Bir maliye müfettişinin Anadolu kentlerindeki turne yolculukları sırasında yazdığı mektuplar: Yaşam, sevgi, ölüm, yazın, yazarlar, kitaplar, kültür: Trabzonda Orhan Pamuk ve Kara Kitap, Kocaelinde köyden kente göç ve çevre kirliliği.. TADIMLIKTrabzondanKaradenizin dalgaları yüreğimi döverken, Mario Levinin Haldun Taner Öykü Ödülünü alan Bir Şehre Gidememek adlı şiirsel öykülerini yutarcasına okudum. Çok şeyler buldum seviden, özlemden, insanlıktan ve bizden yana. Bu yapıtı okuyan herkesin kendi yaşamından kesitler bulacağını sanıyorum.Mario Levi, alanında bir ilk. Türkiyede yapılmakta olan yazın yarışmalarında ilk kez ödül kazanma başarısını taşıyan ilk azınlık yurttaşımız. Türk dilini kullanımındaki başarısı ve şiirsel anlatımı övgüye değer doğrusu.Mario Levinin yapıtının irdelenmesi belki ayrı bir yazının konusu olmalı. Ben, bugün sana Karadenizin ürpertici dalgaları ve sinsi yağmuru içinde bir başka yazarın kitabını anlatmak istiyorum. Gerçekte, amacım anlatmak değil; bu yapıtın kimi satırlarını, kimi sözcüklerini seninle paylaşmak.Seninle paylaşmak, üzerinde söyleşmek istediğim kitap Orhan Pamukun Kara Kitap adlı romanı. Kitabın adı, taşıdığı yazınsal değer açısından pek uyumlu değil kanımca. Türk yazını ve yazın tarihi açısından tam anlamıyla yetkin bir yapıt olup, tek sözcükle bir Ak Kitap.Konur Ertop, Orhan Pamuk ilk romanı olan Cevdet Bey ve Oğullarını yayımladığı zaman, onu Edebiyat dünyasının yeni üyesini hayranlıkla selamlıyorum diyerek karşılaşmıştı. Atilla Özkırımlı ise, yazarın ilk yapıtına biraz daha ürkek ve ölçülü yaklaşarak önemsenip tartışılması gereken bir roman diyerek düşüncelerini belirtmişti. Birçok Türk yazarı, hatta kıskançlık ve kinleri ile ünlü kimi yazarlarımız bile ilk kitabında Orhan Pamuka şapkalarını çıkararak Hoşgeldin demişlerdi.Bir zamanlar Hoşgeldin denilen bu yazar, bugün Türk yazınının en ağır taşlarından biri olarak yazın dünyamızda yerini aldı bile. Çevrildiği takdirde, diğer dil yazınları içinde de hak etttiği yere kavuşacağına inanıyorum.Yazarın son romanı olan Kara Kitap, güç bir kitap. Okurun, yazarın harcadığı emeği haketmesi gerekecek. Alışılmadık bir dille yazılmış ve okuyucunun dönüp dönüp yeniden okumak isteyeceği hikâyelerle kurulmuş bir arayış romanı, bir aşk romanı, bir ansiklopedik roman Kara Kitap.Kitapta şaşırtıcı düzeyde bir bilgi birikimi ve bilgi aktarımı var. Gerçekte, roman köklü, birikimli, iyi analiz edilmiş, soylu bir özgeçmişin izlerini taşıyor. Dolu dolu bir geçmiş, alabildiğine birikimli bir yaşam.Kitap ansiklopedik bir kitap. Ansiklopedilerden tek ayrımı, aktarmak istediği bilgileri alçakgönüllü bir sadelik, akıcılık, coşku ile ve fark ettirmeden okura aktarması. Kitabı okurken, bu yelpazesi geniş bilgi birikiminin beynimizin bir köşeciğine kaydedildiğinin ayrımına bile varmıyoruz. Ama, sonradan günlük yaşamımızda bu bilgi birikiminin şaşırtıcı bir biçimde ortaya çıktığını görüyoruz.Romanın ansiklopedik bilgi yelpazesi 12 Eylül 1980 öncesi yakın tarihimizden, Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışına, Bektaşilikten Nakşibendiliğe, Cumhuriyetle başlayan çağdaşlaşmadan, toplumun Batı ölçütleri karşısında bozunuma uğrayan tavırlarına, Türk kargalarının dünyanın en uzun süre yaşayan kargaları olmasından kurtarıcı olarak beklenen Mehdiye, Mevlana ile Şemsi Tebrizi arasındaki ölümsüz seviden diğer ölümsüz ve şaşırtıcı birçok sevdaya, Tommiks ve Teksastan Hurufiliğe, basın dünyasından pabucu dama atılmış köşe yazarlarına, solculuktan tarikatçılığa, Nakşibendilikten Arnavutluka kadar dalgalanıp durmakta romanın her bir sayfasında. Şiirbeyi Cemal Süreya, Ne yazsa ilgiyle okunur diyor Orhan Pamuk için. Ne kadar zaman oldu, dizeler bu eşsiz insanını yitireli? Kaç zaman geçti dersin, bu anadevletçi maliyeci aramızdan göçüp gideli?Ölümlerin ardından zaman sanki daha bir hızlı geçiyor. Birilerinin, bilmem kaçıncı ölüm yıldönümü anmalarında, Aaa, ne çok zaman geçmiş; ne tez on yıl olmuş diye konuşuruz seninle hep. Cemal Süreya da kervanını yükleyip gitti buralardan. Kurucusu, hazırlayıcısı ve kuramcılarından biri olduğu Maliye Yazıları, 22. sayısını bildiğin gibi Cemal Süreyaya adadı. Seninle söyleştiğim, özlem gidermeye çalıştığım bu yazıyı da, biraz Cemal Süreyanın Maliye Yazıları dergisinden beklediği, umduğu yazı türüne yakınlaşmak üzere düşündüm. Kuru, donuk, çağrışımlardan ve duygulardan uzak bir kitap tanıtım yazısı yerine, daha canlı, daha yüzyüze, daha sıcak, yelpazesi daha geniş bir tanıtım yazısı olsun istedim.Tevfik Akdağın, Cemal Süreyayı çağrıştıran şu dizeleri yayımlandı Eylül 1990da Mehmet Kemalin, Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde:Yaz beklemede sevgili şairSeni bir kişi dinlese dinlemese deYaz durmadan günler kayıp geçiyorEkle bir dize daha sevgi dizesine.Yaz beklemiyor. Yaz beklemiyor, günler durmuyor. Orhan Pamukun romanı, belli etse de etmese de biraz özlem romanı. Biraz bekleyiş, biraz arayış, biraz buluş, biraz yitiriş, ve delice bir özleyiş romanı... Bunun kanıtı olan bir bölümden sana alıntı yapmak istiyorum: O zaman, kibritimi bir daha yakmadan gerisin geriye şehrin ışıklarına dönerken, felâket anlarında ölümü karşılamanın en mutlu yolunun bu olduğunu düşünerek uzak bir sevgiliye acıyla sesleneceğim: Canım, güzelim, kederlim, felâketler zamanı gelip çattı, gel bana, nerede olursan ol, ister sigara dumanıyla dolu bir yazıhanede, ister...Kitabın bölüm başlıklarına konulan epigraflar da arayışın, özlemin, hüznün izlerini taşıyor. İşte bunlardan birkaçı:
Bir maliye müfettişinin Anadolu kentlerindeki turne yolculukları sırasında yazdığı mektuplar: Yaşam, sevgi, ölüm, yazın, yazarlar, kitaplar, kültür: Trabzonda Orhan Pamuk ve Kara Kitap, Kocaelinde köyden kente göç ve çevre kirliliği.. TADIMLIKTrabzondanKaradenizin dalgaları yüreğimi döverken, Mario Levinin Haldun Taner Öykü Ödülünü alan Bir Şehre Gidememek adlı şiirsel öykülerini yutarcasına okudum. Çok şeyler buldum seviden, özlemden, insanlıktan ve bizden yana. Bu yapıtı okuyan herkesin kendi yaşamından kesitler bulacağını sanıyorum.Mario Levi, alanında bir ilk. Türkiyede yapılmakta olan yazın yarışmalarında ilk kez ödül kazanma başarısını taşıyan ilk azınlık yurttaşımız. Türk dilini kullanımındaki başarısı ve şiirsel anlatımı övgüye değer doğrusu.Mario Levinin yapıtının irdelenmesi belki ayrı bir yazının konusu olmalı. Ben, bugün sana Karadenizin ürpertici dalgaları ve sinsi yağmuru içinde bir başka yazarın kitabını anlatmak istiyorum. Gerçekte, amacım anlatmak değil; bu yapıtın kimi satırlarını, kimi sözcüklerini seninle paylaşmak.Seninle paylaşmak, üzerinde söyleşmek istediğim kitap Orhan Pamukun Kara Kitap adlı romanı. Kitabın adı, taşıdığı yazınsal değer açısından pek uyumlu değil kanımca. Türk yazını ve yazın tarihi açısından tam anlamıyla yetkin bir yapıt olup, tek sözcükle bir Ak Kitap.Konur Ertop, Orhan Pamuk ilk romanı olan Cevdet Bey ve Oğullarını yayımladığı zaman, onu Edebiyat dünyasının yeni üyesini hayranlıkla selamlıyorum diyerek karşılaşmıştı. Atilla Özk... tümünü göster