*Currel \ Elise \ Acton Bell
"Yüreğimin bitimsiz pişmanlıklarla dağlanmasındansa, en büyük bedensel acıları yaşamayı tercih ederim." Charlotte Bronte
"Dürüst insan yaptıklarını saklamaz." Emily Bronte
"Dikeni kavramaya cesareti olmayan, gülü asla arzulamamalı." Anne Bronte
Bir Okur Olarak - Edebiyat Yazıları - 1.Kitap // Virginia Woolf
Alakarga Sanat Yayınları
Çeviren: Selin Beyhan
- Charlotte Bronte'u, karakterini ince bir gözlemle incelemek için okumayız, onun karakterleri coşkun ve basittir; güldürü için okumayız, onun güldürüsü gaddar ve hoyrattır; hayata karşı felsefi bakışını öğrenmek için okumayız; onunki bir taşra papazının kızının bakışıdır. Biz onu şairaneliği için okuruz.
- Hem Emily hem de Charlotte her zaman doğanın yardımını istemekte. İkisi de insan doğasının engin ve uykuda olan tutkularını kelimelerden ya da davranışlardan daha iyi iletecek, daha güçlü bir sembolün ihtiyacını hissetmekte.
- Onlar yeryüzünün kendilerine en yakın hissettikleri ya da karakterlerine en çok atfettikleri yönlerini aldılar. Ve bu yüzden onların fırtınaları, kırlıkları, güzel açık yaz havaları, yavan bir sayfayı süslemek ya da yazarın gözlem kabiliyetini göstermek için kullanılan süsler değildir; tüm bunlar duygunun devamlılığını sağlar, kitabın anlamına ışık tutar.
- Uğultulu Tepeler'de "ben" yoktur. Mürebbiye yoktur. İşveren yoktur. Aşk vardır; ama bu aşk kadınların ve erkeklerin aşkı değildir. Emily daha genel bir mefhumdan ilham almıştır. Onu yazmaya iten güç kendi acıları ya da yaraları değildi. Muazzam bir karmaşanın içine girmiş bir dünyaya yukarıdan bakar ve bu dünyayı bir kitabın içinde birleştirme gücünü içinde hissederdi.
- Emily, hayatı gerçeklere olan bağımlılığından kurtarabilirdi; bir çehrenin ruhunu birkaç dokunuşuyla öyle belirgin hale getirirdi ki, artık bir bedene ihtiyaç kalmazdı. Kırlardan bahsettiği zaman rüzgarlar estirebilir, gökleri gümbürdetebilirdi.