Aslında konu ve metaforik göndermeler çok iyiydi ancak Gaiman bu sefer fazla gevezelik etmiş. Yer yer sıktı ve en sonunda benim için, tamamen içine girilmez bir hâl aldı roman. Zaten 5 ödül alan formatı daha kısaymış. Keşke uzun versiyonuna geçmeselermiş.
Neil Gaiman' ın Türkçeye çevrilmiş en başarılı kitabıdır. eski tanrılar, yeni tanrılar, insanlar.. tavsiye ederim.
Okuduğum en iyi kitaplardan birisiydi. Yazarın kurguladığı dünya büyüleyici! Yakında dizisi çekilecekmiş. Büyük bir heyecanla bekliyorum.
http://kitaphayvaniningunlugu.blogspot.com/2012/06/kitap-yorumu-amerikan-tanrlar-neil.html
Art arda Neil Gaiman'ı okumanın verdiği keyfi size kelimelerle anlatamam. Evet, 5 kitabını, seriymişçesine, birbiri ardına okudum. Ama öyle hızla değil. Sindire sindire. Kelimeleri içime çeke çeke.
Öncelikle beni bu yazarı okumam için sürekli iteleyip, moral ve gaz veren birtanecik "türdeşim"e sonsuz teşekkür etmeliyim. Birlikte Cağaloğlu'ndaki İthaki Yayınları'nın dağıtım yerini bulduğumuz için de ayrı olarak mutluyum. Bu sayede tüm Neil kitaplarıma neredeyse yarı fiyatına sahip oldum.
Neil Gaiman, gerçekten eşsiz bir yazar. Sırayla Mezarlık Kitabı, Yokyer, Koralin: Gizli Dünya ve Yıldız Tozu'nu okudum, ki hepsi birbirinden güzel kitaplardı. Ve yine türdeşimin tavsiyesi sayesinde bu sırayla okuduğum için Gaiman'ın ne kadar değişip aynı zamanda aynı kalabileceğini fark ettim. Ve yine bu sayede Amerikan Tanrıları'nı sona bırakıp finali muhteşem bir şekilde yaptım.
Dediğim gibi, kitap hakkında söylenecek çok şey var. Öncelikle mitoloji delilerinin bile kafasını karıştıracak cinsten bir Tanrı kalabalığı olduğunu belirtmeliyim. İskandinav tanrılarından, Mısır tanrılarına, Haiti tanrılarına kadar sayamayacağım kadar çok mitoloji iç içe geçmişti. Bu çoğu zaman kafa karıştırıcı olsa da o kafa karışıklığını yaşamak bile ayrı bir keyif veriyor. Fakat kitapta kesinlikle bir anlaşılmazlık, sıkıntı söz konusu değil. Aksine heyecan ve merak unsurları her daim zirvede.
Ana karakterimiz Gölge, bir hırsızlık vak'asına karışmasının ardından 3 sene hapis cezasına çarptırılmıştır ve cezası bitmek üzeredir. Tam nasıl eski yaşamına dönüp sıradan şeyler yapacağını düşlerken, cezaevi müdürü tarafından çağrılır. Gölge, sessiz sedasız çektiği cezasında kesinlikle bir kusur bulup süreyi uzatacaklarını düşünürken çok daha farklı bir haber alır: Karısı Laura ölmüştür. Bu haberle beraber Gölge'nin erken tahliyesine karar verilir. O ise ne yapacağını bilmez bir şekilde daha önce Laura'nın ayırttığı uçak biletleriyle kendi şehrine gitmek üzere uçağa biner. Ve uçakta hayatını alt üst edecek, adının Çarşamba olduğunu söyleyen, adamla tanışır.
Kitapta Gölge vasıtasıyla Amerika'yı eyaletlerinden tutun küçük kasabalarına kadar dolaşıyoruz. Ve her gittiğimiz yerde farklı biriyle, daha doğrusu tanrıyla karşılaşıyoruz. Karakter çeşitliliği bol olan bu kitapta benim en çok ilgimi çeken İskandinav mitolojisinin ürünlerinden sabahı, akşamüzerini ve geceyi temsil eden, Zorya Utrennyaya, Zorya Vechernyaya ve Zorya Polunochnaya oldu.
Amerikan Tanrıları'nın üzerinde çok zaman harcandığı ve emek sarf edildiği her satırında kendini belli ediyor. Gerçekten ince işlenmiş cümleler ve kendini müthiş bir şekilde gizlemiş hikayeler mevcut kitapta. Açıkça söylemek gerekirse, pek çok kişinin de belirttiği gibi Neil Gaiman'ın başyapıtı niteliğinde Amerikan Tanrıları. Diğer kitaplarından çok daha yetişkin işi ve tüm uzunluğuna rağmen son derece akılda kalıcı.
Fantastikseverlerin, hatta sevmeyenlerin bile kesinlikle okuması gereken bir kitap!
Neil Gaiman'ın hayal gücüne hayran kalmamak elde değil. Bana sadece: "Sen yaz, biz okuyalım." demek kalıyor.
Keyifli okumalar.
Bu kitap beni tatlı bir bunalıma sokuyor. Ara sıra tekrardan okumak istiyorum.
Harika bir eser , bence herkes okumalı.
Tanrılar unutulursa ve inananları kalmazsa ne olur? Bu sorunun fantastik ve gizemli hikayesi. Yazarın diğer kitaplarından farklı ama ben sevdim, tavsiye ederim.
Kurgu çok iyi. Kitabın yavaşladığı bazı kısımlar olsa da o kısımlar bile çok keyifliydi. Eğer mitolojiye biraz ilginiz, mitoloji hakkında biraz bilginiz varsa, kitaptan aldığınız keyif en üst düzeye çıkabilir.
Birkaç bölümlük dizi izlemişim gibi hissettirdi bu kitap bana. Belki konusu belki yazarın anlatım tarzından dolayı bilmiyorum. Bir süre ara vermek zorunda kalmama rağmen hikayeden hiç kopmadım. Gerek karakter zenginliği gerekse konunun orijinalliği olsun bayıldım ben bu kitaba. Neil Gaiman zaten hiç ön araştırma bile yapmadan kitaplarını aldığım bir yazar, Amerikan Tanrıları'nda da ustalığını çok iyi sergilemiş.
200 sayfalık kitap vardır, gereksiz yere uzatılmıştır, sıkar. 1000 sayfalık kitap vardır, her kelimesinin hakkı verilmiştir ve hiçbir fazlalığı yoktur. Amerikan Tanrıları ise 600 sayfalık orta kalınlıkta bir kitap olmasına rağmen içinde fazla detay, fazla kopukluk barındıran bir kitap. İlk başladığımda üç günde biter bu diye düşündüğüm, ama bir haftaya uzayan, arada bir yerde takıldığım ve iki gün boyunca okumayı canımın çekmediği bir eser.
Kötü mü? Değil. Hatta sırf birikimi nedeniyle okunmalı. O kadar şey araştırılmış ki, kitaptaki emek sayfalardan damlıyor, sırıtıyor okura. Buna rağmen arada alaka kuramadığım bölümler var. Keşke bu kadar uzatılmasaymış da aldığı yorumları daha çok hak etseymiş.
Başarılı olmaya çok yaklaşan, ama malesef kopuk anlatım tarzı nedeniyle ve gereksiz yere uzatılmış öyküsüyle yer yer çok canımı sıkan bir kitap oldu, Amerikan Tanrıları. Ana hatlarıyla çok ilgi çekici bulmuş olmama rağmen, hikayenin gelişim aşamasının çok tekdüze olması, finale gelindiğinde büyük bir heyecan yaşamanıza engel oluyor. Yine de dahice düşünülmüş karakterler ve esprili bir dile sahip olan diyaloglarla gülümseyerek okuduğum bir kitap oldu. Finalinden de tatmin oldum diyebiliriz.
Fazla Amerikan ve bir türlü ilgi çekici hale gelemedi. Çok fazla gereksiz ayrıntı ile uzatılmış.