Yeraltı edebiyatı, dili zincirlerinden kurtarmak için 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan ben özgürüm diye bağıran edebiyat.
Sıkıntılı, yorgun ve bitkin, bir gece yarısı tam çekilme
vakti denizin,
Tuttum yaratıcılığı övdüm, Oza*dan söz ettin dostlarıma.
Biden bir kuzgun belirdi, kesti yarıda sözümü;
Çakmak çakmaktı gözleri ve korkunç kara,
Dedi kuzgun : Kim ipler ve bunları**.
Ey kuş ! diye bağırdım, inan, yıkıyor beni senin
bir insan yerine kuş olman
Katılsaydın bu mutlu işte bize
katılsaydın ikiye bölmeye yeryüzünü.
Dedi kuzgun : Kim ipler ve bunları!
Neler olmazdın, düşün birkez, büyük akıl hocası,
deneyci ve makinaların tanrısı
Tunç içinde yaşardın ey büyük yaratıcı, gözbebeği dünyanın
düşün bu yüce şansı !
Dedi kuzgun : Kim ipler ve bunları!
Dev makinalar yapardın,kurardın demokrasiyi ne güzel
işlerdi ya hani!
Kurtarırdın gereksiz kral ve kraliçelerden dünyayı
yok edip fosilleri...
Dedi kuzgun : Kim ipler ve bunları!
Ya da bir gün, dedim uzaklarda ufacık bir kulüben olurdu da
İncecik parmaklarıyla kirazlar yedirirdi bir kız sana
Öylesine bir yer, övgüden, yergiden uzak...
Dedi Kuzgun : Gel bırak budalalığı, sensin, varsa eğer
yeryüzünün tek tutsağı
Özgürsün, ama yok özgürlüğün özgür görünsen de şimdi
Yarışa kalkmışsın son hızla, o güçlü arabasıyla, ama
bak direksiyonu yok ki!
Oza, Roza yada bilmem kim yosması
- Ve bütün bu değişimler, ne baş belası.
Toz, toprak, çamur olacaklar günün birinde
Yaşam kısa, öyleyse kim ipler be bunları!
Nasıl anlatabilirim şu şom ağzıyla
Yalnızca ilençli sözlere açık olmadığını ağzımızın
Capcanlı dudaklarımızın güzelim dudaklara
Ve serin sularına da değeceğini bir ırmağın?
Yaşamak ne büyük mucize
Ama nasıl anlatırsın bunu yaşamasızın birine?
Belki de anlatırsın, ama kim ipler bunları be!
* Oza, Yunanca zoe (yaşam) sözcüğünden türetilmiş olan Rus Hıristiyan adı Zoyanın bozulmuşudur.
** Kim ipler ve bunları be! sözleri, na huya (Siktir et) sözlerinden
genellikle yazılı dilde daha hafifletilmiş bir biçimi olan na figa karşılığı
olmaktadır.