Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Söz konusu Gazze olunca Türk milliyetçilerin Doğu Türkistan’ı hatırlatmaları, Kürt milliyetçilerin Kürtlere yapılanları hatırlatmaları klasik bir durum oldu. Zulüm kime yapılıyorsa zülümdür. Ama zulmün şiddeti her yerde aynı değildir. Can kaybının olmadığı ama maddi hasarın olduğu bir deprem ile can kaybı ve hasarın çok olduğu bir depreme karşı insanların hassasiyeti elbette farklı olur. Onun için bu olay için niye ses çıkartmadınız, şu olay için niye meydanlarda değildiniz diyerek Gazze konusunda hassas olan insanları bu basit bahanelerle samimiyetsiz göstermek büyük bir haksızlıktır.
@ziyanur Aç ogrish gibi siteleri de bir bak bakalım zulmün şiddeti ne derecedeymiş? kestikleri insan kafalarınla top oynamaktan tutta kolları bacakları tek tek kesip işkence yapa yapa öldürmelere kadar her şeyi göreceksin. Sağ bıraktıkları kadınlara ufacık kızlara da nasıl tecavüz ettiklerini burada anlatamam. Benimde tam olarak bahsettiğim bu taraflı ikiyüzlü merhamet, en az israilin yaptıkları kadar iğrenç bir davranış. Bu ülkede kimin Gazze üzerinden siyaset yaptığını biz çok iyi biliyoruz kimse gören gözlere kendi gerçeklerini sokmaya uğraşmasın.
Gezgin, yazdıklarım çok açık. Başka yönlere çekmeye hiç gerek yok.Bir daha söylüyorum zulüm her yerde zulümdür. Zulüm karşısında insanlık gereği durmalı diye düşünüyorum
Aksi takdirde her türlü zulme karşı olmak zor.
@gezgin asıl sen siyaset yapıyorsun şu anda farkında bile değilsin bu olan şeyleri nasıl siyasete çevrilir ki @ziya nur un yazdıkları çok açık burda sen durup dururken kimse siyasetten bahsetmezken neden işin içine siyaset bulaştırıyosun onuda anlamış değilim ayrıca nerde zülüm varsa biz ondan tarafız ister Gazze olsun ister başka bi yer bu iş vicdan işidir kimseninde siyaset yaptığı yok .
Biz burada Gazze derken bazılarının da meseleyi ataturk goturmesi sacma. Bizim kısa ve öz olarak dediğimiz kimsenin hiçbirimizin ayrım yapmadığı. Ama siz konuyu nerelere getirdiniz. Yok ayrım yok siyaset yok ataturk. biz kime laf attık da savunma yapıyorsunuz. Ortada bi zulüm var. kıyam var. Yapılacak tek şey yazılan o şiire yapılan o dua ya amin demek. Yarası olan gocunur kusura bakmayın.
Benim kimseyi hiçbir şekilde hiçbir şeyle suçlamak gibi bir niyetim yok olmadı da. uzatan sizsiniz. susun ve amin diyim sadece. bizim burada bunu tartışmamız dahi saçma.
@betül oku yorumlarımı da bir bak bakalım kaç tane siyaysi kelime geçmiş. Benim derdim bu ikiyüzlü ahlaksal davranış biçimiyle. Kaldıki ben bu konuda sadece Fıratla yazışmak istedim çünkü ona bu konuyla alakalı söylediklerim geçmişte yaptığı bazı yorumların üzerine gelen bir devamdır asılında(Fırat bu sitede oldukça eskidir). Yoksa Gazzede olana gözünü vicdanını kapamak mümkün değildir. Bu bu konu başlığı altında size yazdığım son cevaptır dediğim gibi Fıratla muhabbet etmek istedim isteğimin karşılığını da aldım.
@Ziyanur Dostum senin yaptığın şu saçma yorum ;
"Söz konusu Gazze olunca Türk milliyetçilerin Doğu Türkistan’ı hatırlatmaları, Kürt milliyetçilerin Kürtlere yapılanları hatırlatmaları klasik bir durum oldu. Zulüm kime yapılıyorsa zülümdür. Ama zulmün şiddeti her yerde aynı değildir"
kanı beynime öyle hızla çıkardıki direk cahilliğle siyasetin dibine vurmuş bir insan profili çizdin. Belki ben yanlış anlamışımdır lakin Kalkmış zulmün şiddetinin vicdanın üzerindeki öncelikleri üzerine bomboş bir kalıp sundun ortaya. Eğer vicdanını istatistikler harekete geçiriyorsa İsrailin 15 günde yaptığı katliam yaklaşık 400ken Işıd aynı sürede 6000den fazla insan öldürdü. Bir tarafta sivil asker fark gözetmeksizin belirlediği hedefleri vuran bir İsrail varken diğer tarafta İşkence yaparak öldüren, tecavüz eden bir Işıd var. Şimdi vicdanında bir duyarlılık muhasebesi için yeterli bellek oluştumu ? Evet arkadaşım Işıd için hiç bir girişimde bulunmamış bir insanın Gazze için vicdan gösterisi yapması düpedüz ikiyüzlülüktür samimiyetsizliktir.
Zafer ne İslam'ın ne Yahudi'nin, ne Filistin'in ne İsrail'in. İki taraf da suçlu, Peki hangisi haklı? İkisi de, haksız. Barış(!) için savaşan İsrail, ateşkese olur demeyen Filistin. Arada kaynayan binler.. Gelip de kimse burada kahrolsun İsrail sloganları atmasın. Kahrolacaksa hepsi kahrolsun, ideolojiler kahrolsun!
@Gezgin, yazdıklarımı anlayamıyorsan yapacak bir şey yok. Senin seviyene de inemem. Onun için de diğer yazdıklarına cevap vermenin anlamsız olduğunu düşünüyorım.
@hanzala_ arkadaşım "Ortada bi zulüm var. kıyam var. Yapılacak tek şey yazılan o şiire yapılan o dua ya amin demek. Yarası olan gocunur kusura bakmayın."
Kıyam demişsin benim bildiğim kadarıyla kıyamın iki manası var. Biri ayakta durmak, namaz kılarken ayakta durmak içinde kıyam denir. Ayrıca kıyam, isyan etmek, ayaklanmak karşılığında da kullanılır. Sen galiba kıyım demek istemiştin.
Yarası olan gocunur konosonda çok haklısın. Filistin için ağlayanların % 90'nı her nedense Mustafa Kemal Atatürk dedin mi hemen gocunuyorlar.
Hz. Muhammed (s.a.v) 'in hadis-i şerifinde müjdelenen "Konstantinopolis elbet bir gün feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne büyük kumandan; Fetheden asker ne kadar güzel askerdir." 29 Mayıs 1453'de Fatih Sultan Mehmed'in komutası altındaki Osmanlı ordusunca İstanbul'un Fethi gerçekleşti.
Ama 13 Kasım 1918'de İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan devletlerince Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul işgal edildi. Böylece İstanbul yine Hristiyan dünyasının eline geçmiş oldu. Doğuda Ermenileri, Güney'de Fransızları, Batıda Yunanlıları yene Ankara Hükümeti'nin başkanı Mustafa Kemal Paşa "İstanbul'u vermez iseniz ordularım ile İstanbul'u aldıktan sonra güneye iner Bağdat'a kadar alırım uyarısı üzerine, 4 Ekim 1923'de işgal kuvvetleri Türk bayrağını selamlayarak İstanbul'u terk etti.
13 Kasım 1918'de başlayan işgal, 6 Ekim 1923'te 6 Ekim'de Selahattin Adil komutasındaki Türk birlikleri İstanbul'a girerek İstanbul'un Kurtuluşu ile sona erdi.Mustafa Kemal Atatürk'ün yönetiminde kazanılan Türk zaferi sayesinde bu sene İstanbul'un Fethi'nin 561. Yılını Kutladık. Atatürk ikinci Fatih'tir. Peygamber efendimizin hadisini ikinci kez gerçekleştiren Müslüman devlet başkanıdır.
Buna karşın bir sürü sayıları milyonları bulan Haçlı ordularınca gerçekleştirilen Haçlı seferi boyunca Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Eyyubiler, Memluklar'ın -bunların hepsi Türk devletidir- korumaya çalıştığı ve geri aldığı, Kayı Türklerinin kurduğu Osmanlı'nın 500 yıl elinde tuttuğu Kudüs'ü, Araplar 60 yılda İsrail'e kaybettiler.
El Fetih, Hamas ile çarpışırken İsrail ve ABD'den tırlarla silah alıyordu. Müslüman, Müslümanı kırmak için düşmandan yardım alır mı? Sonra da El Fetih, Hamas ile birleşti.
@ Skovorodnikof arkadaşım en doğru yorum seninki olmuş. Hem Filistin hem İsrail suçlu. Kahrolacak ise hepsi kahrolsun, menfaatleri için insan hayatlarını harcayanlar kahrolsun!