Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
asımvehaluk, insanların içinde kendini anlatma güdüsü vardır, bunun hangi dilde olduğu neden önemli olsun? steinbeck'i, kafka'yı, dostoyevski'yi de okumamalıyız öyleyse, ne de olsa bizim dilimizde değil yazdıkları. bu düşüncenin bir okura yakışmadığını düşünüyorum ki Orhan Pamuk hakkında tartışılabilir çok şey olmasına rağmen "kitaplarının dilini" öne sürmeniz beni şaşırttı doğrusu.
ancak yine de tartışılabilir olması tartışacağım anlamına gelmez. ben onu okumak, onunla katılıp katılmadığım noktaları görmek, onu bir insan olarak bilmek istiyorum. yorumunuz için teşekkür ederim.
anadilinde yazmasıdır esas olan sayın zedka benim demek istediğim odur dostoyevskiyle filan ne alakası var eğer Türksen ki şüpheli dilinde yazacaksın efendim milliyetçi olacaksın diline karşı... daha şaşıracağın çok şey var ama anlaşılan siz arka plandakileri sezmeye muktedir değilsiniz bu yüzden sizinle tartışmak akıl karı değil...
kitaplarını kendi diliyle yazmayıp ingilizce yazıp sonra da türkçe ye çevirten bir adamın !!! kitaplarını okumak...
okudugumuz kitaplari cekici hale getiren bizim beklentilerimizdir.bize cevap verisi,ilginclik,anlatis tarzidir.bazen bir yazar en berbat konuyu öyle bir anlatir ki suruklenmis gitmissindir.
biz bir suru degiliz,en azindan bana göre öyle. mutlaka hepimiz degisik seyleri begeniriz haz aliriz.Camus'u kizim okudugunda hic bir sey anlamadigini söyledi dogrudur ona göre,bana göre ise en anlamli kitaplardan biridir "yabanci".belki bir kac sene sonra o dacok begenir.Burda sadece fikirlerimizi söyluyoruz.hepimiz ayni seyi sevmek durumunda degiliz zaten...
Diger tarafdan Pamuk'un bir kac eserini bir degil bir kac defa okumak istedim konular guzel ama bana haz vermiyor anlatis tarzi.Ben kendim icin okuyorum,okumak bana zevk veriyor degilse bir baskasini memnun etmek gibi bir arzum yok.hepmizin arayislari degisik bence bu da iyi bir sey en azindan..
öylesinebiri, benim adım kırmızı'nın ağır gittiğini biliyorum. okuyan arkadaşlarım öyle söylediler, kitapta çok farklı noktaların bulunduğunu ancak akıcılık konusunda sıkıntı yarattığını duyunca ben de onu seçeneklerimden çıkardım. şu ana dek bana en çok önerilen Kara Kitap ve Beyaz Kale. Ancak birkaç fikir daha almak istiyorum.
anlami olmayan bir sey nasil sindirilir anlayamadim!Felsefik eserleri okuyan biriyim onlar agir gelmezken,rus klasikleri agir gelmezken, anlamak icin sindirmek gerek bana oldukca tuhaf geldi!
asımvehaluk, Orhan Pamuk'u Elif Şafak'la karıştırmışsınız sanırım. İngilizce yazıp Türkçe'ye çevirme gibi bir durum hiç olmadı Pamuk'un romanlarında; bu ifadeye sadece ekşisözlük'te rastladım, o da Pamuk'un kullandığı Türkçe'yle dalga geçmek için espri olarak yazılmış bir tanım olarak bulunuyor.
Zedka; rahat okumalık bir kitabını arıyorsanız "Beyaz Kale"yi tavsiye ederim (kitabın girişindeki göndermeyi anlamak için bir önceki kitabı "Sessiz Ev"i de okumak lazım ama çok da şart değil bence.)
Zorlayıcı kurgu arıyorsanız kesinlikle "Kara Kitap"ı okumalısınız.
"Benim Adım Kırmızı" da es geçilmemesi gerekir ama Tanpınar, Melih Cevdet gibi geçmiş dönem romanlarını andıran (her ne kadar çok uzun olsa da) bir roman arayışındaysanız "Cevdet Bey ve Oğulları"nı tavsiye edebilirim.
.
Ben Orhan Pamuk okumaya Kar romanıyla başladım. Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken bana yanlış seçim olduğunu söyledi ki hak vermek lazım, Kar çok kapalı bir romandı, perdeler arkasından, bir ipin üzerinde bir roman. Orhan Pamuk gibi bir yazarı -edebiyatımız için önemi konusunda altını çiziyorum- bir karambolle kendi adıma kaybetmek istemediğimden danışmak istedim. Sizce hangi kitabını okumak bana onun yazarlık çizgisini sezdirebilir?
Benim adım kırmızı, bir kere ismiyle sonra da okuyanların yorumlarıyla çok ilgimi çeken bir kitap ancak okuyanların söylediği şey "kitap çok şöyle çok böyle ama akıcı değil, gitmiyor"
Ahmet Ümit ya da Ayşe Kulin akıcılığı istemiyorum ancak yine de beni imgeleriyle çok zorlamamalı diye düşünüyorum. Belki sadık bir Pamuk okuru olmaya karar verdiğim zaman ..
Şimdiden çok çok teşekkür ediyorum.
ve evet, yine ben, yaşasın.
Rica ederim, umarım pişman etmeyiz :)
Bu romandan iki roman sonra yazdığı "Benim Adım Kırmızı" da Osmanlı sularında geziyor ama William Faulkner'in romanlarındaki ve Akira Kurosava'nın meşhur "Rashomon" filmindeki gibi her bölümün başka bir karakterin ağzından anlatıldığı üslubun kullanılması, ayrıca romandan çok daha sonra çekilmiş, Derviş Zaim'in "Cenneti Beklerken" filminde kısmen konu alınan nakkaşlar ve dine aykırı olan batı tarzı resim sanatıyla ilgili gayet unutulmuş ve ilgi çekici temaların altını çizmesiyle ön plana çıkıyor . Ben daha fazla kafa şişirmeden, sevgiler.
Didem ve seretan, çok teşekkür ediyorum .
Debra; Orhan Pamuk'un bir kitabından o cümlenin kullanıldığını biliyordum ancak Yeni Hayat'tan olduğunu sizden öğrendim. Ayrıntıları severim aslında ancak ayrıntıları irdeleyebilecek bir zamanım "uzun bir müddet" olmayacak. Yeni Hayat konusunu da kimse gündeme getirmemişti.
teşekkür ediyorum.
Demian; benim Kar'da gerçekten çok sevdiğim bölümler oldu o sebeple dilini sevdiğimi söyleyebilirim. Sadece olaylar arasında yaptığı gelgitler yormuştu diye hatırlıyorum. Masumiyet Müzesi, kendisinden bir iki kitap daha okuduktan sonra okuyacağım bir kitap olacak, şu an böyle düşünüyorum. Beyaz Kale'de karar kıldım.
Çok çok teşekkür ediyorum arkadaşlar, hepinize, ilginiz ve alakanız için.
Hoş kalasınız.