İki Şeyi Çekilmezdi;
Beni kıskanır, kıskanmayı senaryolaştırır, oyuncuları seçer, tanıştığım-konuştuğum-baktığım kadınlara, kötü kadın rolünü verir, iyi kadın rolü kendi kapardı. Seviyordu beni, sevdiği için de kıskanıyordu, bazen abartsa da...
Hafiyelik yapardı. Çantamdan, ceplerimden bi şey çıkar mı diye çaktırmadan bakardı. Bilgisayarımda acaba bir şeye rastlar mıydı? Gömleğimde bir tel saç var mıydı? Kadın Kokar mıydım? Yani, hafiyelik tamdı!
Gözüm başkasını görmezdi. Bunu söylesem de inanmazdı. Erkektik ya, neme lazım O ipleri sıkı tutmalıydı. O kadınlara verilen rol, kötü olmalıydı. Kötü kadınlar, iyi erkekleri kapmamalıydı. Erkekler, kadınların iyisini kötüsünü ayırt edemezdi, kadınlar isterse her şeyi yapardı, o yüzden artık gazeteler ve televizyonlar çapkın olan erkekler değil, kadınlar diyordu. Kadınlar eğer isterse her halükarda alırdı ve kadın ne zaman isterse, erkek doğası gereği, bu isteğe uyardı. O yüzden, O, hem rol dağıtımında adildi he de hafiyeliğinde haklıydı. Anlayacağınız, yargıları da tamdı.
Ve öfkesi... Öfkesi O'na her şeyi yaptırabilirdi. Gözü hiçbir şeyi görmez, herkesi silip atabilirdi. Beni bile... Öfkelendiğinde dalgalanırdı ki o dalgalar bir iki gün kıyıları döverdi. Karaya hırçın hırçın vurur, geriye doğru çekilecek hızla bir daha gelirdi. Boyları vuruşlardan sonra inmez her defasında aynı büyüklükte kalırdı. Eminim ki o dalgalar arasında bir geminiz olsun istemezmiydiniz ya da o gemide kaptan. Benim ne böyle bir gemim vardı, ne de kaptandım aslında. Ben, o dalgaların rengiydim. Dalgalar dininceye kadar farklı renklere bürünür, bazen köpürür beyaz olur, bazen dalganın en ucunda acı maviye döner, bazen geri dönen dalganın kirli yeşili olurdum. Kolay sakinleşmezdi. Gizlese de dalga boyu on metreydi bir kere ve bu durum her şeye yansırdı. Bu hallerde ya hiddetle sevişir ya da seks O'nun için biterdi. O'na bu günlerde yaklaşmak istemiyordum ama, gerçeği söylemek gerekirse ne uzakta kalabildim ne de yaklaşabildim.
Çekilmezdi dedim ya, çekilirmiş...
(Arka Kapak)
İki Şeyi Çekilmezdi;
Beni kıskanır, kıskanmayı senaryolaştırır, oyuncuları seçer, tanıştığım-konuştuğum-baktığım kadınlara, kötü kadın rolünü verir, iyi kadın rolü kendi kapardı. Seviyordu beni, sevdiği için de kıskanıyordu, bazen abartsa da...
Hafiyelik yapardı. Çantamdan, ceplerimden bi şey çıkar mı diye çaktırmadan bakardı. Bilgisayarımda acaba bir şeye rastlar mıydı? Gömleğimde bir tel saç var mıydı? Kadın Kokar mıydım? Yani, hafiyelik tamdı!
Gözüm başkasını görmezdi. Bunu söylesem de inanmazdı. Erkektik ya, neme lazım O ipleri sıkı tutmalıydı. O kadınlara verilen rol, kötü olmalıydı. Kötü kadınlar, iyi erkekleri kapmamalıydı. Erkekler, kadınların iyisini kötüsünü ayırt edemezdi, kadınlar isterse her şeyi yapardı, o yüzden artık gazeteler ve televizyonlar çapkın olan erkekler değil, kadınlar diyordu. Kadınlar eğer isterse her halükarda alırdı ve kadın ne zaman isterse, erkek doğası gereği, bu isteğe uyardı. O yüzden, O, hem rol dağıtımında adildi he de hafiyeliğinde haklıydı. Anlayacağınız, yargıları da tamdı.
Ve öfkesi... Öfkesi O'na her şeyi yaptırabilirdi. Gözü hiçbir şeyi görmez, herkesi silip atabilirdi. Beni bile... Öfkelendiğinde dalgalanırdı ki o dalgalar bir iki gün kıyıları döverdi. Karaya hırçın hırçın vurur, geriye doğru çekilecek hızla bir daha gelirdi. Boyları vuruşlardan sonra inmez her defasında aynı büyüklükte kalırdı. Eminim ki o dalgalar arasında bir geminiz olsun istemezmiydiniz ya da o gemide kaptan. Benim ne böyle bir gemim vardı, ne... tümünü göster
Karton Cilt, 299 sayfa
2011 tarihinde, Yenileşim Akımı Yayınları tarafından yayınlandı