Amatör Yazarlar

Okumak kesinlikle kelime bilgisini ve onları kullanma gücünü arttırıyor bana göre. Bir dile ne kadar hakimsen o kadar kaliteli cümleler çıkar sonuçta.

Yazmaya ilk başladığım tür deneme olmuştu. Hangi konuda olursa olsun içinizden geçenleri özgürce dökebileceğiniz bir tür; insanın kendini bulması, neler yazabildiği, nasıl yazabildiği, ne tür bir üslupla başlayabileceği hakkında fikir sahibi olması açısından yardımcı olabiliyor. Yazdıkça belli bir tarz oluşuyor zaten yavaş yavaş. İlham gelmeden de oturup yazabilecek kadar başarılı değilim fakat içimden bir cümle taşmaya başlamışsa anında bir yerlere kaydeder, daha sonra kullanmak üzere bir köşeye bırakırım. Vakti gelip de bir şeyler yazmaya başladığımda o cümleler illaki hikayenin içinde kendi kendine yer edinir. Belki de çıkış noktalarım o cümlelerdir. Bu yüzden tavsiyem, aklınıza bir şey geldiği anda bir yere yazmanız.

Ayrıca birden bire çok uzun hikayelerle başlamak da zorlayıcı olacaktır. Olay uzadıkça, akıcı bir üslup yakalanamazsa sıkıcı olmasına da sebep olabilir. Tabi bir de fantastik kurgu mu yoksa gerçekçi mi mevzusu var. Eğer muhteşem bir hayal gücünüz yoksa gerçeği yazmak her zaman daha kolaydır. İnsanın deneyimlediği şeyleri yazması, oluşturduğu karakterle daha iyi özdeşleşip o hikayedeki duyguları daha iyi aktarabilmesini, devamında yazacağı şeylerin neler olabileceği konusunda daha hakim olmasını sağlıyor. Ama illaki yazılan şeyin yaşanmış olması da gerekmiyor. Yazılan karakterle çok iyi bütünleşilmişse olayı yaşamış gibi aktarabiliriz de o hisleri.

Uzun veya fantastik yazılacaksa bir yazı, ilham gelmiş olsa da üzerinde bir miktar kafa yormak illaki gerekiyor. Olaylar ne kadar uzar, ortama ne kadar karakter dahil olursa, her şey bir o kadar karmaşık hale geliyor. Ben bu zamana kadar hep olay öyküleri yazdım ve içinde çok sayıda karakter bulunmadı. Bu yüzden kısa öykülerim için hiç böyle, yazmadan önce daha çok düşünme ihtiyacı hissetmemiştim. Şu sıralar daha uzun bir şeyler yazma düşüncesi var aklımda ve ne kadar zor olabileceğini şimdiden gördüm. Hikayeye koyacağım karakterleri, iç dünyalarını ve özelliklerini iyi anlayabilmem gerekiyor. Gidecekleri mekanlar, yaşayacakları olaylar, aralarında geçen diyaloglarda vermek istediklerim, ne tür karakterler oluşturacağım, hikayemden hangi detayları eksik edemeyeceğim... Bunların hepsine aranan cevabı bulmak ve uzun bir hikaye yazmaya başlamadan önce genel hatlarıyla oluşturmaya çalışmak, gerçekten büyük bir başarı ve biraz da yetenek istiyor bence. Ortaya iyi bir şeyler çıkarmayı çok isterim ama ne kadarını başarabilirim bilemem. Aklımda olan bazı sahneleri de belki daha önceden yazabilir ve olayları onlara göre şekillendirip, kaydırıp, eğip, bükebilirim de. Şimdi düşününce kendim için biraz büyük bir işe kalkışmışım sanırım. :D Belki de uzun soluklu bir şeylere başlayıp batırmadan önce, bir süre daha kısa hikayeler yazıp onlar üzerinden kendimi geliştirmeliyim. Daha iyi şeyler yazmaya çalışan bir amatör olarak, yazacağım şeyden her zamanki gibi tatmin olmayacağım büyük ihtimal. Ama bunun da iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü yazmak için içimizde olan şevki tetikleyen de daha iyisini başarma isteği değil mi zaten? (İyice kaptırdım kendimi yine. Kendimden anlatırken size de yardımcı olabilmişimdir umarım. C: )

yazmak için belli yönteminiz var mı? yazmadan önce neler yaparsınız? yazmak için okumak gereken belli başlı yapıtlar var mı? yazmak istiyorum lakin bir türlü bütünlüklü bir yazı-öykü vs oluşturamıyorum. ne yapsak da nasıl olsa?

Şahsen benim için bu sorunun cevabı okumaktır. Her ne olursa olsun okumak, günlük rutin hale getirilirse ilham sahibi olabilir bi insan. Kitap okumaya bir kaç gün ara verdiğim zaman yazamıyorum. Ama kitap okumaya koyulduğumda bir büyük patlama yaşıyorum kendi içimde. İşte o zaman kağıt ve kalem her daim yanımda, ayrılmaz bir bütünüm oluveriyor. Benim önerim budur. Okumak... :)

Bence okumak yazmanın bir kolu evet ama ben krissness'in de belirttiği gibi müzikten etkileniyorum, bir de sonbahardan. ve yaşamak var tabi ki, yazdığınız şeyleri yaşadıysanız eğer daha anlaşılabilir ve daha somut olabiliyor. onun dışında okuduğum şiirlerden alıntılar yaparak yazmakta benim hoşuma gidiyor.

başarılı olmak için ilk kural kendin için yazmaktır ...

Elbette başta, kitap yazabilme yeteğinin oturması için okumak lazım. Ve düşünmek... Hayal kurmak. Kitaba koyacağınız sahneleri kafanızda tasarmalısınız. Bu uzun zaman alabilir. Bazen birkaç ay... Bazen yıllar... Kendi dünyanızı yaratırken parmaklarınız sizden bağımsız çalışır bazen. Sabretmek gerekir. Bir yere yazdığınız bir yazınız size aylar sonra saçma ve acemice gelir. Tekrar denersiniz. Ve tekrar... Bir zaman sonra yazdıklarınızı okuyunca size komik ve saçma gelmiyorsa olmuşsunuz demektir. Ama dediğim gibi, sabırlı olmalı ve hayal kurmalısınız. Olayları birbirine bağlamak için düşünmelisiniz. İki ayrı olayı bir bütün yapabilmek için kendinizi zorlamalısınız. Cevap ya bir kitaptan, ya bir filmden ya da kendi içinizden yükselir ama birgün mutlaka yükselir. Bekleyin derim ben. Ve beklerken denemeler yazmaya devam edin. İnşallah amacınıza ulaşırsınız :)

sanırım ruh hali çok önemli yani duygu karmaşası bende kaleme kağıda sarılma hissi uyandırır hep.Ayrıca gece faktörü de çok mühim sanırım duyguların şahlanmasına önayak oluyor... Büyük çaplı bişeyler denemedim ama kısa öykücükler için konuşuyorum.Umarım herkes bir gün istediği gibi yazabilir :)) ve melodi her zaman etkileyicidir ;)

Kitap okumak çok önemli tabii ki. Yazabilmek için yazdığınız ortamında müsait olması gerek, gürültülü bir yerde insan aklını toplayamıyor. Rahat ettiğiniz bir yerde yazmak gerek. Ayrıca yazmak istediğiniz yazı uzun olacaksa yani örneğin fantastik kitap türünde uzun bir yazı yazmak isterseniz, kafanıza esince hop oturup bir anda 30-40 sayfa yazmak ilerleyen zamanda karmaşıklığa neden olacaktır. Bu tür yazılarda önceden aklınızda karakterleri, iç dünyalarını kurgulamalı, düşünmelisiniz. Olaylarıda kısmen kafanızda oluşturmalısınız. Yazıyı nasıl sonlandıracağınızı bilmeden yazmak da karmaşıklığa neden olabilir, bütün hikayeyi kurguladıktan sonra yazıya dökmek önemli benim için. Tabii kısa öykü, hikaye tarzı için bu çok fazla geçerli değildir.

İçinde bulunduğunuz durum da bence çok önemli. Müzik, tınılar. Bir film izlediyseniz ya da onun etkisi altına öyle bir girersiniz ki bambaşka ama mükemmel şeyler yazabilirsiniz.
Sizi anlattığını düşündüğünüz şarkılar, ritimlerini beğendiğiniz şarkılar eşliğinde de bazen dökülüverir sözcükler.
Ve, evet, dediği gibi o kelimelerin kolaylıkla dökülebilmesi için onları nasıl salıvereceğinizi bilmelisiniz. Bu konudaki en iyi öğretmenimiz değerli kitaplarımızdır. (:
Sanırım benim cevabım, yaşamak. Ne kadar dolu yaşarsanız o kadar güzel ve dokunaklı, okunmaya değer, dinlenmeye değer yazarsınız.
Bir şeylere değecek şekilde yaşamalıyız.

ara güler'e sormuşlar iyi bir fotoğrafçı olmak için ne yapmalıyız diye, durmadan ölene kadar fotoğraf çekeceksin demiş. :)

Belki bilginiz mevcuttur fakat bu alanda yardımcı olabilecek bazı kitaplar önerebilirim.. Bana henüz faydası olmadı çünkü yazmıyorum...Dahga doğrusu kitaptaki önerileri pratiğe geçirmedim henüz..
Stephen King-Yazma sanatı
Salih Bolat-Öykü yazma teknikleri
Necdet Karasevda-Yazarlık okulu
Danell Jones-Virginia Woold'dan yazarlık dersleri

Şunu söyleyebilirim ki hepsinin önerdiği ortak yöntem çok okumak ve hep yazmak :))