10 KasımÖğleden sonra bombardıman başladı. Bugün de pek çok ev harap, birçok aile perişan oldu. Şehirde acı bir sefalet, büyük bir korku hüküm sürüyor.. Bütün dükkanlar, mağazalar kapalı.. Sokaklarda mezar sükuneti, havada kabus ağırlığı var..26 OcakAskere verilen ekmek biraz daha küçüldü. İçinde biraz un bulunan ekmeklere, süpürge tohumu, kuş yemi, kepek, kızılca arpa, çavdar, yulaf vesaire karıştırılıyor. Böyle karışıma sahip bir ekmek kimya gibi kıymetli.11 ŞubatKar fırtınası zalimce devam etmekte.. İleri karakolda, karla tamamen dolmuş siperlerde erler, tabiatın şiddetine olduğu gibi maruz.. Vatan için yaşanılan bu müthiş hayat, zaruriyet ve sefalette ulvi ve vahşi bir şiir var.16 MartAh! Ne acıklı, ne yürek yakıcı bir temaşa.. Sırayı bozmadan yürüyen askerlere bir parça ekmek veriyorlar. Açlıktan hayatları erimiş Plevne kahramanlarının şu sefil ve zavallı torunları, uzatılan ekmeğe gayri ihtiyari hücum ediyorlar. Daha sonra bu ekmek kapışma manzarasını; açlıkla, ölümle çekişmenin vicdanı eriten bu safhasını görmek zevkinden insanlık alemini mahrum etmemek için medeniyetin en eşsiz icatları fotoğraf ve sinematograf makineleri amade bulunuyor! Ne maddi ve adi, ne sefil ve aşağılayıcı, ne insanlıktan çok uzak bir düşünüş, bir plan! Vahşeti bir zafer , bir başarı şeklinde teşhir etmek ve bundan zevk alabilmek için bir ırkın damarlarında, bilmem, nasıl kara bir kan dolaşmalıdır!
10 KasımÖğleden sonra bombardıman başladı. Bugün de pek çok ev harap, birçok aile perişan oldu. Şehirde acı bir sefalet, büyük bir korku hüküm sürüyor.. Bütün dükkanlar, mağazalar kapalı.. Sokaklarda mezar sükuneti, havada kabus ağırlığı var..26 OcakAskere verilen ekmek biraz daha küçüldü. İçinde biraz un bulunan ekmeklere, süpürge tohumu, kuş yemi, kepek, kızılca arpa, çavdar, yulaf vesaire karıştırılıyor. Böyle karışıma sahip bir ekmek kimya gibi kıymetli.11 ŞubatKar fırtınası zalimce devam etmekte.. İleri karakolda, karla tamamen dolmuş siperlerde erler, tabiatın şiddetine olduğu gibi maruz.. Vatan için yaşanılan bu müthiş hayat, zaruriyet ve sefalette ulvi ve vahşi bir şiir var.16 MartAh! Ne acıklı, ne yürek yakıcı bir temaşa.. Sırayı bozmadan yürüyen askerlere bir parça ekmek veriyorlar. Açlıktan hayatları erimiş Plevne kahramanlarının şu sefil ve zavallı torunları, uzatılan ekmeğe gayri ihtiyari hücum ediyorlar. Daha sonra bu ekmek kapışma manzarasını; açlıkla, ölümle çekişmenin vicdanı eriten bu safhasını görmek zevkinden insanlık alemini mahrum etmemek için medeniyetin en eşsiz icatları fotoğraf ve sinematograf makineleri amade bulunuyor! Ne maddi ve adi, ne sefil ve aşağılayıcı, ne insanlıktan çok uzak bir düşünüş, bir plan! Vahşeti bir zafer , bir başarı şeklinde teşhir etmek ve bundan zevk alabilmek için bir ırkın damarlarında, bilmem, nasıl kara bir kan dolaşmalıdır!