Yeraltı edebiyatı, dili zincirlerinden kurtarmak için 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan ben özgürüm diye bağıran edebiyat.
"Dünyanın saçmalığı nerede? Bu parıltıda mı, yoksa onun yokluğunu düşünmemde mi? Kafamdaki bunca güneşlere karşın, neden saçmadan , karanlıktan yana gittim? Çevremde herkes şaşıyor buna; ben de şaşıyorum bazen. Şöyle diyebilirim onlara ve kendime: Güneşin kendisi götürdü beni karanlığa; öylesine kalındı ki aydınlığı, evreni bütün biçimleriyle pıhtılaştırıyor, bir karanlık parıltıya boğuyordu. Ama, bu başka türlü de söylenebilir. İsterdim ki, bu alacakaranlık - ki benim için, her zaman gerçeğin ta kendisidir - karşısında, kendimi rahatça anlatayım. Bu alacakaranlığı, dünyanın bu saçmalığını öylesine biliyorum ki, ondan kabaca konuşulmasına dayanamıyorum. Aslında, alacakaranlıktan konuşmak bizi güneşin ta kendisine götürecektir."
A.Camus - Bilmece