http://dilarabook.blogspot.com.tr/2017/11/armada-ernest-cline.html
Uzun zamandır bilimkurgu romanı okumuyordum ve bu yüzden bu kitabın yorumunu yazdıktan sonra kendimi bilimkurgu filmlerinin arasında kaybetmeyi düşünüyorum.
Kahramanımız Zack, günlerini lise ve oyun arasında geçiren sıradan bir Amerika'lı öğrencidir. Tabi sıradanlığı hayat tarzı için geçerli. Bir gün, sınıfının camından baktığında bir uzay gemisi görür, sonrasında olan şeyler ise bildiği sandığı şeyleri sonsuza dek değiştirecektir.
Evet her bilimkurgu filmi izlediğimde acaba bunlar gerçek olsaydı ne olurdu diye düşünürüm. Bir ara kendimi uzaylı yazılarının arasında kaybetmişliğim bile var ki şahsen ben onlara inanan biriyim.
Acaba kahramanımız Zack gibi oynadığımız bilimkurgu oyunu bizi istilaya hazırlamak için yaratılmış bir simülatör olsaydı acaba ne yapardık?
Kitabın ilk elli sayfasında Zack'in ölmüş olan babası Xavier'ım teorilerine ve birçok bilimkurgu filmine ve oyunlarına yer veriliyordu. Bu kısımları geçtikten sonra kitap ciddi anlamda açıldı ve bir gün içerisinde başından kalkmayarak okumama sebep oldu kendisini.
Aslında birçoğumuzun buna bende dahil acaba diye düşündüğümüz bir senaryoyu önümüze koymuş yazar. Bu ve yazarın dilinin elli sayfadan sonra açılmasını da eklersek ben oldukça keyif alarak okudum diyebilirim kitabı.
Sonu ise ayrı bir hikaye. Bir kapı kapı kapandı diğeri açıldı. Yazarın kitaba devam etmek gibi bir niyeti varsa ilkinden çok başka yerlerde olur geçenler bu yüzden çıkarsa asla kaçırmam. Ama tek kitap olarak da oldukça tatmin edici.
Kapağındaki ince noktalara değinmiyorum bile.
Bilimkurgu seviyorsanız bu kitabı kesinlikle kaçırmamınızı öneririm.
Ready player One gibi bir başyapıttan sonra yazar hakkında soru işaretleri uyandırdı. Ancak yine de akıcı dili için ve finali için okunur.