Çok güzel bir kitaptı, kurgusu iyi ve sürükleyiciydi. Fakat kitaba başlamak istiyorsanız arka kapak yazısını okumadan başlamanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar :)
Baslarda sıkıldım nerdeyse bırakıyordum,sonra ha bir gayret devam ettim ve pişman olmadım.İlerledikçe kitap merakım arttı,gözyaslarımı tuttamadım zaman zaman.
Degerlendirme bu kadar,her okuyucu bu kitabın gizemini kendi okuyarak çözmeli.😉
Kurgusu fena değildi. Ara vererek okudum çünkü bazı kısımlar çok yavaş ilerledi. Karakterlere ısınamadım ne yazık ki. Özellikle Brett baş karakterken içimde hiçbir duygu uyandırmadı. Nefret bile etmiyorum, nötr bir karakter benim gözümde. Aşık oldu ama gerçek aşkı da hissedemedim. Tüm karakter tanıtımları hızlı hızlı gerçekleşti, herkes birbirini önceden tanıyormuş gibi bir anda can ciğer kuzu sarması oldular. Brett'in, her ne kadar sonradan mirasın kendisi için bir önemi kalmadığını söylese de, çok zorlama geldi bana yaptıkları. Dediğim gibi daha gerçekçi, yüzeysel olmayan karakterlerle bu kurgu biraz da içine tempo katılarak daha iyi bir hale gelebilirdi.
Yine de fazla bir beklenti içine girmeden, kafa dağıtmak için rahatlıkla okunabilir ki dram yoğun olsa da bu türdeki kitapların sonları az çok tahmin edilebilir.
https://illekitap.blogspot.com/2019/10/lori-nelson-spielman-ask-pesinde-bir-yl.html
Uzun zamandır elimde olan bir kitaptı ve aşk kitabı olduğunu düşünerek okudum. Açıkçası ismine bakıldığında aşık olduğu kadının veya adamın uğruna yıllarını harcamış aşık bir insan bekliyordum. Ya da onun gibi bir şey... olmadı o türevde bir şey ama kesinlikle böyle bir kurgu beklemiyordum.
Bu konuda yayınevine yadırgadım açıkçası çünkü kitabın orijinal adına bak, kurgusuna bak ve bir de adına bak. Bir kitaba bu kadar alakasız bir isim konulurdu. Kitabın ismine kesinlikle aldanmayın size bir aşk romanı sunmuyor. Tamam içerisinde aşk var ama ana tema aşk değil.
Yazarın kurgusunu sevdim ve açıkçası annesine tapan bir insan olduğunu da düşünmedim değil çünkü annesini seven bir kız evlat olarak bu tür bir durumda ben kalsam sadece okurken bir sinirden ve öfkeden köpürürken Brett'in duyguları ve davranışları beni şaşırttı. Bu yüzden yazarın annesine taptığını düşünüyorum :)
Kitabın durağanlığını falan es geçersek aslında kurgusu oldukça akıcı ve sonunun nereye gideceğini merak ediyorsunuz.
Kitabın konusuna kısaca değinmek gerekirse; Bir kozmetik devinin tek kız varisi olan ve yengesi ile beraber şirkette çalışan Brett, annesi öldükten sonra şirketin başına geçeceğini sanmaktadır. Ancak annesinin vasiyeti açıklandıktan sonra ve şirketin başına yengesi geçerken iki ağabeyine oldukça tatmin edici miraslar kalırken Brett'in eline henüz 14 yaşındayken kendisinin yazdığı ölmeden önce yapılacaklar listesinin miras kaldığını ve listedeki her maddeyi yerine getirdikten sonra mirasını alacağını söylemesi Brett'in hayatına resmen bir tokat gibi çarpar. Brett'in hayatı tamamen değişir bundan sonra.
Listedekileri yapmaya başladığında sevgilisinden ayrılan ve ardından sevgilisini en yakın arkadaşıyla basan Brett bir işsiz, beş parasız açıkta kaldığında hayata daha da sıkı tutunmaya başlar ve listenin maddelerinden biri olan öğretmenlik işini ciddiye alır. İşte bu durumda hayatı oldukça değişir.
Kitabın Brett'in özel öğretmenliğe başlamasıyla açıldığını düşünüyorum. Daha bir ilgi çekici geldi. Dr. Garret Taylor ile sohbetleri, annesinin avukatı Brad ile arkadaşlığı ve ağabeyinin ayarladığı Herbett ile ilişkisi... her şey oldukça karmaşık ve tatminsiz hissettirirken Brett'in hayatındaki tek güzel şey öğrencileri, sığınma evindeki yeni küçük arkadaşı ve gerçek babası ile mükemmel ilişkisiydi.
Herbett'ten ne zaman ayrılacak diye beklerken hep Brad'le beraber olacak dedim. Ama biliyorum spoiler olacak ama Dr. Taylor büyük sürpriz oldu çünkü beklemiyordum ve umudu kesmiştim.
Küçük Austin okurken benim bile yüzümü gülümsetti diyebilirim. hamile kalmak, doğurmak büyük bir şey olabilir ama bir bebekle, kendi canından olmayan, kimsesiz sahipsiz bir bebekle bağ kurup ona anne olmak... işte gerçek annelik... Brett'in yaptığı bu şey çok güzeldi.
Dr Taylor ise, daha ilk konuşmalarında ben ondan hoşlanmıştım neden onunla bu kadar geç karşılaştı Brett anlamadım. Bence ilk ona fırsat vermeliydi.
Ağabeyi Joad'ın tavırlarına yeminle sinir oldum. Hep Brett'in bir şeyleri kendilerince haklı çıkarma çabası ve biraz da Polyannacılık yapmasına sinir oldum. Arkadaş ağabeyin sana sahip çıkması gerekirken resmen seni hep bir şeyler konusunda sürünmeni ister gibiydi. Mutlu olmanı pek istemiyor gibiydi.
Her neyse bu kitap o son 50 hatta son 100 sayfa için bile kesinlikle okunurdu. Dediğim gibi pek ismine aldanıp da aşk romanı beklemeyin, çünkü değil. Bir kadının vazgeçtiği hayalleri yerine getirmesini konu alan aile ilişkilerine, arkadaşlıklara ve aşka değinen bir kitap. Yani bir yerde klasik çağdaş kadın edebiyatı dediğim türdeydi.