Kitabın yarısından fazlasında sıkılmış olabilirim evet ama yine de bu kitaba beğenmedim diyemiyorum. Sıkıldım, çünkü anlatım çok yavaştı. Yazar kitabı bu kadar uzatmasa ortaya çok daha güzel bir eser çıkartabilirdi.
İki zamanlı olarak anlatılan konu ve bu iki zaman arasında bağdaştırılan olay ile karakterler gerçek anlamda iyiydi. Özellikle kitabın ortalarına doğru katılan felsefi düşünceler ile birlikte aklımda daha yer edici bir kitap oldu. Kitabı beğendim, çünkü hem konu ilginçti hem de her iki kadın karaktere kendimi çok yakın hissettim. Onların yaşantılarını kendimde, kendimin yaşantılarını onlarda gördüm. Duygu ve düşüncelerinden etkilendim. Her ikisi de bana çok şey kattı.
Kadınların halk arasında, yasaların önünde hatta kendi evlerinde söz sahibi olmamaları, sürekli iftiralara maruz kalması ve bundan sadece cinsiyetleri yüzünden kaçamadıklarını okumak; oldukça sinir bozucuydu. Bugün bile bunu yaşıyor olmamız daha da üzücü ve sinir bozucu. İnsanların; cinsiyet gözetmeksizin kim olurlarsa olsunlar, eşit olduklarını düşünmek çok fazla ütopik gibi gözükse de, aslında değil. Olmaması gerek.
Kısacası eski Atina’yı ve 1800’lü yıllar İngiltere, İskoçya, Fransa ve Osmanlı tarihini okumayı seviyorsanız kitabın biraz ağır aksak ilerlemesine takılmam diyebiliyorsanız, tavsiye edebileceğim bir kitap. Zaten tavsiye etmem diyemem bu kitaba, haksızlık olur. Her şeye rağmen okunmaya, vakit ayırmaya değen bir kitap.