İslam hukuku, ferdî ve ictimâî planda olduğu gibi, milletlerarası münasebetleri düzenlemede de her devrin ihtiyacını karşılayacak bir derinlik ve genişliğe sahiptir. Elinizdeki eserde, İslamın milletlerarası münasebetlere yaklaşımı ve bu sahada koyduğu temel prensipler etraflı bir şekilde ele alınarak incelenmiş olup Batılı müelliflerin İslamın milletlerarası münasebetlere yaklaşımı, özellikle cihadla ilgili maksatlı ve ilmî tarafsızlıktan uzak görüşlerinin yanlışlığı ortaya konulmuştur. Yine aynı şekilde, gerek Batı dünyasında, gerekse İslam ülkelerinde Dârulİslam, Dârulharb ve Dârussulh ile ilgili gerçeği aksettirmeyen görüş ve telakkiler, özellikle İslam ülkelerinde bazı çevrelerce oluşturulan ve ilmî olmaktan ziyade değişik maksatlara dayanan spekülasyonlarla bu fıkhî terimler üzerinde meydana getirilen bulanık hava aydınlatılarak meseleye açıklık kazandırılmaya çalışılmıştır.
İslam hukuku, ferdî ve ictimâî planda olduğu gibi, milletlerarası münasebetleri düzenlemede de her devrin ihtiyacını karşılayacak bir derinlik ve genişliğe sahiptir. Elinizdeki eserde, İslamın milletlerarası münasebetlere yaklaşımı ve bu sahada koyduğu temel prensipler etraflı bir şekilde ele alınarak incelenmiş olup Batılı müelliflerin İslamın milletlerarası münasebetlere yaklaşımı, özellikle cihadla ilgili maksatlı ve ilmî tarafsızlıktan uzak görüşlerinin yanlışlığı ortaya konulmuştur. Yine aynı şekilde, gerek Batı dünyasında, gerekse İslam ülkelerinde Dârulİslam, Dârulharb ve Dârussulh ile ilgili gerçeği aksettirmeyen görüş ve telakkiler, özellikle İslam ülkelerinde bazı çevrelerce oluşturulan ve ilmî olmaktan ziyade değişik maksatlara dayanan spekülasyonlarla bu fıkhî terimler üzerinde meydana getirilen bulanık hava aydınlatılarak meseleye açıklık kazandırılmaya çalışılmıştır.