Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
@vovathecat nadirkitap'ta, nadirkitap üzerinden alışveriş yaparsanız %10 nadirkitap komisyon alıyor satıcıdan. ama ilgili satıcı kendi şehrinizdeyse giderseniz çok daha ucuza alabilirsiniz bunu da söylemek isterim.
ayrıca ukitap.com'da var yine kitap takas sitesi olarak ama çoğu kişi bilmediği için belirli tarzda kitaplar dönüyor ve bu yüzden aradığımız kitaba pek rahat ulaşamıyoruz. Umarım düşüncelerinizi gerçekleştirebilirsiniz :) her zaman desteklemek isterim.
çok çeşitli nedenleri var bu okumama olayının. kitap kdvsi,fiyatlar kadar en çok da caydırıcı unsur okumanın öğretici ve güzel yanı yerine bir külfet olarak işlenmesi çocuklara. bir durum oldu mu ceza olarak kitap veriliyor okullarda. "şu yaramazlığı yaptın hadi şu kitabı oku özetini çıkar" tarzı ya ceza olarak ya da zorla ödev olarak dayatmaya dayalı bir kitap okuma sevgisi aşılama mümkün değil. başka çareler de düşünülmeli. ve en önemlisi de çocuklar rol model alarak büyürler. çevrelerinde okuyan insan pek görmezlerse buna pek de alışamıyorlar ister istemez. özellikle çocukların yanında kitapla ilgili özendirici davranışlarda bulunursak onların kitap sevgisiyle yetişebilmeleri mümkün. yetişkinler için pek de mümkün değil belki ama en önemlisi çekirdekten yetiştirmek. çocuklara aşılayabilmek :) (çok mu uçtum konudan çok mu iyimser yaklaştım bilmiyorum ama fiyatların caydırıcılığı kadar toplumsal çevreninde etkisi çok büyük )
Türkiye'de okuma oranının düşük olmasının en büyük nedeninin boş yetiştirilme olduğunu düşünüyorum. Sormayan sorgulamayan, sadece öğretileni öğrenecek, hayal gücünden yoksun, araştırma ruhu olmayan bireyler ortaya çıkarılıyor. Düzen bu şekilde ne yazık ki. Hal böyle olunca insanlar çoğunlukla kolaya kaçıp sadece "öğretileni" uygulayıp sözüm ona bir bitki gibi yaşamaya başlıyor. Bu durumun düzeltilmesi için öncelikle eğitim sisteminin düzelmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ülkemizde kitap okuma oranının az olduğu doğru ve eli kitaplara değen herkes bundan şikayetçi. ben ise kitap okuyan kesimin yaptığı kitap seçimlerinin en azından okuma oranı kadar önemli olduğunu, ondan da bahsedilmesi gerektiğini düşünüyorum.;
Ülkemizde okuyan kesimden bir çok kişi kitap okumanın nefsine hizmet edecek bir aktivite, kendini eğlendirecek bir film olduğu sanısında. Gaflet içindeyiz. Şahsen ben hiç kitap okumayan birisi olsam, etrafımda ayda 5 kitap okuduğu için bana örnek olduğunu düşünen fakat felsefe, psikoloji, sosyoloji, tarih, din veya klasik edebiyat konularından 1 tanesinde bile derinlemesine bilgi sahibi olmayan birisi olsa bana kesinlilkle olumuz örnek olurdu. sonuçta kimse alacakaranlık, harry potter, aşk, aynı yıldızın altında(dikkat! bu kitaplar kötü demiyorum) tarzı kitaplar okuyarak genel kültürünü arttıramaz. arttırsa bile yol alınan mesafe derinlemesine olmayacağı için rol, model olduğunu düşündüğü kişininin gözünde kitap okumayı çoğunlukla vakit kaybı, 3-5 kelime öğreterek edilen uğraşın hakkını vermeyen bir aktivite olmaktan ileri götüremeyecektir.
Elbette bu kelamından bir insanın akıcı kitaplara hiç yanaşmaması gerektiği anlaşılmamalı. Alışma sürecinde akıcı kitaplarla yol almalı insan belli bir mesafe sonrası ilgi alanına göre kitap seçiminde bulunmalı.
herneyse yazımı cemil meriç üstattan alıntı yaparak bitireyim
****
kahrını çekeceksin kitabın, hizmetinde bulunacaksın. senelerce, senelerce hiçbir sey beklemeden diz çöküp
emirlerini dinleyeceksin... adam vardır, aristo’yu atina kerhanelerinin adresini sormak için, kösebasinda bekler-. adam
vardır, kenef süpürtür venüs’e. ve kitabı, ağzına kadaf ruhla dolu kutsal bir emanet olarak değil, maddi refahına
hizmet edecek bir hüddam olarak görür.
****
Bildiğiniz üzere ne yazık ki Türkiye'de kitap okuma oranı diğer ülkelere göre çok az. Sadece kitap da değil, gazete, dergi de daha az okunuyor. Kitaplığı dolup dolup taşanlar, edebiyatı iyi bilen insanlarımız da yok değil tabi ki ancak tek tük okuduğu kitap olan insan sayımız daha fazla. Oysa kitap okumak birçok şeyin çözümü: Cahilliği azaltıyor, genel kültürü artırıyor, merak ve daha fazlasını isteme duygularını uyandırıyor...
Bunun temelinde galiba kitap okumanın çoğu ailenin yapısına tam olarak oturmamış olması... Mesela kendi ailemden örnek vereyim: Anne tarafım okumuş okumuş doyamamış bir aileyken baba tarafım ne yazık ki sadece gerekirse okuyan, kitap okumayı boş zaman eğlencesi olarak düşünemeyen bir taraf... İki taraf da aynen devam ediyor sülaleye.
Başka bir neden de galiba okullardaki durum. Her okulun albenili ve dolu dolu bir kütüphanesi bulunmuyor ne yazık ki. Ayrıca bazı öğretmenler gençlere okumayı öğütlerken hiç örnek davranışlar sergilemiyorlar.
Çevremdeki bazı insanları gördüm ve aklıma geldi bu konu, sizinle paylaşayım dedim. Herkes düşüncelerini paylaşırsa çok hoş olur. Mesela siz bir yılda kaç kitap okuyorsunuz, aileniz nasıl, ülkemizdeki eksik kısımların neler olduğunu düşünüyorsunuz?
Çok mutlu olduğum bir konu var ki o da şu: Bu güzel siteyi yapmışlar ve binlerce üyesi var. Sadece buradaki üyeler bile ülkemizin potansiyelini gösteriyor. Tüm üyelere ve site kurucularına teşekkürler :)
Merhaba, ben de yılda 25-30 kitap okuyabiliyorum malesef, genel olarak derslerden, okuldan vaktim kalmıyor.
Benim okuma alışkanlığım biraz babamdan, biraz da kendimde kaynaklanıyor. Ne annemin tarafında ne de babamın tarafında kitap okuyan pek kimse yoktur aslında ancak babam tüm bu kişilerin aksine vakit buldukça bol bol kitap okur. Beni daha 10-11 yaşlarımdayken kitap fuarlarına götürüp Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu gibi yazarların kitaplarından alırdı. Bende severek okurdum. Hatta daha 5.sınıfa giderken kütüphanecilik kulübünün başkanı olup öğle aralarımı kütüphane nöbetçisi olarak geçirirdim. Savaş ve Barış'ı okumaya çalışıp hiç bir şey anlamamış ve bir süre kitaplardan soğumuştum. Daha sonra kendi zevkime hitap eden kitaplara yöneldim, Harry Potter, Açlık Oyunları gibi fantastik, bilim-kurgu, aşk ya da genç kurgu kitaplara. Buradan sonra babamın o kadar yardımcı olmadığını söylemem gerek. Bu sefer aile bireylerim "Gereksiz kitaplar okuyorsun! Doğru düzgün kitaplar oku!" diye tepkiler vermeye başladı, başta babam. Tabi ben onları çok dikkate almadım ve özelikle 2-3 yıl önce 10 serilik bir kitabı 2 haftadan daha kısa bir sürede bitirdiğimi hatırlıyorum. Bu sefer ailemin "Yasak sana kitap okumak, ders çalış!" dediğini bile hatırlıyorum. Neyse ki bir süre sonra bu tepkilerinin yersiz olduğunun farkına varıp beni kendi halime bıraktılar. Zaten bende bir süre sonra bu çok satanlar listesinin başını çeken kitapları okumayı azalttım. Hala seviyorum onları fakat artık farklı tür kitaplar okuyarak kendimi geliştirmeyi amaçlıyorum.
Ülkemizde kitap okumaya gelirsek, şöyle söyleyeyim durum okullarda çok vahim. 2 yıl önce benim gibi kitap okumayı seven 5-6 arkadaşımla 3 ay boyunca okulun yıllardır kullanılmamış kütüphanesini temizledik. Haftalarca izin kağıtlarıyla derslerden çıktık. Rafları, kitapları kova kova sular taşıyarak sildik, yeni kitaplar ekledik ve orayı kullanıma açtık ancak sevgili müdür yardımcılarımız ve müdürümüz yolumuza her türlü taşı koydu. Önce orayı depo olarak kullanmaya başladılar, daha sonra ösym kayıtlarının yapıldığı bilgisayar var orada, girmek yasak deyip kilit vurdular. Bu yıl ise kütüphaneyi kapatıp oraya sınıf açtılar. Yer yokmuş. Yani demek istediğim biz güzel bir kütüphane için elimizden geleni yaparken, asıl bu işle ilgilenmesi gerekenler yolumuza taş koydular. Ülkemizdeki en büyük eksiklik bu. Tabi bir de fiyatlar. Açıkçası eskiden genç-kurgu kitaplar okurken kitaplara para yetiremezdim, ödünç alır bazen pdf olarak okur, bazen korsan aldığım bile olurdu. Neyse ki artık aradığım kitapları kütüphanelerden alıyorum. Çevremde ulaşabildiğim ve imkanları olan 2 kütüphane var. Artık bolca faydalanıyorum.
Bizim ülkemizde kitap okuma oranının artması için bu sevginin okulda aşılanması gerek, her okulda güzel kütüphaneler olsa, devlet kütüphanelerinin sayısı arttırılsa, fiyatlar düşürülse, insanlar kolaylıkla ulaşabilse kitaplara, her şey çok daha güzel olur, herkes daha çok okur. Neyse ben bu konuda umutluyum. Umuyorum ki ülkemizde okunan kitap sayısı artacak. :')
Merhaba, ben yılda 60-70 civarında kitap okuyorum. Ailemin kitapla arası yok denecek kadar hiç :)) Bende aslında lisedeki edebiyat öğretmenimin tavsiyesi üzerine okuduğum bir kitapla muptelası oldum okumanın. Öncesinde malesef bana da örnek olan olmadı.
Okumayı, okumakla edindiğimiz kazanımları etrafıma da çokça anlatmaya çalışıyorum, birkaç kişiyi de etkilemişliğim var ancak halen gidilmesi gereken çok yol olduğunu düşünüyorum Türkiye'de kitapla ilgili.
Konuya okullardan başlamak gerekiyor bence. İlgi çekici kütüphaneler ve de okumayı gerçekten seven ve örnek olabilecek öğretmenlerle. Aileler de mutlaka destek olmalı ama kısa vadede bence okullarla başlamalıyız.
Ben yılda ortalama 40-50 kitap okuyorum.
Kitap okumaya 9 yaşında kütüphanecilik koluna üye olarak başlamıştım. Sınıftaki kitaplıktan ben sorumluydum ve oradaki her kitabı bitirmeyi bir görev bilip bir sene içinde 72 kitap okumuştum. Henüz bu sayıyı geçebilmiş değilim :) Ömer Seyfettin, Dede Korkut gibi hikayelerle başlayıp devam ettirmiştim.
Ailemden malesef ki henüz benim kadar çok okuyan ya da kitapları seven birisi daha yok. Ben kendi okuduğum kitapları azımsarken etrafımdan o kadar kitabı niye okuyorsun gibi cümleler bile duymuştum... Baba tarafım hep üniversite mezunu ancak görüşemediğim için şu anki durumlarını bilemiyorum, anne tarafında bu durum söz konusu bile değil. Okumaktan pek hoşlanmıyorlar. İlk üniversiteye başlayanlardan biriyim bile diyebilirim.
Eğitim sistemine karşı o kadar dolu ve sinirliyim ki. Kitaplara yaklaştırmaktan çok uzaklaştırıyorlar. Bireysel olarak birkaç hocamın okumama oldukça fazla katkısı oldu hiçbir zaman onlara sözüm yok. Fakat lisedeki okuma saatleri adı altında yapılan kitap sınavları soğutmaya birebir. Örneğin bana zorla Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü okutmaya çalışmışlardı. Kitabı yarım bıraktım, sınavdan düşük not aldım. Bunlar önemli değil ancak şu an Ahmet Hamdi Tanpınar'a bir türlü ısınamıyorum. Huzur kitabını da aynı şekilde yarım bıraktım. Bu benim değil beni buna zorlayan sistemin suçu. Bazı kitaplar vardır onları okumak için belli olgunluğa erişmeniz gerekir. Sistem bunu düşünmeden bu kitap önemli bunu okusunlar hatta bir de sınav olsunlar diye diretince sonuç ortada...
Kitap fiyatları da oldukça önemli bir etken. Korsan kitap almaya karşı dururken buna mecbur kalmak diye bir durumda var. Çoğu zaman ailemin yemek yemem için verdiği paraları aç kalıp kitaplara verdiğimi hatırlarım. Temel ihtiyaçlarımdan kitaplar için vazgeçtiğimi de... Sürekli bir yerlerden bir indirim yakalasak alsak peşinde koşuyoruz. İnsanlar bir kitaba o kadar para verilir mi diye düşünüp iyice soğuyorlar.
Çok uzun bir yazı oldu ancak şunu da eklemek istiyorum. Ben insanların etkilenmesi için onları bilgilendirmenin de doğru olduğunu düşünüyorum. Kitap okuyan insanlar o kitapları ne kadar özendirir ne kadar iyi tanıtırsa oranlarda bu yönde artacaktır diye düşünüyorum.
Ben de herkesin yazdığı yorumlara katılıyorum. Az olduğunu biliyorum ancak yılda ortalama 25 kitap okuyabiliyorum.
Öncelikle hemfikir olduğumuz konu aile, ben aile açısından çok şanslıyım babam iyi bir okuyucudur. Kitapla ilk tanışmam da annemin bana gece okuduğu küçük hikayelerle olmuştur. O küçük hikayeler bile iyi bir okur olmanın temellerini atar bana kalırsa. Babamın sadece bir kitaba yüklü bir miktar verdiğini bilirim sırf ben okuyorum diye. E tabi bu da herkesin bahsettiği gibi başka bir sorunu doğuruyor kitap fiyatlarını... Diğer etken arkadaş, "arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" demiş atalarımız. Eğer arkadaşınız iyi bir okursa o zaman hem okuduğunuz kitaplardan zevk alıyorsunuz hem kitap kültürünüz değişiyor.
Şuandaki yorumlar bile aslında ülkemizin kitap alışkanlığı açısından gelişme aşamasında olduğunu gösterir bana kalırsa. En azından bu durumdan yakınan ve değiştirmek için planları olan arkadaşlarımız var bu çok ümit verici. Umarım bu durum sadece büyük şehirlerimizde değil de ilçelerimizde de gerçekleşir, kitapsever gençlerimiz artar.
@Weasleyhead Katılıyorum, kitap okumayı seven her kişi en azından bir arkadaşına, kardeşine veya kuzenine okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışsa çözüm yolunda büyük bir adım atılmış olur. Özellikle 8-12 yaş arasındaki çocuklara... Vampir-kurtadam ve aşk romanları konusunda da katılıyorum. Ben de henüz bir lise 2 öğrencisiyim, benim de ilgimi çekiyor Percy Jackson, Açlık Oyunları, Uyumsuz serileri ama aynı zamanda dünya klasikleri okumayı da çok seviyorum. İkisini beraber yürütmek en iyisi bence. Oysa bir arkadaşım var ki çok fazla kitap okur, ama okuduklarını görseniz... Ne seri varsa hepsini okumuş kız herhalde. Klasiklere yönelmesini sağlamak için Dostoyevski'nin Beyaz Geceler'ini anlatıp övmüştüm ve başlamıştı. Ancak azıcık okuyup "Çok fazla ayrıntı veriyor ve sıkıcı." demişti bana. Ben de umudu yitirdim o kızdan açıkçası.