Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Radikal Kitap, geçen hafta bu durumu irdelemiş.
Ben de biraz isyan ettim, buyrun:
http://sebepsizyazarlasma.blogspot.com/2013/07/gunun-fotograf-ve-anket-size-gore-kitap.html
kitap fiyatlarını pahalı buluyorum. bunda alınan kdv kadar yayınevlerinin aç gözlülüğünün de payı çok. can yayınlarının sahibinin konu ile ilgili bir ropörtajını izledim. bana oldukça samimiyetsiz geldi. büyük yayınevleri kitap fuarlarında bile yüksekten uçuyor. doğru düzgün indirim yapılmıyor.işte bu yüzden insanlar okuma alışkanlığı kazanmakta zorlanıyor. o tadı almış olan benim gibi dar gelirli okurlarsa ya sahaflara yada kredi kartına taksitle kitap satan yerlere yönelmek zorunda kalıyorlar. öğrenci kardeşlerimizde korsana yöneliyor.
Kesinlikle kitap fiyatları oldukça pahalı. Bn kitap okumayı seven bir öğrenciyim ama kitap fiyatları kesinlikle bütçemi sarsıyor. Ve bn Türkiye de kitap fiyatları düşerse okuyucunun artacağını düşünüyorum.
Radikal Kitap'taki yazıyı okumuş ve samimi bulmamıştım.
Aslında Orwell 1946'da yapmış bu hesaplamayı. Ölümünden 4 yıl önce.
Yazarın çok sevdiğim "Paris ve Londra'da Beş Parasız" adlı kitabı da 1933'de basılmıştı.
Kitabı okuyanlar bilir, Orwell sürekli yiyecek ve tütün hesabı yapar ancak para verip de alınacak kitaplardan pek bahsedilmez.
Aradan geçen 13 yılda Orwell'ın hayatında maddi anlamda gerçekleşen düzelmeler ona geçmişi unutturmuş gibi geldi bana.
Yazıyı hazırlayan kişi de kitabın pahalı olmadığını öne sürmüş.
Fikir sunanların da orta üst tabakadan insanlar olduklarını biliyoruz.
Geçim derdindeki adam için hayat pahalıdır. Çünkü bu ülkede temel ihtiyaçların hepsi pahalıdır. Su, elektrik, barınma, gaz, temel temizlik ürünleri ve kitap.
Bu bir devlet politikasıdır. Devlet yüzü kızarmadan, vatandaşlarının hayatta kalabilmek için gerekli olan temel ihtiyaç madde ve kaynaklarına vergi koyabiliyorsa (ki bu kanunsuzdur KDV'nin tarihini araştırın) bu haraç değil midir? Peki ya pırlanta vergisi %0 iken ekmeğinki neden %1'dir?
Üst orta sınıf, yani bizim geleneksel entelektüelimiz ekmeğin, suyun ne kadar olduğunun derdinde değildir.
Bu yüzden kitapların fiyatlarının da onları ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Hatta bu konuda fikir beyan etmeleri tuhaf geliyor bana.
Ne zaman temel ihtiyaçların fiyatlarını ya da vergilerini gündeme getirdiler ki?
Tabii ki kitaplar pahalıdır. Ve online satıştaki indirim oranı kitabevlerini bitirecektir bir gün.
Kitapevlerini geziyorum, dolaşıyorum, havasını soluyorum.
Ama kasanın önüne senede sadece birkaç kez gidiyorum.
Artık online kitap almaya mahkum edilmiş hissediyorum kendimi. Neredeyse her dördüncü kitap bedava geliyor çünkü.
Senede 40 kitap aldığınızı düşünün, 30 kitap parası ödüyorsunuz. Bu da az fark değil.
Romanlarda ya da çok satan kitaplarda durum iyi. Sahafta ya da korsanda bulunabiliyor.
Ya kuramsal kitaplar? İşte bana sorarsanız bütçeyi asıl yıpratanlar onlar.
Bir de kötü çevirileri okudukça, gözünüze dizinize dursun diyor insan.
"İnsanımız okumayı sevmiyor, fiyatlarla ilgisi yok" diyenlere gelince.
Yapsınlar topluca yüzde ellilik bir indirim, satış patlamasını görürler o zaman.
Henüz haberi olmayanlar için; sadece dini kitaplarda kdv oranı %1. Bilginize.