırır.
Okumak, kişiyi öğrenmeye götüren, en başlı informasyon (Bilgi edinme) deposudur.
İnsan için en kolay ve en etkili öğrenme yolu kitap okumaktır.

Kitaplar yardımıyla kimi zaman uçan bir halıya biner, bilmediğimiz diyarlara seyahat ederiz; yeni arkadaşlıklar kurar, kimi zaman hüzünlerimizi kimi zaman neşemizi bu yeni arkadaşlarla paylaşır, asla tanımadığımız evlere konuk oluruz.
Tarihin sayfalarında koşar adım dolaşır; destanlara, trajedilere tanıklık ederiz.
Geçmişin elem verici vakalarını değiştirmeye gücümüz yetmese de geleceğimizi kitaplardan edindiğimiz tecrübelerle inşa ederiz.

8 yıl     
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar