Bu kitapta kısa sayılabilecek birer portresine yer verdiğim tanıdıklarımı diğer tanıdıklarımdan özellikle seçip ayırdım. Hangi hatıralarımı yazıya geçirip yayınlamak istediğime karar verirken, bu hatıralarda yer alan kimselerin okuyucuda genel olarak bir ilgi uyandırıp uyandırmayacağına dikkat ettim. Kimin ne kadar ilgi uyandıracağı elbette yerine göre değişecektir; ama ben yalnızca benim için ilginç ve değerli olacak hatıralarımı bu kitabın dışında bırakmak için özel bir gayret gösterdim. Diğer yandan, en az bu kitapta yer alan hatıralar kadar ilgi çekeceğine inandığım kimi hatıraları da özellikle dışarıda bıraktığımı belirtmem gerekir.Bazı konuları neden bu kitap dışında bıraktığıma gelince, bunun sebebi bazı kişileri anlatırken pietas duygusuna kapılmadan edemeyeceğimi hissetmemdir. Pek çok anlamı içinde barındıran Latince pietas kelimesinin bizde tam bir karşılığı yok; ama bu kelimenin ifade ettiği duyguya hiçbirimiz yabancı değiliz. Bu pek çok insanın yaşadığı bir şeydir; çok sevdiğimiz ya da kendilerine büyük hayranlık beslediğimiz öyle kimseler vardır ki, eğer hayattalarsa onları incitmekten, eğer hayata veda etmişlerse hatıralarına zarar vermekten korkarız. Bu yüzden, yalnız bu kimselerin hatırı için değil, kendi iyiliğimiz için de onlarla ilgili hatıralarımızı yazıya geçirmekten, yayınlamaktan çekiniriz. Bu tuhaf suçluluk duygusunu bastırdığımız, bu kendi kendimize dayattığımız kanunu çiğnediğimiz zaman da vicdan azabı hissedeceğimizi biliriz. Kitabıma neyi alıp neyi almayacağıma karar verirken işte bu duyguya göre hareket ettim. Biri ya da ikisi dışında, bu kitapta kendisinden bahsedilen kimselerin hiçbiri şu an hayatta değildir. Onlar hayatta olsalar bile yazdıklarım onları incitmezdi, buna özellikle dikkat ettim; bunun yanında, onları seven, sayan, hatıralarına büyük hürmet gösteren dostlarını ve kendi dostlarımı incitebilecek şeyleri anlatmaktan da kaçındım. Bu kitapta kendilerinden bahsettiğim, artık hayatta olmayan bu kişilerle ilişkilerimin yakınlık derecesi farklı farklıydı; öyle ki kimileriyle yalnız tanışmışlığım vardı, kimileriyse çok yakın arkadaşımdı. Hepsinin ortak noktası ise, onlar hakkında anlattığım her şeyin doğru, aynı zamanda da okuyucuda genel bir ilgi uyandıracak nitelikte olmasıdır. Okuyucuda ilgi uyandırıcı olmaları açısından diğerlerinden hiç de aşağı kalmayacak başka karakterlerle de teşriki mesaim oldu; ancak bu kimselerden bahsederken onların bazı temel özelliklerini ve önemli bulduğum kimi hususları atlarsam ortaya çıkan resmin eksik kalacağını, hatta belki anlatılanların okuyucuyu yanlış yönlendireceğini düşündüm. Bu yüzden de bu tanıdıklarımı, içinde diğer tanıdıklarımın kısa sayılabilecek portrelerinin yer aldığı bu kitaba almaktan özellikle kaçındım.
Bu kitapta kısa sayılabilecek birer portresine yer verdiğim tanıdıklarımı diğer tanıdıklarımdan özellikle seçip ayırdım. Hangi hatıralarımı yazıya geçirip yayınlamak istediğime karar verirken, bu hatıralarda yer alan kimselerin okuyucuda genel olarak bir ilgi uyandırıp uyandırmayacağına dikkat ettim. Kimin ne kadar ilgi uyandıracağı elbette yerine göre değişecektir; ama ben yalnızca benim için ilginç ve değerli olacak hatıralarımı bu kitabın dışında bırakmak için özel bir gayret gösterdim. Diğer yandan, en az bu kitapta yer alan hatıralar kadar ilgi çekeceğine inandığım kimi hatıraları da özellikle dışarıda bıraktığımı belirtmem gerekir.Bazı konuları neden bu kitap dışında bıraktığıma gelince, bunun sebebi bazı kişileri anlatırken pietas duygusuna kapılmadan edemeyeceğimi hissetmemdir. Pek çok anlamı içinde barındıran Latince pietas kelimesinin bizde tam bir karşılığı yok; ama bu kelimenin ifade ettiği duyguya hiçbirimiz yabancı değiliz. Bu pek çok insanın yaşadığı bir şeydir; çok sevdiğimiz ya da kendilerine büyük hayranlık beslediğimiz öyle kimseler vardır ki, eğer hayattalarsa onları incitmekten, eğer hayata veda etmişlerse hatıralarına zarar vermekten korkarız. Bu yüzden, yalnız bu kimselerin hatırı için değil, kendi iyiliğimiz için de onlarla ilgili hatıralarımızı yazıya geçirmekten, yayınlamaktan çekiniriz. Bu tuhaf suçluluk duygusunu bastırdığımız, bu kendi kendimize dayattığımız kanunu çiğnediğimiz zaman da vicdan azabı hissedeceğimizi biliriz. Kitabıma neyi alıp neyi... tümünü göster