Samarit'in Sırrı

Tarih öğretmeni Omar Yussef, bir aile dostunun düğününe katılmak için ihtilaf diyarı ve aynı zamanda küçük bir Samarit grubuna ev sahipliği yapan, İsrail ve Filistin çatışmalarının göbeğinde yer alan Nablus’a gider.
Bu fırsatı kaçırmak istemez ve inançları hakkında daha fazla şey öğrenmek adına Samarit sinagogunu ziyaret eder ancak ne olduğunu anlayamadan kendini bir cinayetin içinde bulur.
Kitab-ı Mukaddes’teki Yusuf’un torunu olan Samaritlere ait antik bir Tevrat elyazması çalınmıştır. Hemen ardından genç bir Samarit’in cesedi bulununca, görünüşte sıradan bir hırsızlık üzerine yoğunlaşan sorgulama, beklenmedik bir dönüşüm yaşar. Öldürülen genç Samarit, Arafat için çalışıyordur ve eski liderin el altından götürdüğü paraların kontrolüyle görevlendirilmiştir ve dolayısıyla ölümüyle birlikte yüklü miktarda bir para ortadan kaybolmuştur. Yussef, Dünya Bankası’nın Filistin’e yaptığı yardımları kesme tehlikesini ortadan kaldırmak için kendini kayıp paranın peşinde, korkutucu olaylarla burun buruna gelmiş vaziyette bulur.
57 yaşındaki Yussef, bu cinayetin faillerini araştırmaya başlayınca, Nablus’daki eski şehrin şüpheli sokak aralarına ve geçitlerine sürüklenir. Orada, bölgenin en zengin işadamlarından birinin gizli gizli yürüttüğü işlerini ve küçük Samarit cemiyetinin gizemli dünyasını ortaya çıkartır.
Hırsızlık ya da cinayet, hangi suç olursa olsun Filistin’de anormal karşılanan bir durum değildir; aksine bu, dinsel, kültürel ve politik meselelerin kesişme noktası haline bile gelebilir. Tıpkı Matt Rees’in insanı kolaylıkla içine çekebilen sürükleyici romanı, Samarit’in Sırrı’nda olduğu gibi.

“Eğer Filistin’li amatör dedektif Omar Yussef’in renkli dünyasıyla henüz tanışmadıysanız, o zaman cesur bir adım atıp işe polisiye serisinin bu kitabını okumakla başlayın. Kayıp milyonlarla, dini bir mezheple, fanatik siyasi liderlerle ve yozlaşmış bir polis örgütüyle ilintili, zamana karşı yarışan bir entrikayla işlenmiş bu hikâye vazgeçilmez bir eser…”

Irish Examiner

“Rees, olağanüstü yazın yeteneğiyle yalnızca uluslar arası politik olayları daha iyi anlamanız ve farklı bir bakış açısı geliştirmenizi sağlamakla kalmıyor, ayrıca Filistin halkının her yanını kuşatan mermiler eşliğinde nasıl günlük hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını da tüm çıplaklığıyla görmenizi sağlıyor.”

Publishers Weekly

“Yussef, etrafındaki karmaşadan ibaret dünyada yılmadan kendi yolunda ilerlemeye devam ediyor.”

New York Times

“Omar Yussef muhteşem bir roman kahramanı.”

Colin Dexter

“Şiddetin daimi bir tehdit olduğu ve dini kararların kişilerin attığı her adıma nüfuz ettiği Filistin topraklarındaki yaşam tarzını şimdiye dek hiç olmadığı kadar canlı ve çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor.”

Observer

Tarih öğretmeni Omar Yussef, bir aile dostunun düğününe katılmak için ihtilaf diyarı ve aynı zamanda küçük bir Samarit grubuna ev sahipliği yapan, İsrail ve Filistin çatışmalarının göbeğinde yer alan Nablus’a gider.
Bu fırsatı kaçırmak istemez ve inançları hakkında daha fazla şey öğrenmek adına Samarit sinagogunu ziyaret eder ancak ne olduğunu anlayamadan kendini bir cinayetin içinde bulur.
Kitab-ı Mukaddes’teki Yusuf’un torunu olan Samaritlere ait antik bir Tevrat elyazması çalınmıştır. Hemen ardından genç bir Samarit’in cesedi bulununca, görünüşte sıradan bir hırsızlık üzerine yoğunlaşan sorgulama, beklenmedik bir dönüşüm yaşar. Öldürülen genç Samarit, Arafat için çalışıyordur ve eski liderin el altından götürdüğü paraların kontrolüyle görevlendirilmiştir ve dolayısıyla ölümüyle birlikte yüklü miktarda bir para ortadan kaybolmuştur. Yussef, Dünya Bankası’nın Filistin’e yaptığı yardımları kesme tehlikesini ortadan kaldırmak için kendini kayıp paranın peşinde, korkutucu olaylarla burun buruna gelmiş vaziyette bulur.
57 yaşındaki Yussef, bu cinayetin faillerini araştırmaya başlayınca, Nablus’daki eski şehrin şüpheli sokak aralarına ve geçitlerine sürüklenir. Orada, bölgenin en zengin işadamlarından birinin gizli gizli yürüttüğü işlerini ve küçük Samarit cemiyetinin gizemli dünyasını ortaya çıkartır.
Hırsızlık ya da cinayet, hangi suç olursa olsun Filistin’de anormal karşılanan bir durum değildir; aksine bu, dinsel, kültürel ve politik meselelerin kesişme noktası haline bi... tümünü göster