Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
İyi şeylerin hiçbiri bedava değildi. Sevgi bile. Her şeyin bedelini ödüyordun. Ve eğer yoksulsan, elindeki tek nakit, kahır çekmekti."
Okuma ramak kaldı heyecanlanıyorum simdi siz bunları yazınca hiçbir yazarın kitabını bu kadar sabırsızlıkla okumak istememiştiim iyiki varsın Khaled Hosseıni =)!!
oysa zaman cazibe gibi. asla senin sandığın kadarına sahip değilsindir.
ancak bunu bilmek, köklerini tanımak öyle önemli ki. varoluşunun nerede başladığını bilmek. bilmediği zaman, yaşamı insana gerçek dışı geliyor. bir bilmece gibi. sanki bir öykünün başını kaçırmışsın da şimdi ortasındasın ve anlamaya çalışıyorsun gibi.
ben küçük bir kızken, babamla her gece yinelenen bir adetimiz vardı. ben yirmi bir kez besmele çektikten, o da üzerimi örttükten sonra yanıma oturur, baş ve işaret parmaklarıyla kafamdaki kötü rüyaları kopartırdı. parmakları alnımdan şakaklarıma zıplar, kulaklarımın arkasını, ensemi sabırla araştırır, beynimden çekip aldığı her kabusta ağzından pof diye bir ses çıkartırdı, bir şişenin mantarını açıyormuş gibi. sonra rüyaları teker teker kucağındaki görünmez çuvala doldurur, ipini sıkıca çekip çuvalın ağzını büzerdi. ardından da, ayıkladıklarının yerine koyacağı güzel, mutlu rüyaları bulmak üzere havayı taramaya koyulurdu. uzaklardan gelen bir müziği duymaya çalışırcasına başını hafifçe yana eğip kaşlarını çatışını, gözleriyle sağı solu yoklayışını izlerdim. soluğumu tutar, babamın yüzünün bir tebessümle açılacağı anı beklerdim; şarkı söylercesine, işte bir tane, diyerek ellerini birleştirip avuçlarını açacağı, rüyanın ağaçtan döne kıvrıla düşen yaprak misali avucuna konmasına izin vereceği anı. sonra ellerini yavaşça, usul usul (babam hayattaki bütün güzel şeylerin narin olduğunu, bir anda uçup gidebileceğini söylerdi ) yüzüme götürür, avucuyla alnımı ovalar ve mutluluğu kafama güzelce yedirirdi.